Ayasofya'yı açıp namaz kıldıracak

Ayasofya'yı açıp namaz kıldıracak

CHP'nin Sultanbeyli adayı Sultanahmet Camii eski imamı Osman Nuri Bedir, partisinin 'din açılımları'nı daha da genişletti. 'Türban'ı çözeceğiz, Ayasofya'yı ve İHL'lerin önünü açacağız


H.Salih ZENGİN'in röportajı

CHP'nin İstanbul Sultanbeyli'den aday gösterdiği Sultanahmet Camii eski imamı Osman Nuri Bedir, partisinin 'din açılımları'nı daha da genişletti. Türkiye'nin 'din'le ilgili problemlerin çözüm merkezi olarak CHP'yi gören Bedir, iktidara geldiklerinde üniversitelerdeki başörtüsü sorununu çözeceklerini, imam hatip liselerinin önünü açacaklarını, hafızlık müessesesini bitiren zorunlu eğitimi kaldıracaklarını belirtiyor.

Bedir'in açılımları bununla da kalmıyor: "Ayasofya'yı biz açacağız, ilk namazı da ben kıldırmak isterim." CHP'nin dinî açılımlarının kapatılma sebebi olmayacağını ancak AK Parti yapsaydı kapatılabileceğini söyleyen Bedir, "Çünkü bizim şoför sağlam, ehliyeti var, bir yere çarpmaz diye düşünüyorlardır herhalde."diyor.

Osman Nuri Bedir nasıl bir insandır?

Kötü bir insandır. (Gülüyor) Hocaefendi şunu der: 'Eller yahşi, biz yaman.' 1966'da Erzurum Oltu'da dünyaya geldim. Babam imamdı; hep hocaefendilerle, cami-cemaatle hemhal olduk. Kur'an-ı Kerim'e altı yaşında başladım. Camiye babamdan önce gider, sobayı yakar, minareye çıkar, boyum şerefeye yetişmediği için taburenin üzerine çıkar ezanı okurdum. Annem vefat edince üvey ana sendromu yaşadım. Heybeliada'da hafızlığa başladım. Orada Erdal İnönü ile tanıştım. Kur'an kursuna bağış yapardı. Fahri imamlıklardan sonra Sultanahmet Camii'ne sekiz sene hizmet ettim. Askerlik sonrasında ticari işler yaptım abimle, imamlığa ara verdim, sonra tekrar imamlık. Çok siyasetçiyle görüştük o sıra. İsmail Cem, dışişleri bakanı iken yurtdışından gelen herkesi camiye getirirdi. Halkta bir anlayış var. Sultanahmet Erbakan Hoca'nın, Süleymaniye Turgut Özal'ın, Dolmabahçe Demirel'in camisi diye. Tayyip Erdoğan her yere gidiyor. Tayyip Bey'le hiçbir sorunum yok. Caminin birtakım hizmetlerini onun sayesinde gördüm.

Bütün bu tanışıklıklar mı sizi siyasete itti?

Hayır hayır! Hakkımda açılan soruşturmalardan dolayı beş kere davayı kazanıp göreve geldiğimde dönemin idarecileriyle çalışamayacak duruma gelmiştim. Mutlu olmadığım bir hizmeti ifa edemeyeceğimi gördüm. Ayasofya'dan sonra Sultanahmet gelir. Sultanahmet'in mihrabını hiçbir siyasi statü ile değişmem. Orada Kur'an okurken aldığım hazzı hiçbir şeyle değişmem. Akif Gülle, genel seçimlerde Erzurum'dan AK Parti milletvekili adayı olmamı önermişti. Çok düşündüm ve vazgeçtim. Allah bana 'Bu mihrabı neden bıraktın?' diye sorar dedim. Tıkandığım noktada imamlığımı bıraktım. Dinime ve devletime hizmet edebilmenin en doğru adresinin burası olduğunu gördüğüm için geldim.

Bir imam olarak CHP'nin mi size, sizin mi CHP'ye ihtiyacınız vardı?

