Başbakan'ı Hz. Muhammed(sas)'le eleştirdi
"Ben okul diyorum, Başbakan cami" RUM Ortodoks Patriği Bartholomeos, Başbakan Erdoğan'la arasında geçen çarpıcı diyaloğu ilk kez açıkladı.
Rum Ortodoks Patriği Bartholomeos, sürekli olarak Türkiye’nin önüne engel olarak çıkartılan Ruhban Okulu ile ilgili HABERTÜRK’e çarpıcı açıklamalarda bulundu. Konuyu ilettikleri Başbakan Erdoğan’ın, Atina’da cami olmadığını söylediğini aktaran Bartholomeos, “Atina’da 1-2 veya daha fazla caminin olmasını ben de istiyorum. Fakat mesul ben değilim” dedi. İşte, Patrik Bartholomeos’un ilginç açıklamaları...
Ben okul diyorum, Başbakan cami
RUM Ortodoks Patriği Bartholomeos, yılan hikâyesine dönen Ruhban Okulu meselesinde, Başbakan Erdoğan’la arasında geçen çarpıcı diyaloğu ilk kez HABERTÜRK’e açıkladı. Ajans HABERTÜRK Genel Müdürü Ramazan Kurnaz ile Ajans HABERTÜRK muhabiri Sultan Uçar’a konuşan Patrik Bartholomeos, “Ruhban Okulu konusunu, İstanbul’da ve Ankara’da, Başbakanımıza defalarca yazılı ve sözlü olarak aktardım. İsteklerimizi arz ettim. Başbakanımız diyor ki; ‘Peki ama Atina’da cami yok’ Atina’da 1-2 veya daha fazla caminin olmasını ben de istiyorum, gayet makul görüyorum. Fakat mesul ben değilim. Oradaki hataları veya eksikleri niye biz ödeyelim? Zaten Kıbrıs faturasını bizim cemaatimiz ödedi. Cemaatimiz eğer bu kadar az kaldıysa, Türk-Yunan-Kıbrıs ilişkilerindeki hatalarda, faturaların bizim cemaatimize ödettirilmesindendir” dedi.
‘HAKLARIMIZI İSTİYORUZ’
“Bu toplumun bir parçasıyız” diyen Patrik Bartholomeos, şöyle konuştu: “Fatura bize çıktı. Şimdi niye cami yok? Batı Trakya’da müftüler seçilmiyor.
Bizim günahımız, kabahatimız ne? Biz Türk vatandaşıyız, vatandaş olarak da
haklarımızı istiyoruz. Vergi ödüyoruz, askerlik yapıyoruz, oy veriyoruz. Ben 2
sene yedek subay olarak askerlik yaptım.” Ruhban okulunun 38 yıldır
açılamamasından üzüntü duyduklarını vurgulayan Patrik, “O yüzden hayal
kırıklığına uğruyoruz. O kadar zormu? Konuşuluyor, söyleniyor ama bize
danışan yok. Bizimle konuşan yok” dedi. Hükümetin 2 çözüm önerisi olduğu ve
bunu Patrikhane’nin reddettiğine ilişkin bir haberi hatırlatan Bartholomeos,
“Fakat bizim haberimiz yok. Bu çözümleri bize kimsöyledi de biz reddettik?” diye tepkisini dile getirdi.
‘BAKANLIĞA BAĞLANIRIZ’
Patrikhanenin Ruhban Okulu’nun devlet denetimi altında açılmasını istemediği yönündeki iddialara “Büyük bir yalan” diye karşı çıkan Patrik
Bartholomeos, “Ruhban Okulu, açıkken de her zaman Milli EğitimBakanlığı’nın
denetiminde hizmet verdi. Devlet denetiminden kaçmıyoruz. Niye kaçalım? Gizli bir şey yok ki. Ve temennimiz yine Milli Eğitim Bakanlığı’nın denetiminde açılsın. Bakanlığa bağlanmak istemediğimizi kim söyledi? Yalan! Yarın evrak gelsin, biz hemen Milli Eğitim’e bağlanırız” dedi. Milli EğitimBakanı Nimet
Çubukçu’nun “Ruhban Okulu’nun açılması için hukuki bir sorun yok” açıklamasını hatırlatan Bartholomeos, “Tabii Türkiye’nin talepleri yerine
getirilirse. Yani hemen devreye mütekabilliyet (karşılık) giriyor. Türkiye’deki Rumlar 3-4 bin, Batı Trakya’daki Türkler 130-150 bin, nüfus açısından da hangi mukayese?” diye sordu.
