Aslan Değirmenci Sivil BÇG’yi Deşifre Etti
Milat Gazetesi Ankara Temsilcisi Aslan Değirmenci, TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu`na verdiği bilgi ve belgelerin ardından Manşettv`nin sorularını cevaplandırdı.
Baştan başlayalım… Geçtiğimiz aylarda 28 Şubat davası kapsamında başta ‘Belgeleriyle 28 Şubat’ın Çözülen Kodları’ adlı kitabınızda yer verdiğiniz belgeler olmak üzere, henüz deşifre edilmemiş bir takım belgeyi 6 CD ve 13 klasör halinde savcıya sundunuz… Neler var o belgelerde?
Soruşturmayı derinleştirecek, savcıların elini daha bir güçlendirecek belgeler. Sadece BÇG’ye ait 2 klasör belge sundum. Bu belgelerde BÇG’nin yazışmaları, fişlemeleri ve istihbarat ağı var. Yardım aldıkları sivil ajanlar, mağdur ettikleri hayatlar… İtfaiye erinden, sağlık memuruna kadar fişleme dosyaları var. Darbe karşıtı; Gazeteler, TV’ler, siyasiler hakkında karargahın talimatıyla başlatılan karalama operasyonları ve sivil BÇG’nin kodları var.
-Sivil BÇG dediniz…
Evet bugünlerde çok konuşulmuyor… Hatta hiç gündem de yok. Ama sanırım savcıların gündemine ilerleyen günlerde gelecek.
BÇG’NİN YERİNİ KİM ALDI?
-Kim bunlar?
BÇG’nin sivil ayağı olarak 28 Şubat’tan hemen sonra devreye giren Uygulamayı Takip ve Koordinasyon Kurulu yani UTKK’dan söz ediyorum. 57. hükümet dönemin de yapılandırılan ve BÇG’nin yerini alan yapı. Bu yapı da aynı BÇG gibi kurumlar içerisinde fişlemeler yaparak mağduriyetlere yol açmış. Savcılığa teslim ettiğim 1 klasör belgeye göre; bürokrat, öğretmen, imam, doktor, hemşire, hasta bakıcı ve hizmetliler fişlenmiş. Bu fişlemeleri bizzat Bakanlıklar içinde kurulan izleme grupları yapmış. Valiler Ankara Grubuna izletilmiş, dernek, vakıf, özel okul, yurt, pansiyon, dershaneler ve YAŞ-zedeler başka bir birime… Hatta UTKK imzasız ihbar mektuplarını bile dikkate alarak, cadı avına başlamış.
UTKK RAPORLARI
-O yıllarda imzasız mektuplarla çok işlem yapıldığı konuşulur ancak belgelenemediğinden dolayı gündemden hemen düşerdi. Biraz bize imzasız mektuplardan söz eder misiniz?
Tabi. Çıra yayınlarından yeni bir kitabım çıktı. Adı; 28 Şubat’ın istihbarat ağı… O kitapta da ben bu mektuplara yer verdim. Mağdurlar delil olarak gösterip haklarını da araya bilirler. “Başbakanlık Uygulamayı Takip ve Koordinasyon Kurulu” raporları var. Raporlar incelendiğinde imzasız ihbar mektuplarının dikkate alındığını görüyoruz. İsimsiz, imzasız mektuplar ile vatandaş ‘irticacı’ diye ihbar ediliyor, UTKK; soruşturma başlatarak, vatandaşların peşlerine polis takıyor. İncelemeler, soruşturmalar ve MGK’ya gönderilen bilgi notları…
KONTROL ÇİZELGESİ
-MGK dediniz… MGK ile UTKK koordineli mi çalışıyor?
Öyle gözüküyor. Bir kontrol çizelgesinde bulunan ‘Önerilen harekât tarzı/ Yapılan işlem’ kısmına isimsiz-imzasız mektup hakkında yapılan ihbar sonucunda incelemenin ardından, “Konunun tetkiki ve gereği… Gereken soruldu. Alınan cevap MGK’ya bildirildi” notu düşüldüğü görülüyor.
SİPARİŞ SORULAR
- Yukarıda “karargâhın talimatıyla başlatılan karalama operasyonları var” dediniz. Belge mi bu?
Tabiî ki.. “Genelkurmay Basın Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı” ve “Genelkurmay Basın Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı” tarafından hazırlanan talimatlar var. Talimatlar incelendiğinde basına haber siparişi verildiğini görüyoruz. Bu iş Genelkurmay Genel Sekreterliğine havale edilmiş. Darbe karşıtlarına karşı propaganda taktikleri bile belirlenmiş. Canlı yayınlara çıkacak olan darbe karşıtlarına sorulacak ters sorular bile belirlenip, bazı medya kuruluşlarına sipariş edilmiş. Ha bu bir iddia değil. Savcılığa teslim ettiğim belgeler öyle diyor.
ŞİMDİ YÜZLEŞME ZAMANI
- 28 Şubat soruşturmasının bugün BÇG üzerinden yürütüldüğünü görüyoruz. Süreç nasıl işler?
Bugün BÇG üzerinden işliyor olabilir ama muhakkak dosya genişleyecektir. Çünkü brifingler var. Bu konuda da ben bazı belgeleri savcılar ile paylaştım. O brifingler sonrası verilen yargı kararları mutlaka gözden geçirilmelidir. Yine İş dünyası ve STK ayağı var. O günlerde kimlerin bir gecede zengin olduğu ortaya çıkartılmalıdır. Ünlü şirketler ile cuntacıların ilişkilerine mercek tutulmalıdır. Ortaklıkları deşifre edilmelidir. Faiz lobisinin üzerine muhakkak gidilmelidir. Aynı şekilde BÇG’yi kimlerin finans ettiği de kritik bir başlık. Tabi birde YÖK, medya ve postmodern darbenin küresel ayağı var. Bunlar hepsi bir lobi. Karanlık bir yapının ayrı ayrı ayakları var. Son 7 yıldır Türkiye çetelere karşı ciddi mücadele veriyor. Ülke bu mücadele ile normalleşme sürecine girdi. Şimdi yüzleşme zamanı. Bu ancak darbecilerden ve onların değirmenine su taşıyanlardan hesap sorarak gerçekleştirilebilinir.
