Hukukçular Birliği Vakfı Genel Başkan Yardımcısı Av. Yaşar Baş'tan Kılıçdaroğlu'nun Savunma Sanayii yorumuna cevap geldi.

Av. Yaşar Baş'ın sosyal medya hesabından yayımladığı yorumunu dikkatinize sunuyoruz:

"Savunma sanayiinde üretim yapan bir şirketimiz yabancıya satılırsa stratejik tesislerimiz ne olacak diye soracak kadar savunma sanayii nin piyasa düzeninden habersiz birine, bırakın bir ülkeyi, iki koyun verseniz onu bile yönetemez…..

Böyle bir açıklamayı ilk okul düzeyinde ekonomi ve savunma sanayii bilgisi olan bile yapmaz…

Türkiye savunma sanayii alanında binlerce üreticiden, tedarikçiden, iş gücünden oluşan, dünyanın en iyi işleyen serbest piyasasını inşa etmiştir….

Önemli olan bu piyasadır… Piyasa varsa, her zaman birden çok alternatifiniz de vardır…. Yani bir şirket satılırsa veya üretimden çekilirse, piyasa boşluğu hemen tamamlar…

Bu cahillere şunu da anlatalım…. Bir şirketin Türk şirketi sayılması için şirketin Türk mevzuatına ve Türk devletinin denetimine tabi olması yeterlidir…

Türkiyenin inşa ettiği savunma sanayii piyasasında, ortakları yabancı olan şirketler de var…. Şimdi bu şirketler gayri milli şirketler mi?…. Bu şirketler Türkiyenin mevzuatına ve denetimine tabi değil mi?…

Türkiyenin inşa ettiği serbest piyasa, ürettiği bütün teçhizatlardan daha değerlidir… Çünkü piyasa, bu teçhizatların üretimini sağlayan mekanizmadır?… O nedenle piyasanın güçlenmesine paralel olarak kamuya ait şirketlerin de performansı artmıştır…

Örneğin ASELSAN….. Nerdeyse 50 yıllık bir şirket… Son yıllara kadar hiç bir şey üretmiyordu ve sürekli zarar ediyordu değil mi?… Niye?… Çünkü kararlarını piyasa dinamiklerine göre değil, siyasi koşullara göre ve siyasi etki altında alıyordu… İyi işleyen bir piyasanın parçası olunca… Yani kararlarını piyasanın gerektirdiği şekilde almaya başlayınca, hem muazzam işler yapmaya, hem de muazzam paralar kazanmaya başladı…

Resmî veya özel Türk şirketleri, ürettiklerini de sadece Türk devletine değil, Türk Devletinin onayladığı ülkelere de satmakta, bunun sonucu olarak ta dünyada çok geniş bir alanda Türkiye’den kopması mümkün olmayan, dosta güven, düşmana korku veren bir düzen kurulmaktadır ki; Sahip olabileceğimiz en önemli stratejik değer budur…

Türkiye o kadar güçlü bir piyasa inşa etmiştir ki…. İHA’da da, SİHA’da da, zırhlı kara araçlarında da, deniz araçlarında da çok sayıda alternatif üretici var….

Türkiye’den şirket satın alan, bu şirketi alıp götüremez… Aksine sermayesi gelip Türkiyenin kontrolüne girer…

Üretici şirketin sahibi kim olursa olsun, gerek ruhsat, gerek lisans, gerek izin, gerekse de ihracat izni gibi konularda devletin çizdiği sınırların milim dışına çıkamaz…

Nitekim halen Türkiye’de çok önemli askeri teçhizatları üreten, yabancı ortakları olan şirketler de var…. Örneğin FNSS… Zırhlı kara aracı dahil bir çok sistemin üreticisi… Nerdeyse sektörün en büyüğü… Ortakları arasında yabancılar da var…. Şimdi bu şirketi yerli bir şirket saymayacak mısınız?

Örneğin F35 leri ve bir çok NASA projesini de yapan, ABD’deki en önemli savunma sanayii şirketi Lockheed Martin’in sahibi ABD devleti mi? Veya ortaklarının tamamı ABD vatandaşı mi? Şimdi bu şirket ABD şirketi değil mi?

Peki bu çok uluslu şirket, gerek üretiminde, gerekse de ticaretinde ABD devletinden bağımsız hareket edebiliyor mu?

Dünyanın herhangi bir yerinde, ekonominin herhangi bir sektöründe, sahip olabileceğiniz en önemli değer olan serbest piyasayı yok edeceğini söyleyecek kadar cahil bir muhalefet bulabilir misiniz?…

Bu cehaletin liberal ortaklarından hiç bir ses çıkmaması da şaşırtıcı değil mi?…

İlk okul düzeyinde temel ekonomi bilgisinden bile yoksun bu cehaleti görünce, ülkeniz adına üzülmek dışında ne yapabilirsiniz ki…."