Sevdalısı olduğu Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri ve Edirne için şiirler yazarak besteler yapan müzisyen, eğitimci-yazar merhum Beyazıt Sansı, geçirdiği rahatsızlık sonucu 4 yıl önce 76 yaşında hayatını kaybetti.

Sansı'nın 1995 yılında yazdığı marş, 2004 yılından bu yana Kırkpınar Yağlı Güreşleri törenlerinde İstiklal Marşı'nın ardından okunuyor. Sansı, vefatına kadar tüm Kırkpınar törenlerinde Edirne Belediye Bandosu müzisyenleriyle marşı seslendirdi.

Babasının vefatının ardından ise bayrağı oğlu Seven Sansı devraldı.

Aynı zamanda Edirne Devlet Türk Müziği ve Rumeli Müzikleri Topluluğu saz sanatçısı olan Sansı, babasının mirasını yaşatarak Kırkpınar törenlerinde mikrofonun başına geçiyor.

- "Babam Beyazıt Sansı bu camiada namıyla bilinir"

Sansı, AA muhabirine babasının Edirne ve Kırkpınar aşığı bir insan olduğunu söyledi.

Kırkpınar marşındaki "Her bir yiğit namı ile anılır" sözleri gibi babasının da "Beyazıt Hoca" namıyla anıldığını belirten Sansı, "Babam Beyazıt Sansı, bu camiada namıyla bilinir. 31 yıl Türkiye'nin farklı yerlerinde görev alarak öğretmenlik yaptı. Öğretmen okuluyla birlikte 35 yıllık gurbetliği var." dedi.

Babasının emekli olduktan sonra Edirne'ye döndüğünü anlatan Sansı, o günden sonra kente değer katmak için çaba sarf ettiğini dile getirdi.

Merhum babasının Edirne'yi çok sevdiğini dile getiren Sansı, "Bu gurbetlik onda Edirne sevdası duygularını depreştiriyor. 1995 yılında Kırkpınar marşının sözlerini ve bestesini yapıyor. 2004 yılında da Edirne Belediyesi Encümeni bu marşı resmi Kırkpınar marşı olarak tescil ediyor. O günden beri Kırkpınar merasimlerinde İstiklal Marşı'ndan sonra Beyazıt Hoca'nın bu eseri çalınıp söyleniyor." ifadelerini kullandı.

- "Müziği babamdan öğrendim"

Sansı, babası gibi kendisinin de Kırkpınar ve geleneklerine merakı olduğunu belirtti.

Kırkpınar törenlerinde babasından miras marşı seslendirdiğini dile getiren Sansı, şunları kaydetti:

"Babam 2020 yılında rahmetli oldu. Belediyemiz Kırkpınar törenlerinde marşın okunması görevini bana verdi. Ben de çok severek ve gururlanarak bu işi devam ettirmeye çalışıyorum. Ben de Edirne Devlet Türk Müziği ve Rumeli Müzikleri Topluluğu'nda keman sanatçısıyım. Hem babamın adını hem de anonimleşmiş bu marşı yaşatmaya devam ediyorum.

Ben müziği babamdan öğrendim, ilk öğretmeni babamdı. Ben daha doğmadan önce babam bana bir keman almış. Annem kendisine 'Ya çocuk keman çalmazsa demiş'. Babam da 'Benim çocuğumsa keman çalacak' diye cevap vermiş. Benim kızım da müzisyen, o da keman çalıyor. Aynı kemanı ben de kızıma devrettim. Üçüncü kuşak olarak bu miras devam ediyor."