Beethoven’inı Dinleyerek Hareket Ederlerdi

Beethoven’inı Dinleyerek Hareket Ederlerdi

Beethoven, yaşadığı dönemde iktidar çevreleriyle yakın ilişkiler içinde oldu.

Beethoven, siyasilerin ve iktidar sahiplerinin sevdiği bestecilerden. Napoleon'dan Mao'ya birçok lider, Avrupa Birliği'nden eski Doğu Alman Cumhuriyeti'ne çok sayıda siyasi oluşum ünlü müzisyenin eserlerinden yararlandı.

Almanya'nın önemli müzik festivalleri arasında kabul edilen Uluslararası Beethoven Festivali, dünyanın ünlü orkestra ve müzisyenlerini yaklaşık 60 konserde müzik severlerle buluşturmaya hazırlanıyor. 29 Ağustos-28 Eylül tarihleri arasında yapılacak Uluslararası Beethoven Festivali'nin bu yılki ana teması “İktidar ve Müzik” olarak belirlendi. Beethoven Festivali Genel Müdürü Ilona Schmiel, Deutsche Welle'den Klaus Gehrke'nin sorularını yanıtladı.

- Uluslararası Beethoven Festivali'nin bu yılki teması “İktidar ve Müzik”. Bu seçimin gerekçelerini sizden öğrenebilir miyiz?

Beethoven Festivali Genel Müdürü Ilona SchmielSCHMİEL:

Beethoven'in 9'ncu senfonisi burada belirleyici oldu. İlk kez 1824 yılında seslendirilen 9'uncu senfoninin günümüze kadar olan gelişimini gözden geçirdik. Beethoven, bu eserinde, Friedrich von Schiller'in 'Neşeye övgü' isimli şiirini, yani bir ütopyayı seslendiriyor. Bu ütopyanın, bugünün dünyasında güncelliğinden hiçbir şey kaybetmediğini görüyoruz. Günümüz dünyasında hala savaşlar, baskılar, açlık ve diğer olumsuzluklar varlığını koruyor. Beethoven, eserini 1824'de ortaya çıkardığında her şeyin daha iyiye gideceğini hayal etmişti. Yalnızca bu ayrıntı dahi 9'uncu senfoniyi tekrar gündeme getirmek için yeterli... Dünya üzerinde 9'uncu senfoni gibi çeşitli vesilelerle seslendirilen bir başka müzik eseri daha yok. Bir tarafta “zaferin müziği” olarak kullanılan 9'ncu senfoninin diğer tarafta hatalı iktidar uygulamalarının aracı olarak kullanıldığına ve bazı iktidarlar ve siyasi anlayışlar tarafından siyasi çıkarlar ve diktatörce emeller doğrultusunda istismar edildiğine tanık oluyoruz.

- Beethoven'in yaşadığı döneme baktığımızda egemenler ve siyasilerle fazlasıyla temas içinde olduğunu görüyoruz. Beethoven, “Eroica”, “Wellington'un zaferi” ya da “Egmont” eserleriyle bir anlamda siyasi, ancak birbirinden farklı mesajlar verdiğini tesbit ediyoruz. Bestecinin bu yanına nasıl yaklaşıyorsunuz?

Beethoven'in Napoleon Bonaparte ile temasları eserlerine de yansıdı

SCHMİEL: Beethoven'in, egemenlerle yakın ilişkiler kurmakla birlikte, bu güç sahiplerine yeri geldiğinde sırtını dönmesi, yaşam öyküsünün belki de en önemli özelliklerinden biri olarak öne çıkıyor. Bu özelliği, yapıtlarına da yansıyor. Bir tarafta Napoleon gibi güç sahiplerine hayranlığını belirliyor diğer tarafta ise bestecinin çalışmalarını da bir anlamda finanse eden burjuva toplumundan yer yer istifade ettiğini gözlüyoruz. Kanımca, Beethoven'in bu yönü, müziğini hala güncel ve etkileyici kılmaya devam ediyor. Müzik yapıtlarının zaman zaman karşılaştığı sorunlar, müziğin yeri geldiğinde bir araç olarak kullanılması, karşılaşılan baskılan, iktidarların müzik eserlerinin yayını için dayattığı belli koşullar ya da müziğe uygun görülen metin ve şiirler... 9'ncu senfoni, bütün bu aşamaların her birini ardında bıraktı.

- Napoleon dediniz, Beethoven'i başka hangi siyasiler araç olarak kullandı?

SCHMİEL: Goebbels, 9'ncu senfoniyi Hitler'in her doğum gününde çaldırıyordu. Eski Doğu Almanya Cumhuriyeti, sözlerini değiştirdiği 9'ncu senfoniyi milli marşı yapmıştı. Avrupa'nın marşı oldu. Çin lideri Mao da, zamanında, tarlalarda çalışan köylüleri motive etmek için 9'ncu senfoniden yararlanıyordu. Kamikaze pilotları bu senfoniyi dinleyerek göreve gidiyordu.


Çin lideri Mao Zedung, tarlalarda çalışanlara 9'ncu senfoniyi dinletirdi Rodezya'nın milli marşıydı. Bu açıdan baktığınızda daha küresel bir eser bulmak zor. Elbette şunu vurgulamak lazım: 9'ncu senfoninin insana ve insan sevgisine olan mesajı, kalıcılığını her şeye rağmen korudu.

- Beethoven'in müziğini günümüz koşullarında, “iktidar ve müzik”, bir başka ifadeyle “güç ve müzik” bağlantısı kapsamında nasıl değerlendirmek lazım?


SCHMİEL: Şahsen benim için her zaman müziğin gücü ön planda. Müziğin birçok şeyi değiştirebilecek bir kudrete sahip olduğu ütopyasına inanmak istiyorum. 2006 yılında Güney Afrika'dan farklı etnik kökenlere sahip müzisyenlerin görev aldığı bir gençlik orkestrasını ağırladık. Bu orkestra örneğinde de müziğin aynı zamanda sosyal bir araç olduğu gerçeğini bir kere daha gördük. Bu tür olguları CD'lere aktaramıyorsunuz. Dolayısıyla konserlerde apayrı bir müzikal güç açığa çıkıyor. Ve kanımca kimse bu gücün üstünde değil.

Kaynak: DW