Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 12 Haziran Genel Seçim kampanyasını dün Bayburt’tan başlatarak, CHP, MHP ve BDP’yi ağır sözlerle eleştirdi. Erdoğan, YGS eylemlerine katılanları eleştirirken kullandığı, “Biz de karşılarına 10 bin genci koyarız” sözlerine, “Taksim’de bin bozkurtla seni kovalarım” diye yanıt veren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yle yaşadığı polemiği sürdürdü. Erdoğan, “Ben bozkurtla dolaşmıyorum, ben eşrefi mahluk olan insanlarla dolaşıyorum. İnanıyorum ki hayvanın bizim dinimizde yeri vardır, kutsaldır ama eşrefi mahluk olan insanı onunla tehdit etmek aklı selim sahibi insanlara yakışmaz” dedi. Erdoğan şu mesajları verdi:

BAHÇELİ’YE BOZKURT YANITI: Şimdi duydum ki bir meydan okuma yapmış. Bu meydan okumasında da diyor ki, ‘Taksim’e 10 bin gençle gelecekmişsin, veya beş bin gençle... Ee bin bozkurtla Kasımpaşa’ya kadar kovalarım.’ Allah Allah. Sayın Bahçeli sen bozkurtlarla mı dolaşıyorsun? Bozkurtların sana hayırlı olsun. Ben bozkurtla dolaşmıyorum, ben eşrefi mahluk olan insanlarla dolaşıyorum. Bizim gençliğimizin bugüne kadar illegal hiçbir eylemi olmamıştır. Ama senin geçmişinde bunlar var, bunu biliyoruz. Onun için, sizin ağzınızdan çıkanlara daha fazla cevap vermeyeceğim. Çünkü bu noktada sizi daha fazla muhatap almıyorum Sayın Bahçeli. Böyle kovalamaca oynayacak bozkurtların varsa sen o bozkurtlarla, o alanlarda yine koşturmaya, kovalamacaya devam et.

HAYVANIN DİNİMİZDE YERİ VAR: Kimin peşinde olduğunuza dikkat edin. İnanıyorum ki hayvanın bizim dinimizde yeri vardır, kutsaldır ama eşrefi mahluk olan insanı onunla tehdit etmek aklı selim sahibi insanlara yakışmaz.

GENÇLERİMİZİ YÜRÜTMEYİZ: BDP, sürekli olarak etnik yapılardan beslenmeye gayret etmesi karşısında, MHP de şehitleri, şehit cenazelerini istismar ederek ayakta kalmaya devam etti, ediyor.

BDP’Lİ BELEDİYEDEN MOLOTOF ATILDI: BDP her zaman mağduriyet ve tahrik üzerinden kendisine çıkar sağlamanın peşine düşmüştür. Düşüncesizce, vicdansızca gençleri kışkırtarak galeyana getirerek hatta düşünebiliyor musunuz BDP’li bir belediyenin penceresinden molotof kokteyli atılıyor Diyarbakır’da. Ondan sonra ‘hayır yok’ diyorlar. Kamera kaydı var, nerede yok? Molotoflarla, vatandaşlarımızın dükkanları cam, çerçeve indiriliyor. Bu nasıl bir anlayış? Nerede sizin birliğiniz, beraberliğiniz, hani sizin kardeşliğiniz? Sen seçim propagandası yapacaksın, 3-5 oy toplayacaksın diye dağlarda gençler ölüyor, askerimiz, polisimiz şehit oluyor. Soruyorum size Allah aşkına, bunu yapanlar vicdansız değil mi? İhtirastan gözleri kör olanlar değil midir?


YSK’DA BİZİ SUÇLADILAR:
YSK kararının ardından yaşananları gördünüz; CHP’si, MHP’si, BDP’si onların yandaş medyası, koro halinde Ak Parti’yi suçladılar. Neden? Bunlar yürütmenin yargıya müdahalesine alışmışlar. Kendi dönemlerinden alışkanlık haline getirmişler. Her kararın arkasında siyasi irade arıyorlar.
Demek bizi mağdur eden o YSK kararlarının arkasında da siyaset vardı, siyasi hesaplar vardı. Benim de milletvekilliği noktasında önümü kestiler. Karar verdi yargı dedi ki, ‘Seçime giremez’.  Ne yapmıştım ben Milli Eğitim Bakanlığı’nın Talim Terbiye Yüksek Kurulu’nun tavsiye ettiği bir kitaptan bir dörtlük okumuştum. Bundan dolayı önümü kesmek isteyenler, başaramadılar. Kudret, kuvvet sahibi olan Allah. Milletim ‘yürü’ dedi yürüdük ve yürüyoruz, yürüyeceğiz. 

Bozkurt düellosu  nasıl başladı?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli arasında yaşanan bozkurt duellosu Başbakan’ın 18 Nisan’da YGS protestolarına destek veren muhalefeti fırsatçılıkla suçlamasıyla başladı. Erdoğan, “Taksim’de bin kişiyi, iki bin kişiyi yürütmek, iki bin genci yürütmek problem değil.
Biz de kalkarız onların karşısına 5 bin, 10 bin genci koyarız. Ama biz bu ülkede gerilimden yana
değiliz” dedi.
Bahçeli de bunun üzerine “10 bin genci teröristlerin karşısına çıkar da görelim. Senin
5-10 bin kişilik milis kuvvetin mi var?  Kimi korkutuyorsun? Sayın Erdoğan on bin milisinle Taksim’e gel, ben de bin bozkurtumla oraya geleyim. İnanıyorum ki Kasımpaşa’ya kadar ardına bakmadan kaçacaksın” diye konuştu.