CHP'nin bana niye ihtiyacı olsun? CHP din olayına uzak değil. CHP'nin ilk Ankara il başkanı müderris ve müftü olan Mehmet Rıfat Börekçi'dir. CHP, halka maksatlı ve yanlış pompalandı.

CHP de buna çanak tutmadı mı yani?

Yanlışlar oldu tabii, çanak tuttu. Genel başkanımız da bunu söylüyor zaten. Şu an halkın talep ve beklentilerini karşılayan bir parti oldu artık CHP. Dine dair problemlerin çözüm merkezi CHP'dir, başka hiçbirisi çözemez.

Neden çözmüyor o zaman? Üniversitede okuyan başörtülü öğrencilerin eğitim hakkına CHP karşı çıkmadı mı?

Toplumsal beklenti var ama %100'ü bu anlayışta mı? Değil. %40'ı da bunun karşısında. CHP devlet kuran bir partidir, yanlış yapmaz. Usulüne göre, konjonktürü oluşturarak bu olayı çözecek. Samimiyet testine ihtiyacımız yok. Bizi bir dönem seçer halk, çözülüyor mu çözülmüyor mu görürler. Diğerleri yanlış yapıyor, her defasında arabayı tosluyorlar. Baykal sık sık görüştüğüm bir insan. Gerçekten yüreğinde bu sorunları yaşayıp hissettiğini ve çözüm üretilmesi gerektiğine inandığını biliyorum. Niye çözülmedi o zaman 50 yıldır bu sorun? Her dönem siyasi argüman olarak kullanmak için mi çözülmedi?

Tayyip Erdoğan da mı samimi değil bu konuda?

Böyledir diyemem. Bu yasanın oradan döneceği belliydi. Evvela zeminde bir konsensüs sağlanır, ondan sonra harekete geçilir. Biz bunların hepsini halledeceğiz. Bizi izlemeye devam edin. (Gülüyor)

Deniz Baykal düne kadar "Türban Kur'an'ın emri değil, 1400 yıllık İslam tarihinde türbanın yeri yok, dışarıdan ithal forma." diyordu. Bir imam olarak siz ne diyorsunuz?

Doğru. 'Kur'an'da türban diye bir şey yoktur.' diyor.

Başörtüsü var yani. Pekala bir imam olarak türban ve başörtüsünü nasıl ayırıyorsunuz ki?

Ben türban filan diye değil, tesettür diye alırım onu. Tesettürün amacı kadınlar Allah'ın ayrıcalıklı bir sanatı olduğu için, hanımefendileri birçok kirlilikten korumaya yönelik fanustur. Başı örter, altınıza kot pantolon, daracık kıyafetler giyerseniz bu İslam'ın öngördüğü kıyafetler değildir. Mesela çarşaf, Hz. Hüseyin'den sonra yas elbisesi olarak kullanılmaya başlanmış, pratik bir giyim biçimi olduğu için tercih edilir. Herkes istediği gibi örtünmekte veya açılmakta özgürdür. Herkes başını nasıl bağlarsa bağlar sana ne ya?

Diyelim tarif ettiğiniz tesettüre riayet ederek üniversiteye girmek mümkün mü? Boğaziçi Üniversitesi şapka taktıkları için bile almıyor?

O da yanlış, şapkanın ne işi var ki? Düzensiz, kuralsız toplumlar ayakta kalamaz. Özgürlük de belli yerlerde sınırlanmalı, yoksa kaos olur. Lise öğrencilerinin nasıl bir forması varsa her üniversitenin kendine özgü giysisi olsun. Daha yüzü gözü belirgin olsun. İfrat ve tefritten, haddi aşmaktan, abartmaktan dolayı uyarır Allah.

Çarşaf giymek haddi aşmak oluyor bu durumda?

Ya bırak Anadolu'daki kadın bırak ne giyerse giysin, ona bir şey demiyoruz ki? Benim çevremde de var. Toplumumuzda erkeğimiz bile kamuya ait bir yere girdiğinde şapkasını çıkarır. Saygının ifadesi bu belkide.

