Diyarbakır Yerel Gündem 21 Kent Konseyi 23'üncü olağan toplantısına katılan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, insanın doğadan ayrık ele alınamayacağını ifade ederek, insanlar arası barış ve ilişkinin aynı zamanda doğa ile barış ve ilişki üzerine kurulu olduğunu belirtti. 

 

DOĞA İNTİKAMINI ALIR

 

Küresel ısınmanın, insanlığın doğaya karşı yürüttüğü tahribatın sonucu olduğunu ifade eden Baydemir, "Eğer insanlık doğayı yok ederse, bir gün doğa bunun intikamını mutlaka alacaktır. Diyarbakır'da yılda 64 milyon ton su arıtılıp insan sağlığına katkı sunar hale gelerek kente veriliyor. Dolayısıyla yılda 64 milyon ton su kirletiliyor. Diyarbakır'dan Şattülarap'a, Basra Körfezi'ne kadar Dicle ve Fırat Nehri'nden beslenen bütün insanlık, Dicle ve Fırat üzerinde söz sahibidir, hak sahibidir inancındayız. Dicle ve Fırat Nehri üzerinde bulunan bütün yerleşim birimlerinde, bütün kasabalarda onların merkezlerinden oluşan bir su ve barış konferansı aciliyetini koruyor. Bu konferansın hemen akabinde Dicle ve Fırat havzasında bulunan bütün yerleşim birimlerinden oluşan bir yerel yönetim birliğini oluşturmak Orta Doğu barışına suyu birlikte kullanma ve suyu aynı zamanda kirletmeme ve doğayı koruma bilincine de çok büyük katkılar sunacaktır" diye konuştu.

 

BARAJLAR ŞANTAJ ARACI

 

Baydemir, doğanın olağanüstü bir taarruz altında olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

 

"Türkiyenin dört bir yanında HES'lerle kültürel miras yok olmakta, doğa tahrip olmaktadır. Barajlar ve hidroelektrik santrallerinin alternatifi enerji kaynaklarına dikkat çekiyoruz. Sırf buna dikkat çekmek için Güneşevi inşa ettik. Bütün enerjisini güneşten elde edebilecek yol ve yöntemler varken, neden bu kadar maliyetlerle bu kadar tahribatlarla barajlar yapılıyor? Çok sonradan keşfedildi ve maske düştü. Aslında barajlar tek başına enerji ihtiyacı için kurulmuyor. Barajlar, aynı zamanda Orta Doğu'da yaşayan tüm halkların siyasi iradelerini etkileme ve şekillendirme üzerine siyasal şantaj aracı olarak kullanılıyor ve bu amaçla inşa ediliyor. Maalesef bu 'su barıştır' ilkesinden uzaklaşarak su gelecekte savaşların vesilesi olabilecek bir şantaj aracı haline dönüştürülüyor."

 

Hakkari bölgesinde sadece ve sadece güvenlik amacıyla 7 adet baraj inşa edildiğini söyleyen Baydemir, "Bügün maliyet, kaynak, para sadece ve sadece güvenlik perpektifiyle barajın inşasına ayrılıyor. Bu doğanın tahribine, bitki örtüsünün tahribine, yaşamın negatif etkilenmesine yol açıyor" dedi.