‘YAZIK, GÜNAH VE AYIPTIR’
Amaçlarının din adamı yetiştirmek olduğunu kaydeden Bartholomeos, şöyle devametti: “38 senedir din adamı hazırlayamıyoruz. İstanbul’da ve yurtdışında Patrikhaneye bağlı Ortodoks cemaatına hizmet vermek için çeşitli ülkelerde din adamlarını kim tedarik edecek? Biz hazırlamalı ve göndermeliyiz. Çünkü onlar bize bağlı. Ve oradaki metropolitler, yani yüksek rütbeli din adamları, Patrikhanemizin Sen Sinod Meclisi tarafından seçilip atanıyor. Yani mesuliyetimiz, büyük fakat imkanlarımız dar. Patrikhanemiz, Ortodoks aleminde hiyerarşi açısından birinci makamdır. 15-16 kilise var. En küçük yerel Ortodoks kilisenin en azından ihtiyaçlarını karşılamak için bir ruhban okulu vardır. Böyle bir imkanı olmayan tek kilise Ortodoks aleminin birinci makamı. Yazık, günah ve ayıptır.”
AİHM’ye gideriz
BARTHOLOMEOS, Ruhban Okulu meselesinin, yeni yılın başında çözülmemesi halinde önce iç hukuk yollarına, daha sonra da AİHM’e gideceklerini vurgulayarak, şunları söyledi: “Bu mesele devamlı askıda kalırsa eninde sonunda AİHM’e başvurmak zorunda kalacağız. Ancak bunun için yeni
seneyi bekleyeceğiz. Biz okulun kapatılmasının sebepsiz ve haksız olduğunu düşünüyoruz. Devlet tarafından üniversite seviyesinde sayılan bir okul değildi. Onun içindir ki, gerek Hüseyin Çelik, gerekse Nimet Çubukçu okulun tekrar açılması için hukuki bir engel yok diyor. Yok tabi, çünkü kapatılmaması için de bir hukuki engel yoktu. Biz 1971’de olduğu gibi eski koşullarda açılmasını istiyoruz” dedi .
Açılımlar umutlandırdı ama...
HÜKÜMETİN açılımlarını görünce çok umutlandıklarını belirten Bartholomeos şunları söyledi: “Fakat olmuyor, olmuyor, olmuyor. Keşke ne zaman sorunun çözüleceğini bilseydim. Vakit geçiyor. Çözüm çok yakın gibi intiba verildi, fakat doğru çıkmadı. Ben her zaman ümit etmek istiyorum. Fakat daha fazla bekleyemeyiz. Sen Sinod Meclisi’nde 75-80 yaşında metropolitler var. Avrupa’daki metropolitlerimizin hepsi de 70’in üzerinde. İtalya Metropoliti benim Ruhban Okulu’ndan sınıf arkadaşım. Belçika, İsveç, İsviçre, Almanya metropolitlerimiz okuldan benim dostlarım. Fakat biz Ruhban Okulu’nun son nesliyiz. Bu nesil tükenmek üzere. Şimdi kimi tayin edeceğiz?
ABD’YE GEREK YOK
Bartholomeos, ABD Başkan Obama ile de bu meseleyi görüştüğünü, ama ABD’nin ya da başka ülkelerin ricasına gerek kalmaksızın Türkiye bu meseleyi çözmelidir dedi.
ÖZAL’I HATIRLATIYOR
Başbakan Erdoğan’ı ‘iyi niyetli’ olarak tanımlayan ve kendisinin de takdir ettiği
tavırlarının Özal’ı anımsattığını söyleyen Patrik, şöyle konuştu: “Türkiye’nin ufuklarını açmak, yeni şeyler yapmak istiyor. Cesurca davranıyor. Ermenistan ile diplomatik ilişkiler kurmak istiyor. Kürt toplumuna, Alevilere karşı açılım çok olumlu. Türkiye’nin iyiliği için inşallah başarılı olur.” Başbakan Erdoğan’la en
son Adalar’da birlikte olduklarını anlatan Bartholomeos, bu görüşme hakkında şunları söyledi: “Birlikte yetimhaneye çıktık. Harap durumunu gördü.
Bundan memnun kalmadığını düşünüyorum. Aya Yorgi Manastırı’nı ziyaret ettik. Kendisine Manastırın tasvirini takdim ettim. Karşılıklı tespihlerimizi birbirimize verdik. Güzel bir atmosferdi.”
‘Bizim için elzem olan, lise değil fakülte’
RUHBAN Okulunun, lise ve 4 yıllık ilahiyat bölümü olarak iki kısma ayrıldığını belirten Bartholomeos “Patrikhane 3 yıllık lise kısmını birkaç yıldır kapatmak istiyor. Çünkü İstanbul’da 3 Rum Lisesi var, öğrenci yok. Bu liseler fazla bile.
