Bakan Çavuşoğlu, AK Parti Malatya Genişletilmiş İl Danışma Meclisi'nde konuştu
"Milletimizin güvenliği söz konusu olduğunda verecek tavizimiz yoktur. İşte İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliklerinde de bu anlayışla sapasağlam duruyoruz"- "Onlardan istediğimiz, beklentilerimiz mümkün olmayan bir şey değil. Teröre destek veriyorsun...
MALATYA (AA) - Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, milletin güvenliği söz konusu olduğunda verecek tavizleri bulunmadığını belirterek, "İşte İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliklerinde de bu anlayışla sapasağlam duruyoruz." dedi.
Çavuşoğlu, Malatya Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen AK Parti Malatya Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, gündemlerinin çok yoğun olduğunu, sürekli seyahat ettiklerini, misafirler ağırladıklarını, dış politikadan fırsat buldukça illere geldiklerini söyledi.
Küresel gıda krizinin bugün herkesin konuştuğu bir konu olduğunu, Malatya'nın dünyada kuru kayısısının yüzde 80'ini üretip ihraç ettiğini dile getiren Çavuşoğlu, kentteki ürünlerin ihracatı konusunda neler yapabilecekleri konusunu değerlendirdiklerini belirtti.
İsmet İnönü ve Turgut Özal gibi iki cumhurbaşkanı çıkaran kentin, zengin tarihi ve kültürüyle, çalışkan insanıyla her zaman ön planda olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, Bakanlık kayıtlarına göre yurt dışında 100 binden fazla Malatyalının yaşadığını, Malatyalıların da dürüstlük, çalışkanlık ve vatanseverliğiyle ön plana çıktığını kaydetti.
Dış politikada bir devletin gücünü, askeri ve ekonomik güç ile jeopolitik konumun belirlediğini, Türkiye'nin bunların hepsine sahip olduğunu, her geçen gün daha da güçlendiğini anlatan Çavuşoğlu, bunlardan daha önemlisinin, vatan aşkıyla yaşayan, devletiyle el ele inançlı bir milletin olduğunu, ülkenin asıl gücünü de buradan aldığını vurguladı.
Milli mücadelede, Kıbrıs Barış Harekatı'nda, 15 Temmuz'da tüm dünyanın Türk milletinin nasıl güçlü olduğunu gördüğünü dile getiren Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
"İşte milletimizden aldığımız bu güçle 20 yıldır Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye üzerine oynanan oyunları bozduk, bozuyoruz. Uluslararası siyasete yön veriyoruz. Türk tarihi gösteriyor ki devlet millet birlikte olduğunda aşamayacağı bir engel yoktur. Kolay bir coğrafyada yaşamıyoruz. Çok zor bir coğrafyada yaşıyoruz. Etrafımıza bakın. Etrafımız ateş çemberi. Dünyadaki çatışmaların yüzde 60'ı bizim coğrafyamızda maalesef. Böyle bir ortamda krizlere çözüm odaklı yaklaşıyor, riskleri fırsatlara çevirmeye çalışıyoruz. Dünyada bir marka olarak arabulucuk, yani kavga edenlerin, çatışanların, savaşanların arasını bulabilmek için arabuluculuk çalışmaları, bizim yaptığımız çalışmalar... Barış, diyalog, iş birliği dendiğinde artık herkesin kafasına, aklına Türkiye geliyor. Tabii arabuluculuk yapmak, barışı tesis etmek, savaşları durdurmak kolay bir şey değil. Bunun için güçlü liderlik gerekiyor. Güçlü devlet, güçlü diplomasi şart. İşte bizim de dünyanın gıptayla baktığı güçlü liderimiz var, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan."
Soydaşların hakkı, hukuku söz konusu olduğunda inisiyatif almaktan çekinmediklerine işaret eden Bakan Çavuşoğlu, tarihe karşı sorumlulukları bulunduğunu, "Türkiye'den büyük bir Türkiye" olduğunun unutulmaması gerektiğini söyledi.
Bakan Çavuşoğlu, işte bu nedenle Türkiye olarak sınırlara hapsolmayacaklarını, tüm dünyada aktif olmaları gerektiğini ifade ederek, "Gitmediğimiz yer bizim değildir. Bayrağımızın dünyanın her yerinde dalgalanması lazım." dedi.
Geçen günlerde Balkanlar'da 5 ülkeyi ziyaret ettiklerini, Evlad-ı Fatihan ile hasret giderdiklerini dile getiren Çavuşoğlu, Balkanlar'daki soydaşlara çeşitli hizmetler götürdüklerini, onların güçlü olmaları için her türlü desteği verdiklerini belirtti.
Dünyanın, Türkiye'nin etkisini Ukrayna savaşında bir kez daha gördüğünü anlatan Çavuşoğlu, 18 bin Türk vatandaşı ve 12 bin soydaş ile kardeş ülkelerin vatandaşlarının tahliyesinin gerçekleştirildiğini kaydetti. Bakan Çavuşoğlu, salgın döneminde de 165 ülkeden 100 bin kişinin zor şartlar altında ülkeye getirildiğini bildirdi.
