Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında konuşuyor
Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında konuşuyor
Başbakan'ın konuşmasından satır başları
ESENYURT'TAKİ YANGIN
İşçilerin hayatı ve güvenliiği hiçe sayılamaz. Gereken tüm önlemler alınmak zorundadır. Bu olayda sorumluluğu olanlar en kısa sürede adalete teslim edilecek. Böyle olaylarda başka işçilerin hayatlarını kaybetmemeleri için ayrıca çalışma sürdürüyoruz. Kardeşlerime Allah'tan rahmet diliyorum.
GAZZE'YE SALDIRILAR
İsrail dünyanın en büyük açıkhava hapishanesi Gazze'ye saldırılarını sürdürüyor. Açlıkla yoksullukla bitiremediği Gazze'yi saldırılarıyla öldürmeye çalışıyor. Hayatını kaybedenlerin arasında okul yolundaki çocuklarda bulunuyor.
Kuran'ı Kerim yakılmasıyla başlayan hadiseler Afganistan'da çok büyük olaylara neden oluyor. Filistin'de 20. yy'ın başından itibaren yavaş ama sistematik bir katliam yürütülüyor. İnsanlar sadece öldürülmüyor. Kendi topraklarından sürülüyorlar. Vatansız evsiz yaşamaya zorlanıyor.
İnsanlık hakları ayaklar altına alınıyor. Böyle bir gidişatın hak olmadığını biz her fırsatta söyledik. Uluslararası kamuoyunun harekete geçmesi gerektiğini bu haksızlığa son vermeleri için her fırsatta ifade ettik. Eski BM Genel Sekreteri Kofi Annan buradaydı. Kendisiyle de görüştük.
Tüm cinayetlerin insanlığı da öldürdüğünü ifade ettim. Tüm samimi yaklaşımlarımıza rağmen ortadoğuda çocuklar katlediliyor. Bize düşen haksızlık karşıksında boyun eymeden dik durmaktır. Biz dik durmaya doğruyu söylemeye devam edeceğiz. Bu katliamın durması için Türkiye olarak her platformda gerçekleri gür bir sesle ifade edeceğiz.
Buradan İsrail'e Gazze'ye insanlık dışı saldırılarına bir son vermesini yineliyorum. İsrail vatandaşlarına devlet terörüne dur deyin çağrısında bulunuyorum.
TÜRK MEDYASININ YAKLAŞIMI
Özellikle bazı medya gruplarının Gazze'li direnişçileri militan olarak takdim etmelerini anlamıyorum. Gazze'deki bu direnişçiler asla bir militan terörist değildir. Onlar sadece topraklarının haklarının korunmasını sağlamaya çalışan direnişçilerdir.
İslam coğrafyasındaki bu hadiseler dalga dalga yayılarak tüm müslümanların vicdanlarında telafisi zor hasarlar bırakıyor. Bizim çabalarımız malesef yoksul ülkelerde elim hadiselerle boşa çıkarılamya çalışılıyor.
SARKOZY'NİN SEÇİM POLİTİKASI
Nefret çatışma kin öfke duyguları körükleniyor. Bazı devlet başkanlarınında son derece sorumsuz tehlikeli bir tutum sergilediklerini görüyorum. Sarkozy 1915 olaylarını seçim malzemesi haline getirdiğini bunun ırkçı bir girişim olduğunu ifade etmiştik. Fransa Anayasa komisyonunun bu hatayı kapatmasının ardından Sarkozy daha saldırgan bir tavır sergilemeye başladı. Bizzat devlet başkanlığı tarafından ayrımcılık pervasızca yapılıyor.
Sarkozy'nin ülkesindeki yabancıları tehdit etmesi AB için tehlikeli açıklamalardır. Afganistan'da her gün insanlar ölürken Fransa'da eş zamanlı olarak yabancı düşmanlığı sergilenmesi insanlık adına kaygı verici bir gelişmedir.
Avrupa'nın bir çok ülkesinde tehdit haline gelen yabancı düşmanlığı Fransa'da ciddi bir boyuta ulaşmıştır. Avrupa liderlerinin bu tırmanışı görmelerini tedbir almalarını hatırlatıyoruz.
