Baykal'ın oğlu Özal'a ilk müdahaleyi yapan ekipteydi
8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümünün üzerinden 19 yıl geçti. Merhum cumhurbaşkanının ölümü ile ilgili soruşturma devam ediyor.
Devlet Denetleme Kurulu'nun (DDK) hazırladığı raporunu ardından ivme kazanan süreçte merhum Cumhurbaşkanı'nın mezarı açılarak otopsi yapıldı. Adli Tıp Kurumu'nun Özal ile ilgili raporunu önümüzdeki günlerde tamamlaması bekleniyor. Turgut Özal 'ın yıllarca bir gazeteci olarak takip eden ve Anavatan Partisi'nin bir seçim kampanyasını yürüten Kutlay Doğan , Turgut Özal'ın yaptığı konuşmaları, döneminde yapılan çalışmaları, gazetelere verdiği röportajlarını ve hayatı ile ilgili tüm bilgileri toplayarak 'Turgut Özal Belgeseli' isimli kitabı hazırladığını anlattı.
Turgut Özal'ın parti kurma döneminden başlayarak Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı süreçlerinde kendisi ve çalışmalarını yakinen takip eden bir gazeteci olduğunu belirten Doğan, "Rahmetli ile zaman zaman Ankara'da ve İstanbul Kalender Ordu evinde bir araya gelerek sohbetlerimiz oldu. Bu sohbetlerimiz esnasında Türkiye'nin ekonomik durumunu o gün ki sosyal yapıyı ve Türkiye'nin hızlı bir şekilde kabuk değiştirmesi için neler yapılması gerektiğinden de söz ederdi. Zaman zaman da 'siz gazetecisiniz, siz halkın içindesiniz, bizim yaptığımız bu icraatlar halk arasında nasıl karşılanıyor' diye bizden bilgiler alırdı" diye konuştu.
Kutlay Doğan, merhum Özal'a Hacettepe'de ilk müdahale edenlerden birinin eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal 'ın oğlu Ataç Baykal olduğunu söyledi. Doğan, kitabında 'Ve Son Yolculuğu' başlıklı bölümde Özal'ın öldüğü gün ile ilgili anekdotu şu şekilde anlatıyor: "Turgut Özal'ın çok yoğun bir çalışma temposu vardı. Son olarak hastalanıp hastaneye kaldırıldığı gün İstanbul'dan bir gazeteci arkadaşımla birlikteydik. Bu arkadaşım hemen Hacettepe Hastanesi'ne gitti. Arkadaşımla yaptığım görüşmede hastaneden ilk aldığımız haberlerde Özal'ın durumunun ağır olması ve Gülhane Hastanesi'nin de uzak olması nedeniyle Çankaya'dan inerken Kızılay'dan sonra hemen Hacettepe'ye sapılmış. Hastaneye giden arkadaşımdan hemen bilgi istedim. Bana Hacettepe'nin daha yakın olduğu gerekçesi ile götürüldüğü ve orada ilk karşılayan acil servis ekibinin içinde Deniz Baykal'ın oğlunun da olduğunu söyledi. Onunla temas kurulduğunu kendisini, 'durumunun acil olduğunu ve kurtarmak için çalışıyoruz' dediğini iletti. Ardından diğer hocalara haber verilmiş" şeklinde konuştu. Doğan, Turgut Özal'ın hastaneye gitmeden önce nabzının durduğu ve kalbinin atmadığına yönünde bilgiler aldığını kaydetti.
"ÖZAL'IN ÖLÜMÜNDE 'TELEGRAM' CİHAZININ ETKİLİ OLDUĞUNA DAİR BİR MAİL ALDIM"
Kitabı yazdıktan uzun yıllar sonra mail adresine ilginç bir mail geldiğini anlatan Doğan şunları söyledi: "Özal hangi cihazla öldürüldü, niçin iz bırakılmadı başlıklı bir yazı geldi. Bu yazıda 'telegram' isimli bir cihazdan bahsediliyor. Bu cihazın bir nevi silah olduğu iddia ediliyordu. Bu cihazın insanlarda kalp krizi geçirmesine sebep olduğu anlatılıyordu. Bu gelen yazıyı okudum ve birisinin iddiasıdır diye fazla üzerinde durmadım. Ama son zamanlardan rahmetli Özal'ın ölümü ile ilgili incelemeler arasında bu bahsedilen konunun da ele alınıp bir incelenmesi gerekir diye düşünüyorum. Bu iddianın ne kadar gerçek olduğu, gönderen bunu neden gönderdi bunun araştırılması gerektiği kanaatindeyim."