- "Neden sadece terör örgütleriyle ilgili endişe duyuyorsunuz"
Türkiye'nin terörle mücadelesine de değinen Bakan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Terörle mücadele için, güvenliği korumak için yeri geldiğinde tereddüt etmeden sınırın ötesine geçiyoruz. Bazen telefon açıyorlar 'Endişe duyuyoruz.' Neden endişe duyuyorsunuz? 'İşte o müdahalelerinizden.' Peki terör örgütünün saldırıları sonucunda askerimiz, polisimiz veya sivillerimiz şehit oluyor diye endişe duyuyor musunuz? Neden sadece terör örgütleriyle ilgili endişe duyuyorsunuz? Mazeretleri çok, 'kem küm.' 'Efendim uluslararası hukuk.' Sanki uluslararası hukuku bilmiyoruz. 'Efendim sivillerdi.' Türk milleti savaşın en acımaz olduğu dönemlerde bile sivilleri koruyan bir millettir. Askerimiz, polisimiz, jandarmamız her yerde siviller konusunda herkesten daha fazla hassastır. Ama bir bahane bulacak ya. Hemen bir bahane buluyor. Dertleri PKK/YPG'yi güçlendirmek. İşte Irak'ın kuzeyinde Pençe-Kilit harekatımızda da teröristleri o bölgeden temizliyoruz. O bölgeden teröristleri temizlerken sadece Irak'ın geneline değil özellikle o bölgede yaşayan Kürt kardeşlerimize de destek veriyoruz. Kürtlerin en büyük düşmanı PKK terör örgütüdür, YPG'dir."
- "Endişelerimiz somut adımlarla karşılanmalı, kuru laflarla değil"
Bakan Çavuşoğlu, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine ilişkin Türkiye'nin taleplerinin somut adımlarla karşılanması gerektiğine işaret ederek, şu ifadeleri kullandı:
"Milletimizin güvenliği söz konusu olduğunda verecek tavizimiz yoktur. İşte İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliklerinde de bu anlayışla sapasağlam duruyoruz. Bizim onlardan istediğimiz, beklentilerimiz mümkün olmayan bir şey değil. Teröre destek veriyorsun, verme. Teröristler ülkende, kapılarını açmış barındırıyorsun, her türlü faaliyetlerine izin veriyorsun, finansmanına göz yumuyorsun. Oralardan Kandil'e ya da şu anda bulundukları bölgelere çocukların zorla götürülmesine vesile oluyorsun. Onların bu çalışmalarına fırsat veriyorsun, engellemiyorsun. İkincisi müttefik olmak istiyorsan, Türkiye'yi düşman ülke gibi göremezsin. Terörle mücadelesinden dolayı ambargo uygulayamazsın. 'Bunları uygularım.' dersen NATO'ya da üye olamazsın, bu kadar basit.
Biz bazı ülkeler gibi, Yunanistan gibi Makedonya'ya 'İsmini değiştir.' demiyoruz. İsmini değiştirmek bir ülke için ne kadar zor bir şey, bir millet için bunu kabul etmek ne kadar zor biliyorsunuz. Yunanistan bu şımarıklığı yaparken, 12 sene Makedonya'nın NATO'ya üyeliğini engellerken neredeydiniz? Neredeydi o zaman dayanışma? Şimdi bu ülkelerin AB üyeliği olabilmesi için de müzakereler devam ediyor. Kalkıyor, bazı ülkeler diyor ki 'Sen aslında şimdi Makedon'sun ama AB'ye girmek istiyorsan geçmişinde şuydun, buydun, bunu kabul etmek zorundasın.' Hangi ülke, hangi millet bunu kabul eder? Bunlara bir şey demiyorlar, sürekli bize 'Dayanışma önemli, güvenlik önemli.' diyorlar. Onlar da korkuyor, tamam onların korkusu meşru olabilir, buna itirazımız yok ama Türkiye'nin terörle ilgili güvenlik endişeleri meşru değil mi? NATO'nun düşman olarak gördüğü unsurlara baktığınız zaman bir tanesi de terör değil mi? Madrid'de terörle ilgili, NATO'nun güneyiyle ilgili teröre odaklanacak bir özel oturum da düzenleyeceğiz. Genel Sekreteri tebrik ediyoruz. İspanya'ya da teşekkür ediyoruz. Çünkü onlar için de önemli. Bu endişelerimizi karşılamaları gerektiğini hem NATO'ya hem diğer müttefiklere hem de bu iki ülkeye net bir şekilde söyledik, sağlam duruşumuz devam ediyor. Bizim endişelerimiz somut adımlarla karşılanmalı, kuru laflarla değil."
(Sürecek)
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.