BBP, 2. Hasret Kurultayında buluştu

BBP, 2. Hasret Kurultayında buluştu

BBP 2. Hasret Kurultayı, merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopter kazasında hayatını kaybettiği, Göksun ilçesinde bulunan 2056 rakımlı Keş Dağı'nda yapıldı.

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Yalçın Topçu, referandumda göğsünü gere gere 'evet' diyeceğini belirterek, ''Benim için en önemlisi, bölücüler bu paketin sağında solunda yok'' dedi.

BBP 2. Hasret Kurultayı, BBP eski Genel Başkanı merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopter kazasında hayatını kaybettiği, Göksun ilçesinde bulunan 2056 rakımlı Keş Dağı'nda yapıldı.

2 gün öncesinden kurultayın gerçekleştirileceği alanda toplanan vatandaşlar, merhum Muhsin Yazıcıoğlu için dua ettiler. Öğleden sonra kurultay alanına gelen BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu burada yaptığı konuşmada, Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının şehadetinin millet vicdanında binbir şüphe ile halen açık durduğunu savundu.

Muhsin Yazıcıoğlu'nun arkadaşlarının üzerlerine düşeni yaptığını ve hep hukuk içinde kaldığını anlatan Topçu, şöyle devam etti:

''Hak arayışını sokakta yapmadık. Hak arayışını devletin önüne koyduk. Millet vicdanında şüphelerle açık duran bu dosyanın millet vicdanını şüpheleri gidererek kapatma işi TBMM'ye düşer. Ey TBMM, sorumluluk sende, millet vicdanında açık duran bu dosyayı kendi şerefli üyenin hukukunu ve hakkını savunarak, millet vicdanını tatmin edecek şekilde kapat. Burada bunu ilan ediyoruz. Siyasi erke, sayın Başbakana sesleniyorum. Millet vicdanında açık duran bu dosyayı iddia ettiğiniz gibi kaza ise millet vicdanını teskin ederek anlatmak görevi senin. Bunu başaramazsan, işte Keş dağlarında bu binlerin eli sizin yakanızda. Görevini yap.''

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e de çağrıda bulunan Topçu, ''Ona da buradan çağrıda bulunuyorum. Zatıalinizin de bu olayla ilgili, kaza olarak gördüğünüzü biliyorum. Ama lütfettiniz bizim şüphelerimizi iki ziyaretimizden sonra değerlendirmeye aldınız. Şimdi size de buradan çağrıda bulunuyorum. Artık sorumluluk sizin. Hak arama noktasını size taşıdık. Doğrusu da bu. Biz Muhsin Yazıcıoğlu'nun arkadaşları olarak sokakta hak aramadık. Devleti milleti sokakta karşı karşıya getirmedik. Siz ülkenin, cumhurunun başısınız. Cumhura karşı sorumlusunuz. O zaman lütfen cumhurun vicdanında şüphelerle açık duran bu dosyayı kapatın. Sorumluluk sizin'' diye konuştu.

Topçu ile beraberindekiler, daha sonra kazanın olduğu bölgeye gitti. Burada gazetecilerin referandumla ilgili sorularını cevaplandıran Topçu, ''Biz 12 Eylül'de göğsümüzü gere gere ''evet'' diyeceğiz. Millete bir şey tavsiye ediyorum. Millet yukarıya bakarak kamplaşmasın. Maddelere baksın. Yukarıdakiler şu anda üslubu çok çirkinleştirdiler. Yahu 16 defa bu memlekette anayasa değişti, şimdi mi kıyamet kopuyor. Yani 16 defa anayasa değişti hiçbir şey olmadı, millet duymadı bile şu anda 17'incisi millete gidiyor mu diye bu kıyamet kopartılıyor. Terör şu anda tüm satha yayılıyor. Buradan bir kere daha uyarıyorum. Siyaset yapanlar millete karşı sorumludur. Milletin bekası söz konusuysa Allah aşkına yahu bu işten de siyaset yapılmaz ki. Bu işten de partizanlık yapılmazki'' ifadelerini kullandı.