Yani kız öğrenciler saygılı olsun, başörtüsü takmasınlar!

Hayır ya, onu mu demek istedim ben? Başı kapalı olarak üniversiteyi okusun, bundan yanayım. Temel insan hakkı bu. Mini etekle girilmesine de karşıyım. Dört sene diyelim başı kapalı okudular, sonra kamuda çalışacaklar. Bu ne? Çözmek isteyenlere bunu soralım.

Siz iktidar olursanız bunu da mı çözeceksiniz?

Üniversitenin dışında ileri giderek genel politika hakkında konuşmam doğru olmaz. Ben genel başkan değilim ki! O beni aşar. Yönetmelikler neyi gerektiriyorsa o olur. Bir siyasetçi olarak Ecevit'in Merve Kavakçı'ya gösterdiği tepkiyi göstermezdim. O çıkışı doğru bulmuyorum.

Tesettürlü bir belediye başkanı olabilir mi?

(Düşünüyor) Böyle bir soru sormamış olun ya?

Sorunun cevabını CHP verdi zaten. Ankara Nallıhan belediye başkan adayınız başörtülü.

İlk sizden duydum. Usulüne uygun... Ya bu saçın çok fazla esprisi yok. Faiz nasıl haramsa ve buna rağmen bu yapılıyorsa, başörtüsü hassasiyetine takılıp kalmak da doğru değildir.

Faizi de mi kaldıracaksınız?

O beni aşar. Türban için elimden gelen katkıyı sunarım. Faiz haramdır derim. Deniz Baykal da biliyor bunu. Benim kadar Kur'an okuyan bir insan. Okurken gördüm, dedesi de imam. Yıllarca Tayyip Bey'le birlikte 'Zincirler kırılsın, Ayasofya açılsın.' diye bağırdık.

Hâlâ aynı fikirde misiniz?

Ayasofya kesin açılmalı, biz açacağız. İlk namazı ben kıldırmak isterim.

Deniz Baykal kıldırsa? (Gülüşmeler)

Yok genel başkanım tevazu gösterir, bize verir.

CHP'nin yaptığı Kur'an kursu, çarşaf, imam, tarikat açılımlarına ne diyorsunuz?

Bu açılım değil ki katılım! Açılım parti kurulurken yapılmış. İHL'leri, ilahiyatları açan, Elmalılı Hamdi Yazır'ın tefsirlerini bastırıp dağıtan bu partinin yöneticileri.

Peki CHP milletvekillerinden Canan Arıtman "Sümerlerde fahişeler örtünüyordu.", Nur Serter "İkinci sınıf bir giyim tarzıdır.", Nesrin Baytok "Başörtüsüne özgürlük kadına baskıyı artırır." dedi. Hangisine inanalım?

Partideki büyüklerin görüşleri beni bağlamaz, fevri çıkışlardır ama tasvip etmiyorum. Asr-ı Saadet'ten önce kimi fahişeler halkı tahrik etmesin diye kapatılmıştır. Herkes tek tip olacak anlayışını nasıl savunursunuz, bunu anlamak mümkün değil. Beni bağlayan genel başkandır.

Peki Bağcılar'da seçim otobüsüne binen çarşaflı CHP'linin tartaklanması?

Bilinçli olarak çarşaf giymiş, provokatörlük yapıyor. Ama o yaşlı kadının tartaklanması, ona küfür edilmesi de daha çirkin bir olay.

Diyelim Sultanbeyli'de belediye başkanı oldunuz. Ama eşiniz türbanlı. Resmî törenlere birlikte mi katılacaksınız?

Türbanlı değil başörtülü. (Gülüşmeler) Vallahi türban değil, başörtülü! Eşim nerede nasıl hareket edeceğini daha iyi bilir.

Yani başörtüsünü çıkarabilir gerektiğinde?

