Bahriye Üçok'a ölüm üçgen
6 Ekim 1990'daki suikastın ardından, bombalı paketi teslim alan Gülay Calap, PKK bağlantılı bir örgüt operasyonunda 22 yıl ceza aldı. Hapisten çıktıktan sonra da BDP'de Genel Başkan Yardımcılığı'na kadar yükseldi.
Bombalı paketi kargoya teslim eden dönemin MİT İstanbul Bölge Başkanı'nın şoförü MİT elemanı K.T., suikasttan 4 gün sonra TİKKO tarafından öldürüldü. Olayın en önemli şahidi ortadan kaldırılmış oldu.
MÜTEDEYYİN KESİM HEDEF GÖSTERİLDİ
İlahiyat Profesörü Bahriye Üçok'a suikastı "İslami Hareket Örgütü" üstlendi ve "Üçok'u tesettür konusundaki düşünceleri yüzünden cezalandırdık" dedi. Olaydan önce bu örgütün adını duyan yoktu.
1990'lı yıllarda işlenen ve mütedeyyin kesime mal edilen karanlık olaylarla ilgili bugün farklı gerçekler tartışılıyor. Turan Dursun, Muammer Aksoy, Çetin Emeç ile başlayan suikastlar serinin son kurbanı Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi ve SHP Parti Meclisi üyesi Prof. Dr. Bahriye Üçok'tu. 6 Ekim 1990 tarihinde kendisine gönderilen bombalı paketle hayatını kaybeden Üçok'a düzenlenen suikastın bağlantıları o dönemde yaşanan olayların arkasındaki karanlık ilişkileri gözler önüne seriyor.
Bahriye Üçok sık sık aykırı fikirleri ile gündeme gelen bir isimdi. 1983-87 yılları arasında milletvekilliği yapan Üçok, 1986'dan sonra SHP üyesi ve Eylül 1990'da SHP parti meclisi üyesi oldu. Bahriye Üçok katıldığı televizyon programlarında “İslam'da örtünmenin ve oruç tutmanın zorunlu olmadığını” iddia edince tartışmalara neden oldu. O dönemde belli kesimlerce ısıtılan laiklik tartışmasının figürlerinden biri haline getirildi. Ve bu suni iklimin ilk hedeflerinden biri haline de gelmiş oldu. 6 Ekim 1990 tarihinde Ankara'da oturduğu eve, gönderici kısmında İlmi Araştırmalar Vakfı yazan bir kargo paketi getirildi. Üçok, Ekspres Kargo aracılığıyla gönderilen paketi açınca içine yerleştirilmiş olan bomba düzeneği patladı ve Üçok hayatını kaybetti. Olaydan sonra başlatılan soruşturmada bombalı paketi teslim alıp Bahriye Üçok'a götüren Ekspres Kargo çalışanı Gülay Calap, ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Kayıplara karışan Calap 1994 yılında İzmir'de düzenlenen bir operasyonda ortaya çıktı. PKK'ya bağlı Devrimci Halk Partisi İzmir sorumlusu olarak yargılanan Calap 22 yıl ceza aldı. Tahliye olduktan sonra DTP'ye katıldı. Parti kapatılınca da yerine kurulan BDP'ye girdi. Parti meclisi üyeliği ve genel başkan yardımcılığı gibi etkin görevlerde yer aldı.
Bombalı paketi kargoya teslim ettiği iddia edilen şahsın dönemin MİT İstanbul Bölge Başkanı Ertan Ömerbeyoğlu'nun Makam şoförü MİT elemanı K.T., Üçok suikastından yalnızca 4 gün sonra uğradığı silahlı saldırı sonucu öldü. Suikastı yasa dışı sol örgüt TİKKO üstlendi. Olayın perde arkasını bilen tek tanık da böylece ortadan kaldırıldı.
Olayın ardından mütedeyyin kesim hedef gösterildi. Cinayet laiklik tartışmalarına konu edildi. İnançlı insanlara mal edilme iddiasının şekli de oldukça ilginçti. Olaydan bir gün sonraki Cumhuriyet Gazetesi'nin haberinde İslami Hareket Örgütü adına konuştuğunu iddia eden bir kişinin gazete santralini arayarak “Üçok'u tesettür konusundaki düşünceleri yüzünden cezalandırdık” ifadelerini kullandığı iddia ediliyordu. Olaydan önce bu örgütün adını duyan yoktu. Üstlenme de muhtemelen kurguydu. Bahriye Üçok'a ölümünden önce Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından bombalı paket konusunda eğitim verilmişti. Bu bilgi bizzat dönemin MİT Müsteşarı emekli orgeneral Teoman Koman tarafından basın mensuplarına açıklandı. Koman, “biz görevimizi yapık” diyordu ancak bu durum daha çok Üçok'a yapılmış bir “uyarı” olarak algılandı.