MECLİS TARİHİ BİR GÖREVİ ÜSTLENDİ
- TBMM Darbe Komisyonu tarafından da dinlendiniz…
Evet. Komisyona gidip bilgi ve belge paylaşımı yaptım. Bugüne kadar komisyonlar çok etkisizdi. Susurluk ve faili meçhuller konusunda kurulan komisyonlar çalıştırılmadı. İstedikleri belgeler kurumlardan gönderilmedi, çağrılan isimler sivil iradeyi hiçe sayarak ifade vermekten kaçtı. Ama bugün TBMM Darbe komisyonu çok ciddi bir misyon üstlenmiş durumda. Tarihi bir sorumluluk üstlenerek hem mağdurlara hem de karanlık süreçlere ismi bulaşmış kişilere ulaşarak çalışmalar yapıyor. Tanıkları dinliyor, sürece mercek tutacak önemli isimlerden yararlanıyor ve kurumlar ile koordineli şekilde çalışmalar yürütüyor. Tarihi bir görev üstlenen siyasetçilerimize her açıdan yardım etmek zorundayız. Darbeler öncesi gerçekleştirilen belli başlı eylemler, hükümlü verileri, insan hakları ihlalleri, cinayetler ve toplu katliamlar tek tek irdeleyen komisyon üyelerimiz, darbe yapanlar, darbenin meşrulaştırılma gerekçeleri, medyanın tutumunu da değerlendiriyor. Bu açıdan darbeleri masaya yatıran Komisyona gidip bilgi verdiğimden dolayı mutluyum.
-Komisyon üyeleri ile neler paylaştınız?
Başlıklar halinde anlatayım… Onlara elimdeki belgeleri sundum ve içerikleri hakkında şu bilgileri paylaştım:
-BÇG tarafından STK’lar, İl Genel Meclis Üyeleri, Belediye Meclis Üyeleri, SiyasiParti İl / İlçe teşkilatları yönetim kadroları, Müdür, daire başkanları, vali, kaymakam, belediye başkanları, memurlar, işçiler, iş dünyası, Yerel TV, Radyo, gazete ve dergileri takip edilmiş, Tümamiraller bile fişlenmiş.
-Dindar subay ve astsubayların takibi için özel bir istihbarat şebekesi oluşturulmuş.
-İrtica paranoyası ile üretilen yapay korkular darbe gerekçesi sayılarak, camiler kontrol altına alınmış, özel işletmelerde bulunan ajanlardan bile faydalanılmış.
-Sadece ‘TSK’ değil, ‘MİT’ ve ‘Emniyet’de fişleme yapmış.
- Batı Çalışma Grubu yasadışı fişlemelerini sadece kurum içi değil dışarıda tüm alanlarda yapmış.
- Dönemin siyasetçileri hakkında karalama propagandaları başlatılmış, medyadan destek sağlanmış, siyasetçiler hakkında ayrıca bir takım çevrelerin suç duyuruları yapmaları sağlanmış. Darbelere karşı direnmesi muhtemel olan siyasetçiler hakkında yapılacak kampanyada izlenecek yol haritası bile çıkarılmış. Öte yandan Refah Partisi aleyhine masa başı üretilen haberler, malum medya’ya verilmiş. Size teslim ettiğim bir raporda sipariş ile yazı yazdırılan bazı gazetecilerin isimleri de var. Söz konusu siyasilere canlı yayınlarda sorulacak sorular bile hazırlanmış. Ayrıca Postmodern darbe sürecine direnen sağduyulu gazetelerin üzerine gidilmesi için çalışmalar başlatılmış.
-Masa başında sanal örgütler kurulmuş, bu örgütler üzerinden hayır kurumlarına operasyonlar düzenlenmiş.
- Eğitim kurumlarında görevli olan personel irticacı ve Atatürkçü diye kamplara bölünmüş.
- Üniversiteler bir istihbarat alanı olarak kullanılmış, bazı rektörlerden destek alınarak skandal fişlemelere imza atılmış, çok sayıda öğretim üyesi, çalışan ve öğrenci mağdur edilmiş.
-Polislerin okudukları gazeteler bile takip altına alınmış, fişlemeler yapılmış. Özellikle Yeni Şafak, Akit ve Zaman okuyan polisler sakıncalı görülmüş.
-Anayasa değişikliği için 21. Dönemde kurulan “Partilerarası Uzlaşma Komisyonu” ve partilerin temsilcilerinin çalışmaları kayıt altına alınmış.
-Aynı yıllarda Güneydoğu’da Jandarma İstihbarat’ı tarafından fişlemeler yapılmış, Doğu Çalışma Grubu adında bir oluşum kurulmuş.
-Postmodern darbe sürecinde hayata geçirilen Başbakanlık Uygulamayı Takip ve Koordinasyon Kurulu, kurumlarda çalışanları BÇG yöntemleri ile fişlemiş.
- Başbakanlık Uygulamayı Takip ve Koordinasyon Kurulu Kaymakam, Vali, din görevlisi, başta olmak üzere çok sayıda memuru takibe almış. 28 Şubat sürecinde çok sayıda imzasız ihbar mektuplarını dikkate alarak mütedeyyin insanlar hakkında soruşturma başlatılmış.
MANSETTV.COM
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.