Hayır, açmaz. Açmasına ben izin vermem. Çocukları var, onlarla ilgileniyor. Katılmak istemez zaten. Sosyal faaliyetlerle ilgilenir, kadının böyle sepet gibi sürekli kolda taşınmasını doğru bulmuyorum. Eşimle değil, işimle ilgilensinler.



AK Parti'nin kapatılma davası için hazırlanan iddianamede geçen bütün 'suçları' şimdi CHP işliyor. Cumhuriyet savcılığının CHP'ye hiçbir şey yapmaması çelişki değil mi?

Niye çelişki olsun? Direksiyonun başındaki şoför sağlam, ehliyeti var, bir yere çarpmaz diye düşünüyorlardır herhalde.

28 Şubat süreci, Başbakan Erbakan, sizin kanaat önderi dediğiniz 'tarikat şeyhlerine' yemek verdi diye başlamadı mı?

Kanaat önderlerine yemek verilmesi kadar doğal bir şey olamaz. Onlar da vergi veriyor, bu ülkenin yurttaşı. Üç-dört ay önce Yeşilköy Havalimanı'nda, Museviler boynuzla boru öttürdüler. Kimse kıyamet koparmadı. Ama insanlar orada namaz kılsa bir sürü yaygara kopardı. Bunda medyanın da kabahati var. Çifte standarda her zaman karşıyım. Niye kanaat önderleri şimdi toprağından evinden, sevenlerinden uzak niye başka ülkelerde kalsın ki? Bunlar sorunları bu şekliyle çözemeyenlerin cevap vermesi gereken sualler. CHP iktidarında eğer bu sorunlar yaşanırsa o zaman gelir sorarsınız.

Seçmen sandığa gittiğinde size 'Burada zaten su var, teyemmüme gerek yok.' derse?

Su burada, teyemmüm onlar. (Gülüşmeler) Su 1919'da, 1923'te vardı. Su, cuma namazı kılarak dua ile Meclis'i açmıştır, su Kur'an-ı Kerim tefsiri bastırıp dağıtmıştır, su İHL, Kur'an kursu açmıştır. Tahkik biziz, taklit onlar.

Yani bugüne kadar su deyip aldığımız abdestler güme gitti?

Ara sıra sular kesildi, teyemmüm işbaşına geldi. (Gülüşmeler) Münferit beceriksizlikleri tamama şamil kılmak doğru değil. Tayyip Erdoğan'ın belediye başkanlığındaki başarısını kim inkâr edebilir ki? Veysel Eroğlu'nun çalışma biçimini, ürettiklerini inkâr edemem.

Sultanbeyli'de şansınız ne?

Ben şansa inanmam, çalışma vardır. Halk inanırsa verir. Arsa ve ev sahiplerinin ciddi bir tapu sorunu var. Bunu çözeceğiz.

Sizin davanızla CHP'nin davası aynı mı?

Aynı olmasa beni içlerine almazlardı. (Gülüşmeler) Hiçbir beklentim yok. Beni Cenab-ı Hakk'ın ödüllendireceğine inanıyorum. Hz. Peygamber'in metotlarını uyguluyor, 'Emri bi'l maruf, nehyi anil münker' yapıyorum.



Sarıklıya da rozet takarım
Kadiri tarikatından olduğu söylenen Abdul Hafız Aydın, CHP'ye katıldı. Ama Kadirilerin önde gelen isimleri bu kişiyi tanımadığını söylediler. Siz nereden tanıyorsunuz bu kişiyi?

Bu kardeşlerimiz yıllar önce Siirt'te çalışmış insanlar. Bunun dayısı Meclis'te vurulan DYP milletvekili Abdürrezzak Efendi'dir. Bu kişilerin söylemleri kendilerini bağlar. 30 bin kişi olup olmadıklarını bilemem. Bize katılmak istediğini beyan etti aracı bir arkadaşla. Biz de onu meclis üyesine aday gösterdik. Listemizde Alevi dedeler de var. Bayram Meral'in dedesi şeyhtir mesela. İnsanlar bu partilerde olunca caiz, CHP'ye gelirse caiz değil. Böyle bir mantık olur mu ya? Adı üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi'yiz.