SURİYE'DE ESAD REJİMİ
2 Nisan'da İstanbul'da tertipleyeceğimiz Suriye halkının dostları toplantısına şimdiden hazırlanıyoruz. Arap Birliği ve diğer taraflarla istişarelerimizi de sürdürüyoruz.
İSTİKLAL MARŞI
Dün son derece anlamlı bir yıldönümü İstiklal Marşı'nın kabulünün 97. senesini kutladık. 12 Mart 1921'den bugüne akdar Mehmet Akif'in bu dizeleri İstikbalimizin tarihini ve bugününü en güzel şekilde anlatan bir destan oldu. Allah ondan razı olsun mekanı İnşallah cennet olsun diyorum. İstiklal Marşı'nı kabul eden Meclis üyelerimizi de rahmetle yad ediyorum. Önümüzdeki Pazar günü de Çanakkale zaferimizi kutalayacağız. Bu muhteşem destanı kanlarıyla yazan Mehmetçiklerimizi bir kez daha minnetle anıyoruz. Mekanları cennet olsun. Millet olarak bu destanı unutmayacağımızı Çanakkale ruhunu milletçe bir gurur olarak taşıyacağımızı tekrar etmek istiyorum.
KAPALI ATLETİZM SPOR SALONU
Geçtiğimz haftaiçinde iki önemli açılış gerçekleştirdim. Bir tanesini Mardin'de hanım kardeşlerimle 8 Mart Kadınlar Günü'nde gerçekleştirdim. Ardnıan Mardin'e 149 milyon liralık yatırımın resmi açılışıydı.
Ardından İstanbul'da inşa ettiğimiz Ataköy Atletizm Kapalı Spor Salonu. Şuana kadar böyle bir spor salonumuz yoktu. Bunu da yaptık. Dünya Atletizm Kapalı olarak spor salonu yarışlarını burada yaptık. Ben salonumuzun resmi açılışını ve 13. dünya atletizm yarışlarının başlangıcını yaptım.
Organizasyonu başarıyla yürüten gençlik ve spor bakanlığımıza büyükşehir belediyemize sponsor firmalara başta gönüllüler olmak üzere herkese teşekkür eiyorum.
4+4+4 EĞİTİM DÜZENLEMESİ
Önceki gün TBMM'de Milli Eğitim Kültür Gençlik ve Spor Komisyonu'nda yeni eğitim sistemi kabul edildi. Kabul eden tüm komisyon üyelerine ve milletvekillerine teşekkür ediyorum. Komisyon başkanına ve milletvekillerine gösterdikleri sabırlı ve sağduyulu tavırlardan dolayı tebrik ediyorum. Maruz kaldıkları saldırılardan dolayı da geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
CHP'nin şiddete dayalı çalışmalarından önce eğitimle ilgili bir kaç husus anlatmak istiyorum. Dikta rejimleri otoriter rejimler eğitimi tarih boyunca kendileri için kaynak gördüler. Çocuklar üzerinde çok tehlikeli deneyler yapmaktan kaçınmadılar. tek tek insan yetiştirmek isteyenler eğitimi kaynak gördüler. Baskıcı yönetim için farklı görüşler aykırı düşünceler her zaman tehlike arz etmiştir. Bunlar okulları formatlama merkezleri olarak görmüş çocukların eğitim görmelerini engellemek istemişlerdir. Biz bu dikta rejiminden fazlasıyla yara aldık.
1940'lı yıllarda okulların nasıl kışla tipinde inşa edildiğini bu millet iliklerine kadar yaşadı. Bunları kaç kez belgeleriyle gösterdim. CHP bu ülkede Kur'an kurslarını kapattı. Camileri kapattı. Bunları kaç kez açıkladım. CHP milletin dinini öğrenmek için okuduğu Elif Ba cüzlerini Hazreti Ali cenklerini yasakladı. Bırakın camileri Kur'an Kurslarını evlerden bile kitaplar toplattılar. Bu kitaplar meydanlarda yakıldı.
