Bengisu ile Türenç'in türban kavgası!
Yiğit Bulut'un hazırlayıp sunduğu Sansürsüz'de Tufan Türenç ile Nihal Bengisu Karaca arasındaki tartışma yer yer gergin anlara sahne oldu.
Habertürk ekranlarında Yiğit Bulut'un hazırlayıp sunduğu Sansürsüz yine hararetli bir tartışmaya sahne oldu. Hürriyet yazarı Tufan Türenç, Cumhuriyet yazarı Ali Sirmen, Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca ve Star yazarı Nasuhi Güngör katıldı.
Gündemin hassas konularından olan 'çağdaşlaşma ve muhafazakarlık' tartışması programda sıcak dakikalar yaşanmasına neden oldu. Tufan Türenç ile Nihal Bengisu Karaca arasındaki tartışma yer yer gergin anlara sahne oldu.
TÜRENÇ VE NİHAL BENGİSU'NUN TÜRBAN KAPIŞMASI!
Tufan Türenç: Ben Türkiye'nin modern bir Atatürk cumhuriyeti olmasını istiyorum.
Yiğit Bulut: Peki masanın sol tarafı farklı mı düşünüyor. (Masanın sol tarafında oturan Nihal Bengisu Karaca ve Nasuhi Güngör oturmakta)
Tufan Türenç: Evet, farklı düşünüyoruz, açıklamaları öyle gösteriyor.
Nihal Bengisu Karaca: Bu cümleleri bizim ağzımızdan duydunuz mu? "İnsanların başını örtmesi harika bir şeydir" dedim mi ben? Buna inanırım inanmam ama dedim mi böyle bir şey?
Tufan Türenç: O zaman neden örtünüyorsun?
Nihal Bengisu Karaca: Başkalarına kritik teşkil edecek bir tavrım oldu mu? İnsanları örtünmeye teşvik mi ettim mesela? Ben sadece özgürlükleri savundum. Eğer sizin eşiniz 'Ben başım açık olduğu için baskı gördüm' derse onun da yanında olurum.
Tufan Türenç: Olursanız iyi o zaman. Ama o zaman bana şunu söyleyin. 'Ben de Türkiye'nin modern bir ülke olmasını istiyorum, ben de çağdaş bir eğitim istiyorum, din okulları yaygınlaşmasın' deyin.
Nihal Bengisu Karaca: Neden? Siz mi belirleyeceksiniz ne diyeceğimizi? Bu mu sizin çağdaşlığınız? Bu nasıl bir Avrupailik?
Tufan Türenç: Bakın siz dinlemiyorsunuz. Bu bile çağdaşca değil.
NİHAL BENGİSU: YAZILARIMIZI BİLE OKUMADAN YARGILIYORSUNUZ!
Nihal Bengisu Karaca: Yazılarımızı filan da okumuyorsunuz belli ki. Ama bizim hakkımızda ne düşüneceğinizi önceden biliyorsunuz. Bu bir kere hiç çağdaş bir tutum değil, akılcı bir tutum değil. Sonra da kalkıp 'Avrupa' diyorsunuz. Biz insanların kimliklerini, kendini özgürce ifade etmelerini, esnek bir sistem istiyoruz. Bu sistem Avrupa çıkışlı düşünceye de ters düşümüyor bilakis uyuyor.
ANADOLUDA İÇKİ SATIŞI BASKI ALTINDA TARTIŞMASI
Ali Sirmen: Bu farklı düşünceler normaldir. Önemli olan şudur: Taraflardan biri diğerini demokratik olmayan yönetmlerle sindirmeye, baskı altına almaya çalışırsa sorun olur. Maalesef Anadolu'da baskı var. Hepinizin tanıdığı bir gazeteci anlatıyordu. 'İstanbul'dan bir şey görmüyorsunuz. Kayseri'de bir içki almak için dağ başına gitmek zorunda kalıyoruz' diyor.
Nasuhi Güngör: İhtiyaç mıdır bu? Nasıl bu kadar ifade ediyoruz Ali Bey?
Nihal Bengisu Karaca: Talep olmayınca adam bakkalında satmıyor içkiyi. Bunun baskıyla ne alakası var. İçen varsa satılır bunu savunuyorum ama...
Ali Sirmen: Kızı şort giyen adama ev vermiyorlarsa bir baskı vardır.
Tufan Türenç: Erzurum ve Elazığ'da kendi gözlerimle gördüm. Şehirde içki içmek istersen bir yer bulamıyorsun. Elazığ'da valiyle konuştum bir tek yer yok dedi. Ben istiyorum ki Türkiye bir Fransa kadar modern olsun. Kadınları modern giyinsin. Türban, çarşaf giyen de olur. Beni enterese etmez.