Balkanlar'da kaynamakta olan tehlike
Dünyanın gözü Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki olaylarda. Ancak analistler hemen yanı başımızda, Balkanlar'da kaynamakta olan tehlikeye işaret ediyor.
Mısır’da Hüsnü Mübarek’in sonunu getiren protestoların fotoğraflarına yakından bakanlar, 2000 yılında Sırbistan’da Slobodan Miloşeviç’i deviren, direniş örgütü Otpor’un logosunu fark etmişti. Hatta Balkan Çalışmaları uzmanı Florian Bieber, Sırbistan basınında yer yer Otpor aktivistlerinin bazı muhalif grupların eğitiminde de rol oynadığı yönünde haberler çıktığını hatırlattı.
Dikkatlerin Arap dünyasına yöneldiği bu dönemde Balkanların batısını etkisi altına alan siyasi istikrarsızlık gözlerden kaçıyor. Yine de başta Belgrad, Tiran ve Üsküp gibi büyük başkentler olmak üzere bölge genelinde protesto gösterileri düzenleniyor.
Hatta bölgede görev yapan bir diplomat bana ülkesinin Dışişleri Bakanlığı’ndan kendisine Mısır benzeri bir devrimin Balkanları da silip süpürme ihtimali olup olmadığının sorulduğunu anlattı. İşte son dönemde bölgede yaşanan bir dizi hareketlilik:KOSOVA'DA TAÇİ'NİN BAŞI DERTTE Kosova’da 12 Aralık’ta seçimler yapıldı ancak hala hükümet kurulamadı. Büyük çaplı yolsuzluk iddialarının ardından seçimlerin yeniden yapılması gündeme geldi. Geçtiğimiz hafta yaşanan gelişmelere karşın ülkede politikacılar bir hükümet kurulması için gereken çerçeveyi oluşturmak için mutabakat sağlamayı başaramadı. Ancak en azından görevdeki Başbakan Haşim Taçi’nin liderliğindeki Kosova Demokrat Partisi içinde oluşan ve görevdeki Devlet Başkanı Yakup Krasniki’nin başbakan olmasında ısrar eden grup geri adım attı.
Şu an başkanlık için en güçlü aday işadamı Behçet Pacolli. Bunun karşılığında Pacolli’nin partisi Yeni Kosova İttifakı’nın Taçi’yle işbirliğine gitmesi gerekecek. Pacolli bir Rusla evli. Moskova’nın Kosova’nın bağımsızlığını tanımayı reddettiği düşünüldüğünde bu birçok Kosovalı için akıl almaz bir durum.
İki yıllık bağımsızlığın ardından Taçi, siyaseten hiç bu kadar zayıf olmamıştı. Parti içinde büyük desteği olan eski Ulaştırma Bakanı Fatmir Limaj’la yaşadığı tartışmalar sonucu zayıflayan Taçi, Avrupa Konseyi’nin son dönemde kendisine yönelttiği suçlamalarla uluslararası kamuoyunda da ciddi bir prestij kaybına uğradı. Avrupa Birliği’nin Kosova’da görevli polis gücü EULEX Taçi hakkında soruşturma başlattı.
Kısmen bu sebepten dolayı, Kosova’nın AB üyelik süreci bir türlü hayata geçmiyor. Birliğin 27 üyesinden beşi Kosova’yı tanımıyor.
MAKEDONYA-YUNANİSTAN GERGİNLİĞİ Makedonya’da durum biraz daha iyi. Başbakan Nikola Gruevski Washington’a giderek AB ve NATO üyelik süreci için destek istedi. Öte yandan Üsküp, Yunanistan’la 20 yıldır yaşadığı isim gerginliğine hiç olmadığı kadar az önem veriyor. Öte yandan dikilmekte olan bir Büyük İskender heykelinin kaidesi de Yunanistan’la yeni gerginliklere yol açacak gibi görünüyor.
Sosyal Demokrat muhalefet, meclisten çekilirken Makedonya, hesapları dondurulan A1 televizyonuyla ilgili tartışmalarla sarsılıyor. Gruevski’nin rakipleri hükümetin ifade özgürlüğünün ülkedeki son kalesini de yıkmak istediğini savunuyor. Hükümet destekçileri ise bunun saçmalık olduğu ve ortada bir vergi kaçakçılığı görüşünde. Makedonya’da Haziran’da bir erken seçim olması büyük bir ihtimal.
Bu arada bir grup Arnavut ve Makedonyalı, hükümetin Üsküp Kalesi’nde inşa ettiği kilise şeklindeki müzeyle ilgili tartışma yaşadı. Mesele şu ki kale şehrin Arnavutlara yani Müslümanlara ait kısmında yer alıyor. Arnavutlar binanın eski bir İlir bölgesine inşa edildiğini belirterek itiraz edince, Başarkeolog Pasko Kuzman inşaatın durdurulacağını söyledi. Ancak müteahhitler geceleri inşaata devam etti. Bunun üzerine Arnavutlar binaı yıkmaya kalktı, vs.
ARNAVUTLUK'UN SORUNU AB ÜYELİĞİ Arnavutluk’ta ise Başbakan Sali Berişa 21 Ocak’ta düzenlenen ve Cumhuriyet Muhafızlarının göstericiler üzerine ateş açarak dört kişinin ölümüne neden olduğu iddia edilen protestolarla ilgili muhalefeti darbe girişimiyle suçladı. Gösteriler muhalefet lideri ve Tiran’ın Sosyalist Belediye Başkanı Edi Rama’nın 2009’da Berişa’yı iktidara getiren seçimlerde yolsuzluk yapıldığını iddia etmesinden kaynaklandı. Makendonya’nın aksine Arnavutluk NATO üyesi bir ülke ancak AB üyelik sürecinde büyük sorunlar yaşıyor.
Sırp hükümeti ise henüz batmadı ama su alıyor. G17 Artı Partisi’nin lideri Mlacan Dinkic ve Sırbistan Başbakan Yardımcısı, Devlet Başkanı Boris Tadiç’in liderliğindeki Demokrat Parti’den gelen iktidar ortaklarını açık bir dille eleştirdi. 14 Şubat’ta Başbakan Mirko Cvetkoviç kendisinin görevden alınması için bir hamle yaptı. Dinkiç geçen hafta istifa etti ancak partisini hükümetten çekmedi.
VE SIRBİSTAN İLE BOSNA HERSEK Sırp hükümetinin böyle bir durumda ne kadar süre dayanabileceği ise tartışmalı. Muhalefetteki Sırbistan İlerleme Partisi’nin lideri Tomislav Nikolic 5 Nisan’dan önce yeni seçimler için çağrı yapılmadığı sürece Belgrad’da daha fazla protestolar organize edileceğini söyledi. Gözler Sırbistan’da olmalı.
Son olarak Bosna Hersek… Seçimler 3 Ekim’de yapıldı ancak eyalet kademesinde hükümet kurulamadı. Bu konuda şaşırtıcı bir şey yok. “Nisan Paketi” olarak bilinen anayasa reformlarının 2006’da başarısız olmasından sonra Bosna sadece AB üyeliğinde değil her konuda sorunlar yaşıyor.
El Cezire geçtiğimiz günlerde Saraybosna merkezli “bölgesel dilde” yorum yapan bir kanal açılacağını duyurdu. Tunus ve Mısır isyanlarında kanalın rolü düşünüldüğünde bu konu diplomatlar için kaygı yaratabil
Kaynak: