Başörtülü milletvekili istiyoruz
Mazlumder Başkanı Ünsal, 2011’de yasağın topyekun son bulmasını talep ederken, TBMM’de ‘başörtülü vekil’ görmek istediklerini belirtti.
Ünsal: Meclis’te başörtülü vekil görmek istiyoruz
Yeni Akit’e misafir olan Mazlum-Der Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, geride bırakmaya hazırlandığımız 2010 yılını değerlendirdi. 2010 yılının en önemli olayının ‘referandum’ olduğunu belirten Ünsal, başörtüsü yasağı konusunda yaşanan gelişmelerin de son derece önemli olduğunu söyledi. Referandum konusunda “82 Anayasası’nın vesayetçi bölümünün bir kısmı budandı” diyen Ünsal, yeni yıl ile birlikte “Her türden ayrımcılığı mutlak suretle reddeden, toplumsal değişimi ve talebi karşılayan, özgürlükçü, çoğulcu, katılımcı ve eşitlikçi bir anlayışa dayanan yeni bir anayasa” istediklerini deklare etti. Başörtüsü konusunda 2010 yılında atılan adımları ve gelişmeleri önemsediklerini belirten Ünsal, 2011’de yasağın topyekun son bulmasını talep ederken, TBMM’de ‘başörtülü vekil’ görmek istediklerini belirtti.
- Geride bırakmaya hazırladığımız 2010 yılının en önemli gelişmesi nedir?
- Anayasada yapılan kısmi tadilat bu yılın en önemli gelişmesidir. Elbette yeterli değildir ama doğru bir adımdır. 82 Anayasası’nın vesayetçi bölümünün bir kısmı budandı. Diğer taraftan sosyal barışın sağlanması konusunda önemli değişiklikler yapıldı. Ve mevzuat ile değişiklik yapılmadan başörtüsü konusunda da bir mutabakat zemini oluştu. Referandumdan sonra milletin kararlılığı ortaya çıkınca CHP’nin bile tavrı değişti. Türkiye’nin kamburu olan başörtü yasağı konusunda önemli gelişmeler yaşanmaya devam ediyor. Ve bu değişim ve gelişim yasağın son bulması ile sonuçlanacaktır.
- Peki 2011’den beklentiniz, bu çerçevede siyasilerden isteğiniz nedir?
- Yapılan onlarca değişikliğe rağmen 1982 Anayasası’nın toplumsal değişim talepleri karşılamamaktadır. Kalıcı, gerçekçi bir çözüm ve sonuç için soğuk savaş koşullarının bakiyesi güvenlik odaklı egemenlik anlayışına değil, eşit ve özgür millet kuramını içselleştiren, her türden ayrımcılığı mutlak suretle reddeden, toplumsal değişimi ve talebi karşılayan, özgürlükçü, çoğulcu, katılımcı ve eşitlikçi bir anlayışa dayanan yeni bir anayasa yapılmalıdır. Partilere düşen bir başka görev de gündeme gelmeye başlayan genel seçimlerde başörtülü aday göstermektir. Yıllardır bu insanların istikbali karartıldı. Eğitimleri, iş hayatları engellendi. Binlerce insan mağdur edildi, yurtdışına çıkmalarına neden olundu ve psikolojik rahatsızlıklar yaşandı. Hayatlar karartıldı. Artık bu telafi edilmelidir. Bunun ilk adımı TBMM’ye gönderilecek başörtülü vekildir.
“AYİM’İN KARARI OLUMLU ANCAK…”
- Üç generalin yürütmenin durdurulması istemini AYİM’in oy çokluğuyla reddetmesi hakkında neler söylemek istersiniz?
- Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin, 3 generalin açığa alınmasıyla ilgili işlemin yürütmesinin durdurulması istemini oy çokluğuyla reddetmesi olumludur. Ancak endişemiz var. Çünkü yargı çift başlı ve YAŞ’zedelerin durumu var. Açıkça yeni anayasa değişikliği ile birlikte ordudan yargısız infaz sonucunda atılan askerlerin göreve dönme taleplerinin pazarlık konusu yapılmasından çekiniyoruz. ‘Biz paşaları reddettik, YAŞ’zedeleri de reddediyoruz. Dolayısıyla ses etmeyin’ şeklinde bir pazarlık arayışı gündeme getirilmemelidir. Sahneye konulması muhtemel olan böyle bir oyuna düşülmemelidir. Derhal tek bir yargı sistemi oluşturulmalıdır.
MAZLUM-DER’DEN İKT’YE DESTEK
- İslâm Konferansı Teşkilatı bünyesinde oluşturulan Bağımsız İnsan Hakları Komisyonu hakkında görüşleriniz nelerdir?
- İslâm ülkeleri için olumlu bir gelişme olduğunu düşünüyoruz. Kurulacak olan bu komisyon sayesinde 1981 yılında oluşturulan İslâmi İnsan Hakları Deklarasyonu’nun ve diğer evrensel hukuk ilkelerinin İslâm ülkelerinde uygulamaya geçeceğine ve bu gelişme sayesinde İslâm ülkelerinde yaşanan insan hakları sorunlarının iyileşmesi yönünde olumlu gelişmeler olacağına inanıyoruz. 2011 yılında İslâm ülkelerinin onaylayacağını umduğumuz bu komisyonun oluşumu aşamasında ve işleyişinde üye ülkelerde bu alanda çalışmalar yapan sivil örgütlerin katılımını önemli görüyoruz. Sivil inisiyatifin belirleyici bir rol alacağı İnsan Hakları Komisyonu bu alanda çok daha etkin ve güçlü adımlar atabilir. Mazlum-Der gerek ulusal gerekse uluslararası düzeyde 20 yıllık birikimiyle bu yönde atılacak adımları önemsemektedir.
İNSAN HAKLARI VE FİLİSTİN GÜNLERİNE DAVETLİSİNİZ
- Son olarak haftaya sizi hareketli günler bekliyor. Dernek olarak düzenleyeceğiniz ‘İnsan Hakları Gecesi’ hakkında okurlarımızı bilgilendirir misiniz?
- Hemen sizin aracılığınızla Mazlum-Der’in geleneksel olarak düzenleyeceği İnsan Hakları ve Filistin Gecesi’ne tüm halkımızı davet edeyim. Söz konusu İnsan hakları ve Filistin günleri programımızda sürpriz konuklar, konserler ve ödüller olacak. İlk programımız çerçevesinde dünyada ve Türkiye’de ‘insan hakları’ sunumumuz olacak. Bir yılın muhasebesini yapacağız. 11 Aralık Cumartesi günü herkesi saat 18.00’de Kocatepe Kültür Merkezi’ne bekliyoruz.
Filistin’de zulüm sürüyor. İsrail ambargoya son vermedi. Mavi Marmara saldırısı sonrasında hukuki sürecin de derinleşmemesi bize bu yaşananların unutturulacağı kaygısı yaşattı. Bakın şimdi de Wikileaks belgeleri çıktı. Belgeler ile bölgede tek tehdidin Tahran olduğu algısı oluşturulmaya çalışılıyor. Oysa İran’ın henüz elinde bir nükleer silah olmadığını dünya kabul ediyor. Hukuku kurulduğu günden bu yana ayaklar altına alan, nükleer silaha sahip İsrail’in bölgenin ve dünyanın istikrarını engelleyen asıl neden olduğu gözden kaçırılıyor. Hukuka saygılı olan herkesin siyonizmin bu tutumuna karşı duruşunu tekrar perçinlemek adına Gazze’ye yapılan saldırının yıldönümünde Filistin günleri düzenliyoruz. Biz halkın desteği ile İsrail’i alıp sanık sandalyesine oturtmak istiyoruz.
ASLAN DEĞİRMENCİ-YENİ AKİT