Fakat bakanlık bunu kabul etmedi. Halbuki bize elzem olan fakülte, ilahiyat kısmı. Onu da devlet kapattı. Bizim kapatmak istediğimiz kısmını devlet kapatmıyor, açmak istediğimizi açmıyor” dedi
BİR AZINLIK MESLEK OKULU
Heybeliada Ruhban Okulu, 1 Ekim 1844’de kuruldu. Doğu Ortodoks Kilisesi’nin ana teoloji okulu olarak açıldı. Teoloji Bölümü, Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun bazı maddelerinin 12 Ocak 1971’de iptal edilmesiyle birlikte, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü’nce 9 Temmuz 1971’de kapatıldı. Okul,
Bartholomeus dahil çok önemli din adamları yetiştirdi.
120 bin Rum vardı şimdi 3 bin kişi kaldı
RUM cemaatinin Yunanistan’a dönmesini de değerlendiren Patrik, “Bu göç, memleketimize, bize ve Rum cemaatine çok kötü oldu. İstanbul’dan göç eden
Rumlar, iş sahibi olup yeni hayatlarını kurdu. 120 bin Rum vardı, şimdi 3 bin kişi kaldı. ‘Kendileri gitti’ diyorlar. Kim durup dururken başka yerde sıfırdan başlamak ister. 6-7 Eylül olayları, Varlık Vergisi, Aşkale Sürgünleri ve Kıbrıs yüzünden, Türk-Yunan çatışmalarının kurbanı cemaatımız oldu.”
Azınlık vakıflarının yurtdışından bağış kabul edebilmesinin önünün açılmasını
memnuniyetle karşıladıklarını bildiren Bartholomeos, “Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün, azınlık vakıflarını gelişigüzelmazbut ilan etti. Bu vakıflar iade edilmiyor. Rum cemaatının, 24 mazbut vakfı var. Devlet diyor ki; ‘Bundan
sonra mazbut olmayacak.’ Demokratik bir hukuk devletinde böyle şey olmamalıdır. AİHM’e başvuruyoruz. Yetimhaneyi ve Fener Rum Lisesi’ni AİHM’den kazandık. Ağustos sonunda iade edilmesini istediğimiz bazı
gayrimenkuller için dilekçe verdik. Onlar araştırılıyor. Bekliyoruz. En azından bazıları bize iade edilecek.”
Öğrencisiz okullar var
Ruhban Okulu’nun girişinde, Bakanlığın tabelasının asılı olduğunu söyleyen Partik Bartholomeos “Yalnız Ruhban Okulu’nda değil, diğer bazı azınlık okullarında Ermeni, Rum okullarında eğitim olmamasına rağmen talebe yok, hoca yok, fakat bir Türk müdür yardımcısı her gün gidip geliyor. Devletten maaş alıyor. Bunu en sonunda kaldırdılar. Onları faal okullara atadılar. Kadıköy’de bir ilkokulumuzda tek bir öğrenci var” dedi.
Bartholomeos, Amerikan CBS Televizyonu’na konuştu:
Çarmıha gerilmiş hissediyorum
RUM Fener Patriği Bartholomeos, Amerikan CBS Televizyonu’nda yarın yayınlanacak “60 Dakika” programında, “Türkiye’de azınlık olmak suç değil, ama biz kendimizi ikinci sınıf vatandaş gibi hissediyoruz” dedi. Bob Simon’a mülakat veren Patrik Bartholomeos, Türk Hükümeti’nin, 2000 yıllık geçmişi olan patrikhanenin Türkiye’den gitmesinden memnun olacağını da belirterek şöyle konuştu: “Dünyanın en eski manastırı, Mısır’da Sina Çölü’ndedir. Burada Hz. Muhammed’in Müslümanlar’a hitaben yazdırdığı bir mektup bulunuyor. Peygamber, müminlere ‘Manastırdaki Hıristiyanları koruyun, dünyanın her yerinde onların inancına saygı gösterin’ buyuruyor. Bu ironik bir durum. Başbakanı, bakanları defalarca ziyaret ettim. Ama hükümetten yardım görmedim. Burası bizim için Kudüs kadar kutsal topraklardır. Bazen çarmıha gerilsek de burada kalmayı tercih ediyoruz” dedi. Bu sözler üzerine Simon, “Kendinizi çarmıha gerilmiş gibi mi hissediyorsunuz?” diye sorunca Patrik “Evet” yanıtını verdi.