Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Anayasa değişikliği halkın hakemliğine gittiği takdirde herkes meramını anlatacak ve halk sandıkta bir uzlaşma ortaya koyacak. Eğer cumhurbaşkanlığı sisteminin kabulü yönünde bir uzlaşma ortaya koyarsa sistem yasalaşmış olur, reddi yönünde uzlaşma ortaya koyarsa reddedilmiş olur." dedi.

Anayasa değişikliği teklifinin 11. maddesi üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Bozdağ, anayasa yapma ve değiştirmenin TBMM'ye ait olduğunu, bu konuda herhangi bir tereddüt olmadığını söyledi.

Bozdağ, anayasa değişiklikleri yapılırken geniş bir uzlaşma zemininin üzerine inşa edilmesi gerektiğine dikkati çekerek, "Her zaman maalesef büyük bir uzlaşma yapmayı başarma imkanı olmuyor. Şu anda Türkiye'de çok önemli bir anayasa reformu yapıyoruz. Bu anayasa reformu üzerinde iki büyük siyasi parti arasında tarihi demokratik bir uzlaşma söz konusudur. Son derece önemlidir." ifadelerini kullandı.

Meclisteki diğer iki siyasi partinin ise uzlaşmaya katılmadığını hatırlatan Bozdağ, parlamentoda uzlaşma sağlama imkanı olmadığı için anayasa değişikliğinin halkın hakemliğine sunulacağını dile getirdi.

Bakan Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Anayasa değişikliği halkın hakemliğine gittiği takdirde herkes meramını anlatacak ve halk sandıkta bir uzlaşma ortaya koyacak. Eğer cumhurbaşkanlığı sisteminin kabulü yönünde bir uzlaşma ortaya koyarsa sistem yasalaşmış olur, reddi yönünde uzlaşma ortaya koyarsa reddedilmiş olur. Bu uzlaşmayla yürüyen bir çalışmadır ve anayasaya uygun bir çalışmadır. Bu çalışmayı yapmayı darbe olarak nitelemek anayasal bir kuruluş olan, milletin iradesini yansıtan TBMM'nin vazifesini yapmayı bir suç olarak nitelemektir. Bu da fevkalade yanlışlıktır. Bunun altını özellikle çizmekte fayda görüyorum."

- "Halka yürütmeyi doğrudan seçme yetkisi veriliyor"

Mevcut uygulamada halkın sandıkta sadece yasamayı seçtiğini, yürütmeyi ise milletin temsilcilerinin iradesinin belirlediğini anımsatan Bozdağ, şu anda halkın yürütmeyi doğrudan seçme yetkisinin olmadığını ifade etti.

Bozdağ, bu düzenlemeyle halka yürütmeyi de doğrudan seçme ve değiştirme yetkisi verildiğini kaydederek, "Bu anayasa değişikliği milletten egemenliği alıp tek bir kişiye egemenliği devreden değişiklik değildir. Yürütmeyi doğrudan seçme ve değiştirme yetkisini halka vermek milli egemenliği zayıflatır mı, yok mu eder yoksa güçlendirir mi? Esasında yapılan bu düzenleme bu açıdan da milli egemenliğin kapsamını genişleten ve halka yürütmeyi de doğrudan belirleme imkanı veren bir düzenlemedir." değerlendirmesinde bulundu.

Düzenlemenin rejim değişikliği değil hükümet sistemi değişikliği olduğunu bildiren Bozdağ, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yönetim şeklinin cumhuriyet olduğunu belirtti. Bozdağ, rejim sistemi ile hükümet sistemi arasında dağlar kadar fark olduğunu sözlerine ekledi.