Belçika haritadan siliniyor mu?

Belçika haritadan siliniyor mu?

Avrupa'da giderek artan milliyetçilik söylemleri çok ince bir cizgide birleşen Flaman ve Valonları ayırma noktasına getirdi. Ülkede yine Belçika'nın dağılması konuşuluyor.

Belçika Kralı 2. Albert, Flamanlar ve Valonlar arasında dil ile ilgili anlaşmazlığı gidermeye yönelik görüşmelerin başlatılamamasının ardından, Yves Leterme hükümetinin istifasını kabul etti.

Siyasi belirsizliğe sürüklenen Belçika’da, Kral II.Albert başbakan Yves Leterme’in istifasını kabul ettiğini açıkladı.

Kral, istifasını kabul ettiği beş aylık Leterme hükümetinden rutin işleri yürütmesini istedi.

Flaman Liberal Partisi, başkent Brüksel çevresindeki Flaman bölgelerinde yaşayan, Fransızca konuşan Valonların hakları konusunda uzun süredir devam eden anlaşmazlık sonucu hükümetten çekildi.

Flaman Liberal Partisi’nin koalisyondan çekilmesi sonucu, Leterme krala istifasını sunmuş ancak II.Albert hemen kabul etmemişti.

Geçen hafta aşırı sağcı Vlamans Belang Partisi’nin üyeleri, parlamentoda “Flamanların bağımsızlığını istiyoruz” yazılı bir pankart açmıştı.

Valon bölgesinden ayrılmak isteyen parti üyeleri, Flaman marşını söyledi.

Belçika 2007 yılından bu yana dört kez hükümet değiştirdi.

Avrupa Birliği kurumlarının merkezi olan Belçika, Temmuz ayında Avrupa Birliği dönem başkanlığını devralacak. Belçika’nın yaz tatilinden önce erken seçime gitmesi bekleniyor.

Belçika

Avrupa'nın güçlü devletleri tarafından, 1830 yılında, tampon bölge olarak kurulan, İngiltere'de yaşayan bir Alman prensin kraliyetine verilen ve Kongo sömürgesiyle zenginleşerek ihtiyaçlarının büyük kısmını gideren Belçika, Hollandaca konuşan Flamanlar ve Fransızca konuşan Valonlardan oluşuyor. Ülkede Almanca konuşan küçük bir halk grubu da bulunuyor. Yüzde 90'ı Fransızca konuşan Brüksel'in çift lisanlı bölge olduğu varsayılıyor.

AYRILIKÇI FEDERAL SİSTEM

Belçikalılar, 1980'li yılların başında, model olmak iddiasıyla yöneldikleri federal sistemle yerel parlamento ve yönetimlerin yetkilerini genişlettiler. Valonya, Flandr ve Brüksel bölgelerinde farklı hükümetler kurulurken, ayrılıkçılık (seperatisme) ülke anayasasının temel ilkeleri arasında yer aldı. Bu durum, Valonlar, Flamanlar ve Brükselliler arasındaki kopukluğu artırırken, menfaat çatışmalarını da hızlandırdı.

Siyasi partileri de Flaman ve Valon olarak bölünen ülkede, ayrı ayrı kurulmuş olan liberal, muhafazakar veya sosyalist Flaman partiler ile Valon partilerin, siyasi eğilimleri aynı gözüktüğü halde, tamamen farklı görüşler içinde çatışmaları da hız kazandı.

Belçika'da, dünyanın başka hiçbir ülkesinde görülmeyen sorunlar yaşanmaya başladı. Çevresi Flaman belediyelerle çevrili olan Brüksel'den 5 kilometre mesafede polisle muhatap olmak durumunda kalanlar, Flamanca bilmedikleri için kendi devletlerinin polisiyle anlaşamaz oldular. Belediyeler, yabancılara gösterdikleri hoşgörüyü kendi vatandaşlarına göstermeyerek, Belçikalıların ikamet kayıtlarını engellemeye başladılar. Politikacılar, kurumlar ve vatandaşlar arasında diyalog giderek koptu, toplumlar arası menfaat kavgaları arttı. Belçikalı kelimesi, giderek yerini Flaman, Valon ve Brükselliye bıraktı.

Son aylarda, Flamanların, kendi bölgelerinde bir evin kaloriferini onaracak bir tamircinin Flamanca bilmesini şart koşmaları ilginç bir örnek oluşturdu.

FLAMAN BÜYÜKELÇİLİĞİ Ülke ve devlet menfaati, tek devlet vatandaşlığı ulus, bayrak, milli marş gibi kavramlar halk dilinden koparken, Flandr Bölgesi, Paris'te büyükelçilik açtı.

Flamanlar, Valonlar ve Brükselliler, seçimlerde, Federal Parlamento ve yerel parlamentolar için kendi milletvekillerini seçtiler ve bu milletvekilleri tüm ülke vatandaşlarını değil, sadece kendi seçmenlerini temsil etmek, korumak ve sadece kendi bölgelerinin seçmenlerine hesap vermek durumunda bırakıldılar. Siyasette bölgesel saldırı, uzlaşmazlık ve çatışmalar arttı.

Politikacılar, bölgesel sorunları aşmak ve kendi seçmenlerinin taleplerini yanıtlamak için devlet bütçesini küçültüp bölgesel bütçelere ağırlık verdiler. Federal kurumlar devletin ortak malları, değerleri, menfaatleri için karar alamaz duruma geldiler. Demiryollarını, vergi sistemini ve sosyal sigortaları da bölgeselleştirmek hedefi ön plana çıktı. Flaman kesiminde yüzde 8 olan işsizlik oranı Valonya'da yüzde 20'yi bulunca Flamanlar, Valonların sosyal sigorta ve hastane masraflarını karşılamayı reddetme eğilimine girdiler. Vatandaşlarına ömür boyu işsizlik tazminatı verebilen Belçika'da, federal sistemin en temel gereği olduğu anlatılan dayanışma ilkesi gündemden düştü.

Federalizm ve ayrılıkçılık ilkeleri devletin bütçesini küçültünce, yılda 45 milyar euroya inen bütçe, ihtiyaçları karşılamıyor. Aynı devlet, her yıl, sosyal sigortalar için 40 milyar, kamu borçları için 26 milyar harcamak durumunda kalınca bloke oluyor.

YENİ DEVLET ARAYIŞLARI

İlk aşamada, yeni devlet kurmak, Belçika'yı haritadan silmek hedefini açıkça ortaya koyan aşırı sağcı Flaman Vlaams Blok partisi, bugün Flaman bölgesinde, Kahrolsun Belçika sloganıyla oyların yüzde 25'ini elde ediyor. Bu durumu gören ve aşırı sağın tırmanışını engelleyemeyen diğer bazı Flaman partiler de yeni devlet kurma, Valonlardan kopma fikirlerini desteklemeye başladılar. Valonlar, Fransa'ya ilhaktan söz ederken, Brüksel Bölgesi bağımsızlık ve AB'ye sığınma formülleri arayışına girdi.

Belçika basını, 2004 yılında, Devletin sonu geliyor manşetleriyle ülkede federal sistemin çökmekte olduğunu, devletin paylaşıldığını, şatolarda buluşan siyaset ve ekonomi yetkililerinin yeni devletler için uzlaşma aradıklarını, 2005 yılında yayımlanacak bir manifestoyla çeşitli formüllerin gündeme taşınacağını yazdılar.

Çekoslovakya örneği gündeme getirilirken, 1993'te, birkaç günde bölünen bu ülkenin sınırlarının ve koşullarının Belçika'ya çok benzediği üzerinde duruluyor.

Federal sistemi sarsılan Belçika'da, şimdi, iki veya daha çok sayıda bağımsız devletin, bazı alanlarda yönetim işbirliğinde bulunmaları olarak tanıtılan konfederal sistemden söz ediliyor.

Kaynak: Euronews / Milliyet

Etiketler :