Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri'nin Vasiyeti Yerini Buldu
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri'nin Vasiyeti Yerini Buldu
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri İlk Mezar Yeri
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, 1878'de Bitlis'te doğmuştur. İslam âlimi ve müfessiri olup, Risale-i Nur Külliyatı' nın yazarıdır. Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri "Bütün Urfa halkına, çoluk çocuğuna ve mezarda yatanlarına her sabah dua ediyorum. Ve bütün Urfalılara selâm ediyorum. Urfa taşıyla, toprağı ile mübarektir... Urfa İbrahim Halilullah'ın bir menzilidir. Hastalıktan kurtulursam, gelecek kışta Urfa'ya gitmeyi arzu ediyorum." (Ermirdağ Lahikası-II 27. Mektup) diye Urfa'yı tanımlamakta ve Urfa'ya olan özlemini dile getirmektedir.
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri vefatından üç gün önce, talebelerine "Beni Urfa'ya götürün" der. Urfa'ya gelerek, İpek Palas Oteli 27 Nolu odaya yerleşir. 23 Mart 1960'da vefat edince, yurt genelinden gelen talebeleri ve Urfa ahalisi katılımı ile Ulu Cami'de cenaze namazı kılındıktan sonra, Mevlid-i Halil Mağarası karşısında, kendisine ayrılan yere defnedilir. Ancak 27 Mayıs 1960 darbesi sonrası dönemin hükümetinin emriyle, 2 Temmuz 1960'da mezarı gece açılarak naaşı bilinmeyen bir yere nakledilir.
1957-1958 yılları arasında Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri talebelerine: "Benim kabrimi gayet gizli bir yere defnedin, bir iki talebemden başka hiç kimse bilmemek lazım geliyor. Bunu vasiyet ediyorum. Çünkü, dünyada sohbetten beni ben eden hakikat elbette vefatımdan sonra da o hakikat bu surette beni mecbur ediyor."
Bizde üstadımıza sorduk:
Kabri ziyarete gelenler fatiha okur, hayr kazanır. Acaba, siz ne hikmete binaen kabrinizi, ziyaret etmeyi men edersiniz?
Cevaben üstadımız dedi ki:" Bu dehşetli zamanda, eski zamandaki firavunların dünyevi şan ve şeref arzusuyla heykeller ve resimler ve mumyalarla nazar-ı beşeri kendilerine çevirmeleri gibi, ananiyet ve benlik, verdiği gafletle, heykeller ve resimler ve gazetelerle nazarları mâna-yı harfiden mâna-yı ismiyle tamamen kendilerine çevirtmeleri ve ührevi istikbalden ziyade dünyevi istikbali hayal edinmiş olmaları ile eski zamnda ki Lillah için ziyarete ukabil el-i dünya kısmen bu hakikate muhalif olarak meytanın dünyevî şan ve şerefine ziyade ehemmiyer verir Öyle ziyaret ediyorlar. Bende Risale-i Nurd'daki âzâmi ihlası kırmamak için ve o ihlasın sırııe, kabrimi bildirmemeyi vasiyer ediyorum. Hem Şarkta hem garpta, hem kim olursa olsun, okudukları fatihalar o ruha gider.
Dünyada beni sohbetten men'eden bir hakikat, elbette vefatımdan sonrada o hakikat, bu surettebeni sevap cihetiyle değil dünya cehetiyle men'etmeye mecbur edecek" dedi.
Hizmetinde Bulunan Talebeleri/Urfa
Haber: Meltem Kavak
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.