TÜRKİYE
MÜTEDEYYİN KESİM HEDEF GÖSTERİLDİ
İlahiyat Profesörü Bahriye Üçok'a suikastı "İslami Hareket Örgütü" üstlendi ve "Üçok'u tesettür konusundaki düşünceleri yüzünden cezalandırdık" dedi. Olaydan önce bu örgütün adını duyan yoktu.
1990'lı yıllarda işlenen ve mütedeyyin kesime mal edilen karanlık olaylarla ilgili bugün farklı gerçekler tartışılıyor. Turan Dursun, Muammer Aksoy, Çetin Emeç ile başlayan suikastlar serinin son kurbanı Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi ve SHP Parti Meclisi üyesi Prof. Dr. Bahriye Üçok'tu. 6 Ekim 1990 tarihinde kendisine gönderilen bombalı paketle hayatını kaybeden Üçok'a düzenlenen suikastın bağlantıları o dönemde yaşanan olayların arkasındaki karanlık ilişkileri gözler önüne seriyor.
Bahriye Üçok sık sık aykırı fikirleri ile gündeme gelen bir isimdi. 1983-87 yılları arasında milletvekilliği yapan Üçok, 1986'dan sonra SHP üyesi ve Eylül 1990'da SHP parti meclisi üyesi oldu. Bahriye Üçok katıldığı televizyon programlarında “İslam'da örtünmenin ve oruç tutmanın zorunlu olmadığını” iddia edince tartışmalara neden oldu. O dönemde belli kesimlerce ısıtılan laiklik tartışmasının figürlerinden biri haline getirildi. Ve bu suni iklimin ilk hedeflerinden biri haline de gelmiş oldu. 6 Ekim 1990 tarihinde Ankara'da oturduğu eve, gönderici kısmında İlmi Araştırmalar Vakfı yazan bir kargo paketi getirildi. Üçok, Ekspres Kargo aracılığıyla gönderilen paketi açınca içine yerleştirilmiş olan bomba düzeneği patladı ve Üçok hayatını kaybetti. Olaydan sonra başlatılan soruşturmada bombalı paketi teslim alıp Bahriye Üçok'a götüren Ekspres Kargo çalışanı Gülay Calap, ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Kayıplara karışan Calap 1994 yılında İzmir'de düzenlenen bir operasyonda ortaya çıktı. PKK'ya bağlı Devrimci Halk Partisi İzmir sorumlusu olarak yargılanan Calap 22 yıl ceza aldı. Tahliye olduktan sonra DTP'ye katıldı. Parti kapatılınca da yerine kurulan BDP'ye girdi. Parti meclisi üyeliği ve genel başkan yardımcılığı gibi etkin görevlerde yer aldı.
Bombalı paketi kargoya teslim ettiği iddia edilen şahsın dönemin MİT İstanbul Bölge Başkanı Ertan Ömerbeyoğlu'nun Makam şoförü MİT elemanı K.T., Üçok suikastından yalnızca 4 gün sonra uğradığı silahlı saldırı sonucu öldü. Suikastı yasa dışı sol örgüt TİKKO üstlendi. Olayın perde arkasını bilen tek tanık da böylece ortadan kaldırıldı.
Olayın ardından mütedeyyin kesim hedef gösterildi. Cinayet laiklik tartışmalarına konu edildi. İnançlı insanlara mal edilme iddiasının şekli de oldukça ilginçti. Olaydan bir gün sonraki Cumhuriyet Gazetesi'nin haberinde İslami Hareket Örgütü adına konuştuğunu iddia eden bir kişinin gazete santralini arayarak “Üçok'u tesettür konusundaki düşünceleri yüzünden cezalandırdık” ifadelerini kullandığı iddia ediliyordu. Olaydan önce bu örgütün adını duyan yoktu. Üstlenme de muhtemelen kurguydu. Bahriye Üçok'a ölümünden önce Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından bombalı paket konusunda eğitim verilmişti. Bu bilgi bizzat dönemin MİT Müsteşarı emekli orgeneral Teoman Koman tarafından basın mensuplarına açıklandı. Koman, “biz görevimizi yapık” diyordu ancak bu durum daha çok Üçok'a yapılmış bir “uyarı” olarak algılandı.
TÜRKİYE
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.