-12 EYLÜL'DE ZULÜM GÖRDÜK-

12 Eylül'de kendisinin de zulüm gördüğünü hatırlatan Topçu, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Devrimcisi ülkücüsü herkes 12 Eylül cuntasından, bu zalim anlayıştan nasibine düşeni aldı. Ben burada şuna inanıyorum ki ülkücü de devrimci de Kenan Evren ve arkadaşları gibi zalim değildir. Biz 95 yaşındaki adam yakalansın, yargılansın bunun peşinde değiliz. Ama biz bir şeyin peşindeyiz. Bu cuntalar 60'ı 12 Mart'ı, 12 Eylül'ü, 28 Şubat'ı bu cuntalar millet kaderinde kırılmalar yaratmıştır. Biz her cuntanın darbesiyle milletçe 20 şer yıl geriye gittik. Aranması gereken budur. Ben bana olanı affediyorum, Allah'a bırakıyorum. Ben milletin davasını arıyorum. İnanıyorum ki, o günün gençliği çok idealistti. Kavgası olmasın, idealizmi gelsin. O idealist gençliğin istediği budur. Bizim jenerasyonumuzun istediği millet hayatında önemli gerilemelere neden olan bu millet iradesine balta vurmuş cuntalar yerin dibine gömülsün. Bunu da gömmenin işi insanları koruma kollamayı getiren maddenin kalkması. Millet iade-i itibarını alacak. Zaman aşımı ile ilgili de bir şey söyleyeyim. Bu bir kavram kargaşası. Hüseyin Kurumahmutoğlu'nu başbakanla duydu bu millet. Onun şehadeti 87'de. Namaz takkesi var diye başına copla vurdular. Ne zaman aşımı? 3 bin 200 öğretmenin mağduriyeti, biri de benim, zaman aşımı falan yok. 84'de benim kamu haklarımı elimden aldılar.''

''Vatandaşa bir kez daha tavsiye ediyorum. Bu sivil anlayışın yerleşmesinde, demokrasinin gelmesinde önemli bir adımdır'' diyen Topçu, şunları kaydetti:

''Ben buna zaten hiç bir zaman yeterli demedim. Ama neticede sivil bir adımdır. 145. Madde bu milletin başında demoklesin kılıcı gibi sallananları yargılayacak. Ben olsaydım, BBP olsaydı, Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşları olsaydı ben oraya iki şey daha koyardım. Cumhurbaşkanı ve Başbakan onu da yazardım. Hukuk herkese dokunsun derdim. İnşallah onu da Allah Muhsin Yazıcıoğlu'nun arkadaşlarına nasip eder. Öte yandan engellilerimiz anayasal güvenceye kavuşuyor, neyine hayır diyeceğim. Tacize uğrayan çocuklarımız anayasal güvenceye kavuşuyor, neyine hayır diyeceğim, töre mağduru kadınlarımız anayasal güvenceye kavuşuyor neyine hayır diyeceğim. 9 milyon 70 bin emekli benim istediğim sendika ve toplu sözleşme şimdi burada memurun toplu sözleşmesi istiyor, neyine hayır diyeceğim. En önemlisi de benim için bölücülerin siyasi ağızları bu paketin sağında solunda yok. Cephesi orasıdır. Ben göğsümü gere gere evet diyorum.''

Bu arada kurultaya katılan TBMM Başkanvekili ve merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun kayınbiraderi Nevzat Pakdil, duygulu anlar yaşadı.

Kısa bir konuşma yapan Pakdil, ''Böylesi duygulu ortamlarda konuşamam cümleler boğazıma düğümlenir. Ancak şunu söylemem gerekir ki her yerde hakkında rahmetle anılan Yazıcıoğlu iyiliğin nişanesidir'' dedi.

Bir hayli duygulanan Nevzat Pakdil, gözyaşlarına hakim olamadı

Etiketler :