Bediüzzaman'ın müthiş sırrı

Bediüzzaman'ın müthiş sırrı

Bediüzzaman Said Nursi'nin 1908 yılında yazdığı eserdeki sır bugün masaya yatırıldı.

Risale Akademisi ile Akademik Araştırmalar Vakfı (AKAV)'nın ortaklaşa düzenlediği ‘Münazarat Ekseninde Milliyet Fikri ve Demokrasi’ konulu konferansta Kürt sorununa çözüm arandı. Bediüzzaman’ın talebelerinden Abdullah Yeğin , Mehmet Kırkıncı, Abdulkadir Badıllı, eski Çevre Bakanı Rıza Akçalı, Has Parti Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Erdinç Yazıcı ile çok sayıda bilim adamının katıldığıprogramda Bediüzzaman’ın 1908 yılında Kürt halkına hitaben yazmış olduğu ‘Münazarat’ adlı eseri değerlendirildi.

Kızılcahamam Asya Termal Tesisleri’nde gerçekleştirilen programa yoğun katılım oldu. 8 oturum ve dört ayrı salonda yapılan konferansta 1907 yılının siyasal olayları ve Kürt sorununun günümüze yansıması konuşuldu.

Konuşmacılar, İslamiyet’in hürriyeti temel aldığı ve insan fıtratının baskı rejimlerini kabul etmediği konusunda birleşti. Konferansta Kürt sorunun yıllardır yapılan baskılarla oluşturulan suni bir sorun olduğu belirtilirken adalet ekseninde çözüme ulaşmanın mümkün olduğu aktarıldı.

Millet fikrinin, birliği ve kardeşliği geliştirmek açısından faydalı olduğuna değinen konuşmacılar, bunun aşırıya kaçması durumunda ırkçılık ve baskı rejimyle beslenen bir şeytanın ortaya çıkacağını belirtti. Açılış konuşmasında ve daha sonraki sunumunda hürriyetin insan için ekmek ve su gibi bir gıda olduğunu ifade eden Mehmet Kırkıncı, “Ortada bir hastalık var, bu hastalık için İstanbul’daki doktor oradan ilaç yazıp gönderiyor ve açlıktan muztarip olan bir bünyeye hazımsızlık ilacı geliyor. Bu hastalığı iyileştirmez, aksine artırır. Bir de hastalık için meydana bir hastane kuruluyor, doktor gerekli muayene yapıp teşhisi koyduktan sonra ilacı verip hastalığı iyileştiriyor. İşte bu ikincisi demokrasidir ve sorunun çözümü de budur." şeklinde konuştu.

Eski Çevre Bakanı Akçalı da insanın hakları olduğu kadar sorumluluklarının da olduğunu hatırlattı. Bediüzzaman’ın konuya ‘ne nefsine ne de gayrıya zulmetme’ şeklinde baktığını aktaran Akçalı, “Gayrı sözcüğü içinde hayvan haklarını, bitki haklarını, hatta gelecek nesillerin haklarını da içerir. Meseleye bu açıdan bakıldığında global barış da sağlanacaktır.” dedi. Milliyetçilik fikrinin ırkçılığa dönüşmesi durumunda başkasını yutarak büyüyen bir varlığa dönüştüğünü ifade eden Akçalı, çözümün o yoldan gitmemek olduğunu belirtti.

Eğitimci yazar Abdulkadir Menek de milliyetçiliğin aşırısının ortaya tek parti döneminde Türkçülük dini çıkardığını ifade ederken o dönemde ezanın Türkçeleştirilmesi ile günümüz olaylarındaki benzerliğe dikkat çekti. 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum