"Başbakan'a Yumruk Atmak Ne Haddime'
Başbakan Erdoğan'a Arakli ziyareti esnasında yumruk attığı iddiasıyla gündeme gelen Turan Demir isyanlarda. 'Yumruk atmak ne haddime' diyen Demir içini döktü...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, memleketi Trabzon'un Araklı ilçesini ziyareti esnsaında, halkla kucaklaşırken bir anda acı içinde geri çekilmesi haftanın gündmei oldu. İddialara göre Erdoğan halka tokalaşırken o anki itiş kakış esnasnda Turan Demir isimli vatandaş "yanlışlıkla" kendisine yumruk attı. Peki olay gerçekten böyle mi gerçekleşti? virahaber.com, anahaber olayın kahramanı Turan Demir'e ulaştı.
Turan Demir, çok dertli ve isyanlarda... "Babamdan daha öteye" dediği Başbakan Erdoğan'a yumruk atmadığını o anki bir refleksin medya tarafından çarpıtıldığını söylüyor.
Psikolojisinin bozulduğunu ve üzüntüden beyin kanaması geçirebileceğini öne süren Demir, virahaber.com'un Genel Yayın Yönetmeni Hakkı Şen'in sorularını yanıtladı...
Başbakana yumruk atan adam olarak bir anda Türkiye’nin gündemine oturdunuz. Yakında size dizi
Ağabey benim psikolojim bozuldu. Çok üzgünüm yakında beyin kanaması bile geçirebilirim. Dehşet içerisindeyim. Ne yapacağımı bilemiyorum, çok üzgünüm. Medya
Eğer gerçekten medya bu işi çarpıttıysa,
Böyle bir şey olabilir mi? Başbakanımız ilçemizi ziyaret etti. Karşılamaya gittik ve inanılmaz bir kalabalık vardı, bir izdiham yaşanıyordu. Başbakan vatandaşlarla tokalaşıyordu, herkes gibi ben de tokalaştım. Bu tokalaşma sırasında bir itiş kakış yaşandı. Ben de o sırada başbakanın göbeğine dokundum, başbakanımız da kendini geri çekti, kesinlikle bir yumruk olayı yaşanmadı. Bu ülkenin başbakanı o. Haddime mi düşmüş başbakana yumruk atmak.
Yani senin Başbakana herhangi bir tepkinin olmadığını mı söylemek istiyorsun?
Benim başbakana hiçbir tepkim olamaz. Ben başbakanı seviyorum. O benim babam gibidir, hatta babamdan daha ileridir. Bu ülkenin başbakanı, böyle bir şey olabilir mi. Benim haddime mi başbakana yumruk atmak, benim sağlığım bozuldu, düzenim bozuldu. Bu haberi yapan gazeteci arkadaş gelip bana bu olay nasıl oldu diye sormadı. Bazı gazete ve televizyonların dışında herkes beni suçlu ilan etti. Televizyonda kendimi izledim inanamadım.
Siyasetle uğraşıyor musun? Hangi partiye oy verdin desek bize samimiyetle cevap verir misin?
Ben on beş yıllık dondurma ustasıyım yani dondurmacılık yapıyorum. Siyaset yapmıyorum. Ben kendimi bildim bileli, yani AK
Oyunu AK Partiye verdiğinden eminsin yani? Bu söylediklerinden her hangi bir samimiyetsizlik yok yani.
Tabii, biliyorsunuz Araklı’da MHP ve CHP etkin, AK Partili olduğumdan dolayı zaman zaman sıkıntılar da yaşadım. Seçim döneminde Başbakanımızın büyük bir fotoğrafını ben astım. Ben Cumhurbaşkanımız Sayın Gül’ü de karşılayıp elini sıkmışımdır. Daha önceleri Başbakanımızın da elini sıkmışımdır. O benim babam gibidir, hatta babamdan daha ileri benim için. Keşke o haberi yazan gazeteci arkadaş gelip bana işin doğrusunu sorsaydı. Benim de hayatım bu kadar alt üst olmazdı.
Peki korumaları nasıl aştın? Olaydan sonra gözaltına alınmadın mı?
Korumaları aşacak ortada bir durum yoktu. Başbakanımız ilçemizi ziyaret etmiş, bize onur vermiş, bizi şereflendirmiş, biz de başbakanımız karşılamaya gittik. Bunda herhangi anormal bir durum yok. Korumalar beni aldılar, Başbakanımızın talimatıyla serbest bırakıldım.
Bu olup bitenden sonra Başbakana ulaşmayı düşünmedin mi?
Korumalar beni bıraktıktan sonra Belediye Başkanımız Sayın Recep Çebi'yi hemen arayıp Başbakanımızla görüşmek istediğimi, kendisinden özür dilemek istediğimi ve gerçeği kendisine anlatmak istediğimi söyledim. Başkanımız da zaten konuyu başbakanımıza aktarmış. Bu durumun bu hale gelmesine inanamıyorum. Tamamen bir yanlış anlaşılmadan kaynaklandı. Araklı’da beni tanıyanlar, benim böyle bir şey yapmayacağımı da bilirler. Tek kelimeyle benim hayatım alt üst oldu. Ben kimseye röportaj vermiyorum, gördüğünüz gibi telefonumu kapatmak zorunda kaldım.