"BU OLAYIN TAM OLARAK ÇÖZÜLECEĞİNİ ZANNETMİYORUM"
Turgut Özal'ın mezarının açıldığı gün duygusal olarak büyük bir rahatsızlık duyduğunu ifade eden Kutlay Doğan, "Çok sevdiğim bir insandı. Bu millete çok hizmetler etmiş, Türkiye'ye kabuğunu değiştirmiş bir insandır. Turgut Özal'dan önce Türkiye yarım demir perde ülkesi idi. Özal'ın bu ülkeye yaptıklarını, hizmetlerini hangi köşesinden alırsanız çok farklıdır. Özal'ı o yüzden çok seviyorum. Mezarı açıldığı için duygusal olarak rahatsızlık yaşadım. Ama keşke rahmetli olduğu gün otopsisi yapılsaydı ve elde bir rapor olsaydı. O gün ne var ne yok bu ortaya çıksaydı." diye konuştu. Özal'ın ölümünün normal bir ölüm olmadığını düşündüğünü vurgulayan Doğan, "Rahmetli Özal'ın ölümünde dış güçlerin parmağı var. Türkiye içindeki uzantıları bulunabilir. Tahliller tetkikler o günkü olaylarla Türkiye içindeki uzantılar belki bulunabilir ama dış güçler var. Bu olayın tam olarak çözüleceğini zannetmiyorum. Çözülemez. Çünkü Türkiye'de bu güne kadar dış bağlantılı hiçbir problem çözülemedi" dedi.
ATAÇ BAYKAL: BU KONUYLA İLGİLİ GÖRÜŞ BİLDİRMEYİ UYGUN GÖRMÜYORUM
Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın oğlu Ataç Baykal, ÖSS Fen puanında Türkiye 43'üncüsü olarak girdiği Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden 1988 yılında mezun oldu. Aynı yıl başladığı Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin Genel Cerrahi Anabilim Dalı'nda uzmanlık eğitimini 1993'te tamamladı. 2001'de doçent, 2008'de profesör oldu. Halen Hacettepe Üniversitesi Erişkin Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü'nde görev yapan Prof. Dr. Ataç Baykal, "Bu konuyla ilgili görüş bildirmeyi uygun görmüyorum" dedi.
CİHAN
Turgut Özal'ın parti kurma döneminden başlayarak Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı süreçlerinde kendisi ve çalışmalarını yakinen takip eden bir gazeteci olduğunu belirten Doğan, "Rahmetli ile zaman zaman Ankara'da ve İstanbul Kalender Ordu evinde bir araya gelerek sohbetlerimiz oldu. Bu sohbetlerimiz esnasında Türkiye'nin ekonomik durumunu o gün ki sosyal yapıyı ve Türkiye'nin hızlı bir şekilde kabuk değiştirmesi için neler yapılması gerektiğinden de söz ederdi. Zaman zaman da 'siz gazetecisiniz, siz halkın içindesiniz, bizim yaptığımız bu icraatlar halk arasında nasıl karşılanıyor' diye bizden bilgiler alırdı" diye konuştu.
Kutlay Doğan, merhum Özal'a Hacettepe'de ilk müdahale edenlerden birinin eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal 'ın oğlu Ataç Baykal olduğunu söyledi. Doğan, kitabında 'Ve Son Yolculuğu' başlıklı bölümde Özal'ın öldüğü gün ile ilgili anekdotu şu şekilde anlatıyor: "Turgut Özal'ın çok yoğun bir çalışma temposu vardı. Son olarak hastalanıp hastaneye kaldırıldığı gün İstanbul'dan bir gazeteci arkadaşımla birlikteydik. Bu arkadaşım hemen Hacettepe Hastanesi'ne gitti. Arkadaşımla yaptığım görüşmede hastaneden ilk aldığımız haberlerde Özal'ın durumunun ağır olması ve Gülhane Hastanesi'nin de uzak olması nedeniyle Çankaya'dan inerken Kızılay'dan sonra hemen Hacettepe'ye sapılmış. Hastaneye giden arkadaşımdan hemen bilgi istedim. Bana Hacettepe'nin daha yakın olduğu gerekçesi ile götürüldüğü ve orada ilk karşılayan acil servis ekibinin içinde Deniz Baykal'ın oğlunun da olduğunu söyledi. Onunla temas kurulduğunu kendisini, 'durumunun acil olduğunu ve kurtarmak için çalışıyoruz' dediğini iletti. Ardından diğer hocalara haber verilmiş" şeklinde konuştu. Doğan, Turgut Özal'ın hastaneye gitmeden önce nabzının durduğu ve kalbinin atmadığına yönünde bilgiler aldığını kaydetti.
"ÖZAL'IN ÖLÜMÜNDE 'TELEGRAM' CİHAZININ ETKİLİ OLDUĞUNA DAİR BİR MAİL ALDIM"
Kitabı yazdıktan uzun yıllar sonra mail adresine ilginç bir mail geldiğini anlatan Doğan şunları söyledi: "Özal hangi cihazla öldürüldü, niçin iz bırakılmadı başlıklı bir yazı geldi. Bu yazıda 'telegram' isimli bir cihazdan bahsediliyor. Bu cihazın bir nevi silah olduğu iddia ediliyordu. Bu cihazın insanlarda kalp krizi geçirmesine sebep olduğu anlatılıyordu. Bu gelen yazıyı okudum ve birisinin iddiasıdır diye fazla üzerinde durmadım. Ama son zamanlardan rahmetli Özal'ın ölümü ile ilgili incelemeler arasında bu bahsedilen konunun da ele alınıp bir incelenmesi gerekir diye düşünüyorum. Bu iddianın ne kadar gerçek olduğu, gönderen bunu neden gönderdi bunun araştırılması gerektiği kanaatindeyim."
"BU OLAYIN TAM OLARAK ÇÖZÜLECEĞİNİ ZANNETMİYORUM"
Turgut Özal'ın mezarının açıldığı gün duygusal olarak büyük bir rahatsızlık duyduğunu ifade eden Kutlay Doğan, "Çok sevdiğim bir insandı. Bu millete çok hizmetler etmiş, Türkiye'ye kabuğunu değiştirmiş bir insandır. Turgut Özal'dan önce Türkiye yarım demir perde ülkesi idi. Özal'ın bu ülkeye yaptıklarını, hizmetlerini hangi köşesinden alırsanız çok farklıdır. Özal'ı o yüzden çok seviyorum. Mezarı açıldığı için duygusal olarak rahatsızlık yaşadım. Ama keşke rahmetli olduğu gün otopsisi yapılsaydı ve elde bir rapor olsaydı. O gün ne var ne yok bu ortaya çıksaydı." diye konuştu. Özal'ın ölümünün normal bir ölüm olmadığını düşündüğünü vurgulayan Doğan, "Rahmetli Özal'ın ölümünde dış güçlerin parmağı var. Türkiye içindeki uzantıları bulunabilir. Tahliller tetkikler o günkü olaylarla Türkiye içindeki uzantılar belki bulunabilir ama dış güçler var. Bu olayın tam olarak çözüleceğini zannetmiyorum. Çözülemez. Çünkü Türkiye'de bu güne kadar dış bağlantılı hiçbir problem çözülemedi" dedi.
ATAÇ BAYKAL: BU KONUYLA İLGİLİ GÖRÜŞ BİLDİRMEYİ UYGUN GÖRMÜYORUM
Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın oğlu Ataç Baykal, ÖSS Fen puanında Türkiye 43'üncüsü olarak girdiği Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden 1988 yılında mezun oldu. Aynı yıl başladığı Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin Genel Cerrahi Anabilim Dalı'nda uzmanlık eğitimini 1993'te tamamladı. 2001'de doçent, 2008'de profesör oldu. Halen Hacettepe Üniversitesi Erişkin Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü'nde görev yapan Prof. Dr. Ataç Baykal, "Bu konuyla ilgili görüş bildirmeyi uygun görmüyorum" dedi.
CİHAN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.