Ayşe Arman Nihal Bengisu'ya inat...
Ayşe Arman, Hürriyet'le gurur duyarken aslında Nihal Bengisu Karaca'ya cevap veriyor. Karaca, 'Hürriyet gerekirse Arman'ı da satar' demişti.
Hürriyet Gazetesinin, Anayasa Mahkemesi Raportörü Osman Can’ın eşi Gülnur Can’a yaptığı ruhsal taciz konusunda tek kelime etmeyen Ayşe Arman'ın o sessizliğinin sebebi anlaşıldı. Çünkü Ayşe Arman gazetesiyle gurur duyuyor. Mesela, eşcinsel haklarını korumayı akıl eden ama Bayan Can'ın kadınlık onurunu ezip geçen Fikret Ercan'ı seviyor Ayşe Arman.
Ancak Arman'ın yazısı aslında Nihal Bengisu Karaca'nın Çarşamba günü Habertürk'te yayınlanan Hürriyet eleştirisine bir cevap niteliğinde. Karaca yazısında 'Eğer Ayşe Arman bir gün bir demokrasi süvarisi olursa O'nu ilk satacak olan yine Hürriyet olur' demişti. Karaca, Hürriyet'in Osman Can'ın eşine dönük tetikçilik niteliğindeki yayınlarına atıfta bulunarak sözü Ayşe Arman'a getirmiş ve şöyle yazmıştı:
"Ben artık biliyorum ki, Ayşe Arman bir gün uyanıp antimilitarist çizgisi belirgin bir yazara dönüşse, bir vicdani retçi, bir demokrasi süvarisi haline gelse filan, kendisi hakkında “Zaten şöyle böyleydi” diyen ilk yayın organı kendi gazetesi olacak. Hangi kadın böyle bir “hürriyet”e güvenebilir?"
Ayşe Arman işte Karaca'nın bu yazısına cevap verir gibi 'gazetemle gurur duyuyorum' demiş bugün.
"Sevdikleri ona helal olsun" deyip geçelim yazısına.
Bakın gazetesini neden seviyor.
BİR kere daha gurur duydum bu gazetede çalıştığım için.
Ah Ayşe ah!.. Şu çifte standartçılığın da olmasa iyi gazetecisin ama "kadın" denilince sadece "sizinkiler" aklına geldiği için kadın hakları konusunda hiç inandırıcı olamıyorsun. Diyorsun ki: " 'Ya erkek hakları, ya insan hakları ne olacak' diyenlere hatırlatmak isterim ki, kadınlar bu ülkede henüz insan bile sayılmıyor." Madem kadın haklarına bu kadar saygılısın, madem kadınların da bir "insan" oldukları konusunda gazetenden farklı düşünüyorsun işte sana fırsat. Hala zaman geçmiş değil. Gazeten Hürriyet'in; Anayasa Mahkemesi Raportörü Osman Can’ın eşi Gülnur Can’a yaptığı tiksinti verici saldırıyı da kına. Adnan Berk Okan |
Gazetem kadın haklarına sahip çıktığı için.
Geçen hafta, gazetenin pek çok yöneticisinin katıldığı bir toplantıda Vuslat Doğan Sabancı, sosyal sorumluluk projeleriyle ilgili önümüzdeki yıllardaki hedefi gösterdi:
Kadın Hakları.
Tabii ki erkekler bu fırsatı kaçırmadılar, seslerini yükselttiler:
"Bir dakika ya, erkek hakları ne olacak..."
Espriydi tabii.
"Ya erkek hakları, ya insan hakları ne olacak" diyenlere hatırlatmak isterim ki, kadınlar bu ülkede henüz insan bile sayılmıyor.
O yüzden öncelikli olması son derece doğal.
Ama zaten bizim gazetenin erkekleri de bizim gibi düşünüyor.
Bakınız: Evvelki günkü Gülden Aydın'ın manşeti ve dünkü devamı.
İkisi için de bu ülkede yaşayan bir kadın olarak, Hürriyet'e teşekkür ediyorum.
Sadece bir haber olarak kalabilirdi, bu kadar büyük göstermeyebilirdi.
Ama hayır, bütün yazı işleri inanılmaz bir duyarlılık gösteriyor.
Çünkü hâlâ bu ülkede ortaçağ zihniyetinde çok çok kötü şeyler oluyor.
Hâlâ her Allah'ın günü tecavüz, cinsel istismar haberleri okuyoruz.
Ve o aşağılık ve zavallı adamlar, ellerini kollarını sallayarak dolaşıyorlar.
Tüm bu olaylar yaşanırken, hep maço olmakla suçlanan Hürriyet'in tavrını ben çok önemsiyorum.
O gün o toplantıda Fikret Ercan, "Eşcinsel haklarını da ıskalamayalım" dedi.
Fatih Çekirge, engellileri de unutmamamızı istedi.
Bütün bunlar çok güzel gelişmeler.
Ayşe Arman'ın makalesinin tamamını okumak için tıklayınız lütfen.
gazeteciler.com