Artık Cumhuriyet Hak Partisi oldu? (Gülüşmeler)

Benim sloganım da "Hakk'a ve halka hizmet"tir. Bunu benden başka kullanan CHP'li yok ama onlar da alışırlar alışırlar...

'Ey oy sen nelere Kadiri'sin' diyorsunuz yani?

Hımmm. (Gülüşmeler) Samimi olarak şöyle diyorum: Ben insanların mutlu, huzur içinde yaşamasından yanayım. Diğerleri beni bağlamaz.

Çarşaflılara rozet taktınız, sarıklı birisine takar mısınız?

Niye takmayalım? Mevlânâ gibi 'Gel ne olursan gel.' diyoruz.

Pendik adayınız Mehmet Salih Usta, kadınlara başörtüsü dağıttı. Sizin böyle bir düşünceniz var mı? Mesela çarşaf dağıtmak gibi?

Hayır, paramız yok. Eğer çarşafım yok, bana alın derlerse alırız, ama şu an paramız yok. Seçim için 100 bin lira harcarız sanırım.

***



Hafızlık müessesesi 8 yıllık eğitimle katledildi
Mustafa Kemal Atatürk benim fahri hemşehrimdir. Onun kadar İslam'ı bilen, İslam inancına, İslam eğitimine, İslam terbiyesine, İslam kültürüne sahip bir tane adam bana gösterebilir misiniz? Mustafa Kemal'i terbiye eden, rahle-i tedrisatından geçiren Osmanlı'dır. Kur'an dinlemeyi çok seven bir insan, öte tarafları beni enterese etmez.

İmam hatip liselerinin kapatılıp yeniden şekillendirilmesi lazım. Diyanet'in uhdesinde daha donanımlı hale getirilmeli, imam ve hatip, müftü, vaiz yetiştirmeli. Liselerde de seçmeli olarak Kur'an ve hadis dersleri verilmeli. Dinini öğrenmeli her genç. İHL mezunlarının önünün kapatılması çok iğrenç bir şey. İHL'liler en az buna karşı çıkan insanlar kadar vatanını, devletini, milletini seven insanlardır. Kimse burada artistlik yapmasın. Bunlar öcü değil. Sen kimsin kardeşim, o zaman sen gitme oraya!..

Polis okulları ve akademileri Emniyet'e bağlı, niye Diyanet'e bağlı olmasın? Daha donanımlı, daha liyakatli olsunlar.

Cemevleri amacına uygun şekilde düzenlenmeli, asli fonksiyonunu icra edemiyorlar, ettirilmeli.

Ben CHP'li oldum diye dinden mi çıktım, ateist mi oldum? Niye bunlar yazılıp çiziliyor? Bühtan ve iftira yakışıyor mu Müslüman'a? Yanlış tek taraflı değil ki! Herkes yapıyor, filler tepişiyor, altta çimler eziliyor.

Kur'an eğitiminin yaşı olmaz. Ama hafızlık hariç. Hafızlık 10 yaşından 14 yaşında kadar sürer. Ondan sonra yapılan ezber, su üzerine yazılan yazıya benzer. Hafızlık müessesesi 8 yıllık zorunlu eğitimle katledilmiştir. İlkokul beşten sonra dileyen hafızlığa, dileyen okuluna gider. Bunun için elimden gelen bireysel mücadelemi vereceğim.

CHP benim mücadeleme karşı çıkan bir tutum izlerse, icabına bakarız. Yapılması gereken şeyi yaparım. Benim tanıdığım CHP'nin ileri gelenlerinde bu anlamda sıkıntı yok.

Sosyal demokrasinin kaynağı Kur'an-ı Kerim, ilk uygulayıcısı Hazreti Peygamber'dir.

Deniz Baykal'ın dinî konularda bana danışmasına gerek yok, benden daha iyi biliyor.


Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :