Aşk, Alevi-Sünni evliliklerinin önünü açıyor
Alevilerle Sünniler arasında evlilikler hızla artıyor. Özellikle toplumsal baskının azalması ve şehirleşme bu tür evliliklerin önünü açıyor.
Ankara'dan batıya gittikçe bu tür evliliklerin daha da kolaylaştığı ve bunda şehirleşmenin büyük payının olduğu görülüyor. Şehir evliliklerinde inanç boyutu pek öne çıkmıyor. Şehirde oluşan serbest hayat tarzı bu evlilikleri daha kolay hale getiriyor. Evlilikler geçmişte kaçarak oluyordu, şimdilerde ise çoğunlukla ailelerin anlaşmasıyla oluyor.
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nail Yılmaz'ın 'kent Alevileri' üzerine yaptığı saha araştırması da durumu doğruluyor. Araştırmada, Alevilerin yarısından fazlasının Sünnilerle 'anlaşarak' evlendiği ortaya çıkmış. Dört kişiden biri ise eşini kaçırmış. Şehirlerde Aleviliğini gizleyenlerin oranı ise yüzde 15 seviyesinde. "Şehirleşme, evliliklerin önünü açıyor." diyen Yılmaz, "Geçmişe göre bir gevşeme oldu. Bu, şehirleşmeyle, sekülerleşmeyle alakalı... Duygusallık ön planda. Aşk, inancın önüne geçiyor ya da onu tolore edecek mekanizma üretiyor. Gönüllü olarak evleniyorlar." tespitinde bulunuyor.
Aksiyon dergisinin bu haftaki sayısında İbrahim Doğan imzasıyla, "Bir Alevi ile evlendim, genç kuşağın evlilikleri iki kesimi yakınlaştırıyor" başlığıyla kapağına taşıdığı konu, Türkiye'nin derin meselelerinden biri. Toplumsal dokunun daha sıkı olduğu kırsalda Alevi-Sünni evliliklerine az rastlansa da Alevi-Sünni köyleri arasında düğünler kurulabiliyor. Tokat Tozanlı Vadisi'ndeki Alevi köyü Hubyar'dan Ercan ile Sünni köyü Yakaboyu'ndan Telli'nin hikâyesi bu örneklerden biri. Ercan Yavuz, "Bizim köyler (Alevi-Sünni köyleri) arasında kız alıp verme olmaz. İlk defa bizde oldu. Köylüler, eşim için, 'İçimize uymaz, niye aldın?' dediler. Onların köylüleri 'Bizden oraya gelin gitmez' dedi. Biz birbirimizi sevdik, evlendik." diyor
Civar köylere traktörle iş yapmaya giden Ercan, 17 yaşındaki Telli ile tanışır. 'Bana kız vermezler' diye düşünür ve askerliğini tamamlayıp döndükten hemen sonra Telli'yi kaçırır. Bugün Ercan ve eşi, Okmeydanı'nda eniştesinin bodrum katında oturuyor. Evlerine yürüyüş mesafesindeki cemevine bazen gidiyor. Telli ise eşinden 'ceme gideceksin, bizim ibadetlerimizi yapacaksın' baskısı görmüyor. Ramazan'da orucunu tutuyor, başını örtüyor. Üst katta oturan eltileri de gelinlerine sahip çıkıyor. "Bizden farkı yok." diyorlar.
Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Başkanı Ali Kenanoğlu, şehirleşmeyle birlikte yeni kuşakta bu tür evliliklerin arttığını söylüyor. "Eskisi gibi sorun yaşamıyorlar. Çiftler dinsel tercihleri ön plana almıyor." diyor.
Ailede Sünni ile evlenen ilk kız
İbrahim-Zeynep Öztürk çifti, Alevi-Sünni evliliğini bilinçli olarak yapan ancak aile düzeyinde sorun yaşayan bir aile. Zaman Gazetesi ekonomi yazarı olan İbrahim Bey, Marmara Üniversitesi Ekonomi bölümü öğretim üyesi. Tipik bir Trabzonlu. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu Zeynep Hanım ise Tuncelili bir Alevi-Kürt kızı.
İbrahim Bey, Zeynep Hanım'la ilk buluşmasında, Karadenizlilere has bir çabuklukla evlenme kararını verir; üstelik Alevi olmasından kaynaklanan kültür farkından endişe etmesine rağmen. "Zeynep Hanım'ın söyleminin içindeki insani damar, ahlaki damar idealizm... Aradığım her şeyi onda buldum." diyen Öztürk, daha önceki adaylardan birinin 'Annene bakmam', bir başkasının 'Bu parayla seni n'apayım!' dediğini anlatıyor. Zeynep Hanım'a ne anlattıysa "Gündeme gelmesine bile gerek yok." cevabını almış. İbrahim Öztürk, eşinden yola çıkarak şunları söylüyor: "Alevi camianın kader tarafından bir kozada korunmuş insani, ahlaki damarı var. İnsani boyut çok üst düzeyde."
Zeynep Hanım, "Çok sıkıntılı bir süreçti. Her şeye rağmen evliliği göze aldım." diyor. Öyle ki Zeynep Hanım'ın ailesi bu evliliğe büyük tepki göstermiş. Zira sülalede ilk defa bir kız, Sünni'ye gelin gidiyormuş. Bu tercih, 4 yıla yakın ailesinin kendisine mesafe koymasına neden olmuş.
Çift, geçtiğimiz yaz Tunceli'ye gitmiş. Tunceli'de "Sünni'ye kız verilir mi?" diyenlerin, bu mutlu evlilikle görüşü değişmiş. İbrahim Bey'in etrafındaki Karadenizlilerin de Alevilerle ilgili görüşü olumlu anlamda değişmiş.
Alevi Barış: Eşimi ceme götüremiyorum
Barış, Alevi inancına sahip. Eşi Nurcan ise Sünni ve Roman kökenli. Nurcan Hanım, o zamanlar da türbanlıymış, bugün de. "Bunu kabul ederek evlendim. Başını açacaksın demedim hiç." diyor Barış. Cemlere eşini de toplumdan dışlanmamak adına götürmek istiyor, ancak eşi bunu kabul etmiyor. "Alevi ibadetine illa eşinizle gitmeniz lazım. Ben eşimi herhangi bir ceme götüremiyorum. O Kur'an okuyor, namaz kılıyor. Bizim ibadet şeklimiz kendi profiline uymuyor. Zorlama yok ama ufak sorunlar oluyor." diyor. Barış, köylülerinin, "Gelini bize yanaştır" dediğini anlatıyor. Aynı ilçede yaşayan Alevi arkadaşı Ali Kılınçarslan ise bu tip sorunlar yaşamıyor. Sünni Nihal'in ailesi ile evlilik aşamasında sorunlar yaşanmış. Nihal'in babası, kızını bir Alevi'ye vermek istememiş. Ancak Ali Kılınçarslan için belediye başkanı, müftü gibi Reşadiye'nin ileri gelenleri devreye girince kız babası ikna edilmiş ve düğünleri daha bir yüksek sesle yapılmış.
Zaman