Başbakan İHL'nin 100. kuruluş yıldönümünde konuştu

Başbakan İHL'nin 100. kuruluş yıldönümünde konuştu

İmam Hatip Liselerinin 100. kuruluş yıldönümü için İstanbul'da tören düzenlendi...

İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları...

100 yıl boyunca hizmet yapmış yemeyip yediren giymeyip giydiren hayırseveleri minnetle yad ediyorum.

Bildiğiniz gibi biz beddularla gelmedik, dualarlar geldik. Yolumuza da böyle devam edeceğiz. İmam hatip okullarını tekrar açan merhum Adnan Menderes'e, O'nun Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri'ye huzurlarınızda teşekkür ediyorm.

''CUMHURBAŞKANINA TEŞEKKÜR EDİYORUM''

Ben inanıyorum ki İmam Hatip okulları için ter döken, emek sarf edenlerin amel defterleri hiç kapanmadı ve kapanmayacak.

Üniversitelerde başörtüsü zulmünün son bulması için gönülden mücadele veren yol arkadaşlarımı gönülden tebrik ediyorum.

İmam hatipler üzerindeki kara bulutları dağıtan TBMM'ye, hükümetimize ve Sayın Cumhurbaşkanı'na şükranlarımı ifade ediyorum.

Biz beddualarla gelmedik, dualarla geldik. Yolumuza böyle devam edeceğiz. Dik duracağız, dikleşmeyeceğiz. 2011 yılındaki düzenlemeyle katsayı zulmüne son veren yol arkadaşlarımı tebrik ediyorum.

''ZULME UĞRADIK, SABRETTİK''

Biliyorum çok zulme uğradınız ama sabrettiniz hiçbir zaman üzüntüye kapılmadık, merhametlilerin en merhametlisinden ümidimizi kesmedik, kaderin üstünde mutlaka bir kader vardır dedik. Direndik mücadele ettik, hiçbir şey yapamadığımız zamanlarda seccademize sığındık. Biz sabırsızlardan, tahammülsüzlerden bütün tahriklere rağmen eline silah alanlardan, şiddeti çözüm yolu olarak görenlerden olmadık.

''SİNSİ VİRÜS GİBİ BÜNYEYİ SARANLARDAN OLMADIK''

Yerin altını işgal edenlerden sinsi bir virüs gibi bünyeyi saranlardan olmadık. Milletimizle bağımızı, milletimizle irtibatımızı hiçbir zaman koparmadık. Üstad Necip Fazıl diyor ya, ''Öz yurdunda garipsin öz vatanında parya...'' Bu şiirden öz ve vatan kelimelerini çıkartacağız. Biz bu vatanın evladı, biz bu ecdadın aziz şehitlerinin torunlarıyız. 76 milyon, bu ülkenin insanıyız. Bu vatan bizim vatan, bu topraz bizim toprak, bu bayrak bizim bayramığımızdır. Kendi vatanında şiddete tevessül edenlerden asla olmadık, asla olamayız. Biz kendi vatanında siyaset yolları varken, yerin altını, takiyyeyi, kisveleri tercih edenlerden olmadık olmayacağız. 

Bizim mücadelemiz milletin değerlerini yüceltme milleti kutsallaştırma mücadelesidir. Bizim mücadelemiz yeni Türkiye büyük Türkiye mücadelesidir. Haklı olduğumuz bir mücadelede şiddeti tercih edemeyiz. Gayrı meşru yollara tevessül edip haktan kopamayız. Şahsi hırsları, iktidar hırslarını benimseyip Sırat-ı Müstakim'den sapamayız. Amaca uluşmak için her yöntemi mübah göremeyiz. Bize gelen emir son derece açıktır; ''Emrolunduğun gibi dosdoğru ol''

''MİLLETİN ÖZ DEĞERLERİNDEN UZAKLAŞMAYACAĞIZ''

Ancak doğru olursan ancak dik durursan kazanırsın. Kalıba göre şekil alan, ilke ahlak, edeb tanımayan hiçbir mücadele başarı sağlayamaz; menzile ulaşamaz. İşte biz böyle bir mücadelenin böyle bir mücadele geleneğinin içinden geliyoruz. Şunu unutmayın hak mücadelesini millet mücadelesini yeni Türkiye mücadelesini böyle ilkeli bir zeminde veriyoruz. Milletin öz değerlerinden asla uzaklaşmayacağız. Endülüs Sarayları'nda bir hüküm dikkat çeker; 'Allah'tan başka zafer sahibi yoktur''

