Bahçeli'den Kılıçdaroğlu'na sert tepki
MHP Genel Başkanı Bahçeli, parti genel merkezinde partililer ile bayramlaştı. Bahçeli Kılıçdaroğlu'nun Cumhuriyet Bayramı için yürüyüş tepkisine sert çıktı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 29
Bahçeli, genel başkan yardımcıları, parti yöneticileri, bazı milletvekilleri ve partililerle parti genel merkezinde bayramlaştı.
Bahçeli, burada yaptığı açıklamada, Kurban Bayramı'nın İslam alemine ve Türk milletine hayırlı uğurlu olması temennisinde bulundu.
Ramazan ve Kurban bayramlarının hüzünle dolu olduğunu, şehitler verildiğini anlatan Bahçeli, ''Milletimiz üzgündür, hüzünlüdür, acılıdır ve özellikle de iki bayram arasında çok sayıda eve, baba ocağına ateş düşmüştür'' diye konuştu.
Bahçeli, her bayramda siyasi partilerin demeçlerle milletin bayramını kutladığını, siyasi iktidar sorumluluğunu taşıyanların ortaya koyduğu görüşler ve temennilerin en azından uygulaması mümkün olan ve yerine getirilmesi çok daha imkan dahilindeki temenniler olarak kabul edilmesi gerektiğini belirtti.
Milletin güzel günler yaşama arzusunu sivil toplum kuruluşları ve siyasi partiler paylaşırken, siyasi iktidarın da bunu paylaştığını anlatan Bahçeli, siyasi iktidarın gerekli sorumluluğu taşımadığını iddia etti.
Terör örgütünün iki bayram arasında iki stratejik plan ortaya koyduğunu, bunlardan birinin kırsal alan hakimiyetini sağlamak, ikincisinin toplum hayatında her kesimde bir sözleşmeye imza attırmak olduğunu ifade eden Bahçeli, ''Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde Devrimci Halk Ordusu tarafından bir savaş başlatılmış, kırsal alan hakimiyeti özellikle belli coğrafyalarda, il ve beldelerde kurulmak istenmiş, ama bunun karşılığında toplumsal alanda, kentlerde ve başkentte toplumsal müzakerelerin başlatılması ve taviz verilmesi görülmektedir'' dedi.
Bunlardan birinin de büyükşehir belediyeleriyle ilgili kanun olduğunu iddia eden Bahçeli, ''Bu bir özerkliğe doğru yöneliş, federal yapıya karşı bir tavizin sonucu olarak hazırlanmış bir projedir'' diye konuştu.
Seçilme hakkının 18 yaşına çekilmesi konusunu da eleştiren Bahçeli, terör örgütünün ''Türk ordusuna asker göndermeyiniz'' diye isteğinin bulunduğunu da öne sürdü.
Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı seçimine oy ilave edebilmek için gençleri istismar ettiğini öne sürerek, onların Meclis'e gelme arzu ve duygularını kamçıladığını, ancak gerçek niyetini ortaya koymadığını savundu.
TSK mensuplarını şehit eden canilerden karakola düşmemiş, savcının önünden geçmemiş olanların bulunduğunu ve askerlik yapmadığını anlatan Bahçeli, yasaya göre askerlik şartı hariç milletvekili olma şartlarını taşıdığını belirtti.
Bahçeli, TBMM'de milletvekili olabilmek için askerlik şartının zorunlu olmaktan çıkarıldığını, bir başka kapı aralanılarak askerliğin de zorunlu olmaktan çıkarılmaya çalışıldığını söyledi.
-29 Ekim'deki yürüyüş-
Bahçeli, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nın kutlanmasının yıllardan beri yasalarla belirlendiğini ve bu anlamda bir gelenek oluştuğunu, bu geleneği daha iyiye doğru götürecek katkılarda bulunmak yerine bir krizin başlatılma sebebi haline getirilirse büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalınabileceğini söyledi.
Bahçeli şöyle konuştu:
''Bazı sivil toplum kuruluşlarının Ortadoğu'daki bazı özentilere heveslenerek 'halk hareketi başlatıyoruz', 'halk yürüyüşü yapıyoruz' derken bir krize Türkiye'yi sokmaları ve bunu da bazı siyasi partilerin çok sıcak sahiplenmeleri doğru değildir. Yıllardır yapılmış bayramların içerisinde neyi yapmak istiyorlarsa oraya gelmek suretiyle bu bayramı milletçe kutlamanın, ama eğer bir tepki de koyacaklarsa o tepkiyi de oradaki davranışlarıyla koymalarında yarar vardır. Yoksa alternatifler ortaya koyarak Türkiye'nin bölünmesine her alanda katkı sağlamak cumhuriyetçilik de değildir, milliyetçilik de değildir, vatanseverlik de değildir veya demokrat olma, özgür olmakta anlamını taşımaz.
O bakımdan 29 Ekim günü yapılacak bayramın Türkiye'de bir krizin işareti olarak görülmesi yanlış olur. Türkiye'yi de önemli sıkıntılara sokabilir. Bu yanlışlıktan vazgeçilmelidir, ama siyaseten Cumhuriyetin kazanımlarının bu iktidar tarafından nasıl tahrip edildiğini, nasıl örselendiğini, nasıl yok edildiğini herhangi bir geniş alan yaratan eylemlerin başlangıcı olarak değil, Meclis'te veya kamuoyunda aydınlar aracılığıyla, siyasiler aracılığıyla, sivil toplum kuruluşları aracılığıyla yapmaları ülkemiz açısından daha doğru olacaktır.''
AA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.