Ezanı Türkçe okutma yarışına giren CHP zihniyeti değil mi? Ezanın o kendi yapısından farklı bir yapıya kaydırmak isteyen CHP değil mi? CHP Genel Başkanı bugünlerde ciddi gelgitler yaşıyor. Bazen CHP'nin geçmişiyle gurur duyuyor bazen CHP'nin geçmişine ilişkin eleştiri yapıyor. Bizde buna elma şekeri politikası denir. Her konuştuğu yerde demokrasiden bahsediyor ama kendi partisinin genel kurulunda kendi milletvekilinin uzattığı dosyaya bakmayıp tekme tokat dışarı atıyorlar. Bu senin delegen değil mi? Tekme tokat dışarı atıyorsun. Hani demokrasi? Noldu?
Ben bu kürsüden CHP'nin geçmişiyle gurur duyduğunu söyleyen başkana daha öncede sordum. İstiklal Mahkemeleriyle de gurur duyuyor musun? Herşeyi söylüyorsun İstiklal Mahkemelerinden neden bahsetmiyorsun? Kel Ali'yle halen gurur duyuyor musun? Yasaklattığın kitaplardan da gurur duyuyor musun? Bu ülkenin alimlerini kanaat liderlerini süründürdüğünüz ipe çektiğiniz için gurur duyuyor musun? 27 Mayısta alkışladığınız darbeden dolayı gurur duyuyor musun? Başörtüsü yasağından doalyı gurur duyuyor musun? Katsayı kararından dolayıo gurur duyuyor musun? Üniversite kapılarından çevirdiğiniz kızlar için gurur duyuyor musun?
Ben ikna odalarında o kızlara psikolojileri bozulmasın diye başlarını gidip merdiven altında açsınlar diye baskı yaptım diyor. Çok komik ya. Kızlarımız kendileri neler anlattılar. Sizler elele kol kola AK Parti'nin kapatılması için Cumhuriyet yürüyüşlerini yapmadınız mı? Bu yavrularımızın bırakın üniversiteyi ortaokullarda bile çektikleri çileler var. Bir taraftan saygı duyuyorsunuz diğer taraftan yanaşmıyorsunuz bile. Kızların derslere başörtülü girmesini sağlayacak kararı çıkarmaya çalıştık indirilmesi için imzayı atan CHP oldu.
Avukatlığını yaptığınız çetelerden gölgesinde siyaset yaptığınız vesayet sisteminden de gurur duyuyor musunuz? O çeteleri biz temizledik hala da temizliyoruz. O mafyaları biz temizledik. Zira CHP bugüne gelemeyen geçmişte yaşayan bir partidir. CHP 1940'tan bugüne gelememiştir. 27 Mayıs zihniyetinden kurtulup bugüne gelememiştir. CHP elitist jakoben anlayışı aşıp Demokratik Parlamenter sisteme uyum sağlayamamıştır.
CHP aslında ta 1946 yılında Mİlli Eğitim şurasında savunduğu kesintisiz eğitime karşı çıkıyor. Onlar hala orda. Aynı şekilde nesillere zulmetmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Geçen hafta dedim ya yüz nakliyle işte bu kadar olur. CHP'ye yüz değil doku nakli gerekiyor.
12 Haziran'dan sonra bunlar ne dediler? Tutuklu arkadaşlarımız bırakılmazsa Meclis'e girmeyiz dediler. Yemin etmeyiz dediler. Tıpış tıpış geldiler mi? Geldiler. Yemin ettiler mi? Ettiler. Biz de bunu istiyorduk zaten. Türkürdüklerini yalamanın verdiği eziklikle TBMM'yi terörize etmenin gayreti içindeler. Meclis'i çalıştırmayarak milli iradeye engel olacaklarını zannediyorlar.
Bunlar alışmış. Bunlar her 10 yılda bir müdahaleye ve 10 yılda bir müdahalenin can suyu verdiği CHP'ye alışmışlar. Bugün bunun şaşkınlığını yaşıyorlar. Bugün biryerlerden telefon gelip adım atan hükümet yok.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.