''MÜSLÜMAN MÜSLÜMANA TUZAK KURMAZ''

Müslüman müslümana tuzak kuramaz. Bırakın müslümana tuzak kurmasını başka insanlara da tuzak kuramaz. Biz Allah'tan başka mabud tanımıyoruz. Faniler bize mabud olamaz.. Bizler özellikle müslümanlar olarak ubudiyyet anlayışımızı gözden geçirmek zorundayız. Biz Allah'tan başka mabut tanımıyoruz, bunu bileceğiz. Faniler bize mabut olamaz. Bilceğiz ki bu insan kul mudur bunun da yanlışları vardır. Cumhurbaşkanı'nın da hatası vardır, Tayyip Erdoğan'ın da hatası vardır. Meclis Başkanı'nın da hatası vardır. Hiçkimse hatasız değildir. O yüzden kendimizi hesaba çekmeye mecburuz. Unutmayın ki bir hesap günü var o gün hesaba çekileceğiz. 

Biz milletin hakkına göz dikenlere taviz vermeyiz. Biz harama el uzatmadık. Uzatılmasına da müsaade etmeyiz. Sevgili muhterem hocamız Bekir Topaloğlu'nun bir hatırası var ki anlamlı; ''1955 yılında İstanbul imam hatip okulu Vefa'da ahşap bir binada hizmet veriyordu. Ben orda kursa gittim. Bir gün matematik hocası Rasim Hoca öğrencileri topluyor. Bize teşekkür ediyor. Bahçeye sarkan meyve ağaçlarına günlerce el sürmediniz. Bir tanesini bile koparmadınız. Sizi bunun için tebrik ediyoruz diyor. Bu gururu ömrümün sonuna kadar taşıyacağım.

''EVLATLARIMDAN BİR TANESİ OLUMSUZLUĞA KARIŞSIN YANIMDA TUTMAM''

''4 çocuğum da İmam hatipte okudu elhamdülillah. Ben onlardan razıyım Rabbim de razı olsun inşallah. Son zamanlarda evlatlarımla ilgili olarak ana muhalefetin yaptığı çamur atma propagandaları... Şunu çok açık net söylüyorum, benim evlatlarımdan bir tanesi böyle bir yolsuzluğa karışsın bir saniye yanımda tutmam. Evlatlıktan reddederim. Bu kadar açık söylüyorum. Kalkıp evlatlarımın sosyal faaliyetleri üzerinden, kendileri ile alakası olmayan ama kalkıp da mensubu oldukları vakıflarla ilgili çalışmadan rahatsız olan bu ana muhalefet lideri aynaya baksın aynaya.''Bunların geçmişi karanlık. Bunların genel müdürlük yaptığı zamanlarda millet gidecek hastane bulamıyordu. Şimdi gerçekler ortada. 

Burada bir şeyi vurgulamak istiyorum. Yolsuzluk konusunda ortaya atılan iftira çamuruna karşı rakam vereceğim. Cumhuriyet tarihinde milli gelir 230 milyar dolardı. Biz 800 milyar doların üzerine çıkardık. Yolsuzlukların olduğu bir iktidar bunları gerçekleştirebilir mi? IMF'ye 23,5 milyar dolarlık borcu sıfırladık. Yolsuzluk yapan iktidar bunu yapabilir mi?  Merkez Bankamızın döviz rezervi 130 milyar doları yakaladı.

''BAŞINIZI ÖNE EĞMEYECEKSİNİZ''

İlim Yayma Cemiyeti'ndeki arkadaşlarımız, örgüt kuralım demediler, paralel yapı kuralım demediler, istediğimiz hükümeti düşürelim demediler, ananas cumhuriyeti kuralım demediler. Onların bir tek derdi vardı. İsimsiz bir kahraman olarak geldiler, vakarla terk-i diyar ettiler. Başkaları için çalışanlardan değil, ülkesi için mücadele edenlerden olacağız. 76 milyonu bir ve beraber göreceğiz. Yaradılanı yaradandan ötürü seveceğiz.

100 yıl, örnek bir neslin onurlu mücadelesiyle geçti. Bu onurlu mücadeleyi kararlılıkla ve sorumlulukla sürdüreceğiz. Ne olursa olsun üzülmeyeceksiniz, başınızı öne eğmeyeceksiniz. Hak bildiğiniz yoldan hiç şaşmadan sapmadan yürüyecek ilerleyeceksiniz. Her kışın baharı vardır. Her gecenin sabahı vardır. Firavunları zillete mahrum eden, sabredeni mutlaka zafere ulaştıran bir irade vardır.

ensonhaber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.