Arınç'tan Kılıçdaroğlu'na yanıt
''Başbakan İsrail'in avukatını arıyorsa sağına baksın ifadesini kullandığının'' hatırlatılması üzerine Arınç, ''Sağında Sayın Çiçek var. Ben solundayım''
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İsrail'in yardım gemilerine saldırısını soruşturmak üzere kurulacak komisyona üye vermeyeceğini açıklamasına ilişkin ''Bu Soruşturma Komisyonunun onlar istemeseler bile kurulacağını ve görevini yapacağını düşünüyoruz'' dedi.
Arınç, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün 90. Kuruluş yıl dönümü nedeniyle Basın Yayın Hatıra Ormanı'na ağaç dikim töreni sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Birleşmiş Milletlerin, Gazze'ye yardım götüren gemilerin İsrail askerlerinin saldırısına uğramasını soruşturmak üzere bir komisyon kuracağını belirten Arınç, BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon'un olayın derhal incelenmesi ve soruşturulmasını istediğini, bunun için de belirli bir süre verdiğini, olayı son derece üzücü vahim bulduğuna yönelik açıklamaları olduğunu anımsattı.
Ban Ki-moon'un, 4-5 kişiden oluşacak komisyonun başkanlığına Yeni Zellanda'nın eski başbakanın getirileceğini, Türkiye'den ve İsrail'den kendisinin de tayin edeceği bir kaç temsilcinin, soruşturmayı süratle yapmasını arzu ettiğini ifade ettiğini anlatan Arınç, ''Bu, Türkiye'nin taleplerini karşılanmasıdır, Genel Sekreterin duyarlılığıdır. Türkiye bu talebinde haklı bir noktaya gelmiştir'' dedi.
Arınç, ''İsrail, bu komisyona üye vermeyeceğini açıkladı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?'' soruya ''BM ve tüm dünya kamuoyunu karşısına alan, saldırganlığı ve işlediği suç nedeniyle endişe ve tedirginlik içinde olan İsrail'in bu tavrı onların nasıl bir haleti ruhiye içinde olduğunu da göstermektedir. Ancak bu soruşturma komisyonunun onlar istemeseler bile kurulacağını ve görevini yapacağını düşünüyoruz. Bu BM Genel Sekteri ve Genel Sekreterliğinin görevleri dahilinde olan bir konudur. Dolayısıyla Türkiye istediğini almıştır. Genel Sekreter aynı konuda, aynı duyarlılığı göstermiştir. En fazla 2 ay içerisinde bu soruşturma komisyonun görevini yapmasını ve sonuçlarını da Genel Sekretere takdim etmesini Türkiye istemektedir. Eminim ki süratle kurulacak ve görevini yapacaktır'' karşılığını verdi.
-''ÇOK KONUŞUYOR, ÖLÇÜSÜZ KONUŞUYOR''-
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ''Başbakan İsrail'in avukatını arıyorsa sağına baksın ifadesini kullandığının'' hatırlatılması üzerine Arınç, ''Sağında Sayın Çiçek var. Ben solundayım'' dedi.
Arınç, ''Bir defa burada bir yanlışlık olmalı. Sayın Kılıçdaroğlu yeni genel başkan oldu. Süratle Türkiye'yi dolaşmaya başladı. Bu, bir genel başkan için çok güzel. Ama konuşmalarına çok fazla dikkat etmiyor. Çok konuşuyor, ölçüsüz konuşuyor, tartmadan konuşuyor, karizması zedeleniyor, bir hafiflik içerisine giriyor. Ben tecrübeli bir siyasetçiyim, hiç genel başkan olmadım ama kendisine bir tavsiyem var, çok fazla konuşmasın ve sözlerini, ölçerek, tartarak, doğru olduğunu bildikten sonra konuşsun'' diye konuştu.
Tevrat'ta yer alan emirlerle ilgili tartışmalara değinen Arınç, şunları kaydetti:
''Ortada bir gerçek var. Sayın Başbakanımız, Konya'da konuşurken İsrail'in bu saldırganlığını tekrar gündeme getirdi ve İsrail'in daha iyi anlaması için Tevrat'taki bir emirden bahsederek, önce İngilizce, sonra İbranice'sini söyledi. O da 'öldürmeyeceksin.' Konuşan kim? Türkiye'nin başbakanı. Muhatap aldığı yer neresi? İsrail hükümeti. Şimdi doğru olarak bu soruya, bu konuşmaya cevap vermesi gerekenin İsrail tarafından birisi olması gerekmez mi? Ama çok garip bir şey oluyor. Keşan'da kalabalıkları karşısında görünce sayın Genel Başkan coşuyor, o da meğerse Tevrat'ı biliyormuş, '9. emir de şöyle, 10. emir de böyle' diyor. Burada bir yanlışlık var. Ben sizinle konuşuyorum ama şu dağın arkasından, bana biri bir şey söylemeye çalışıyor. Başbakan da bunu bir başka konuşmasında 'Ben muhatap olarak Tel Aviv'i almıştım. Ama cevap Keşan'dan geldi.' diyor. Bu bir polemiktir ama doğru bir polemiktir. Çünkü Başbakan konuşmasında Tel Aviv'i hedef alırken, sayın Kılıçdaroğlu'nun Keşan'dan sanki kendisine söylenmiş gibi bunu kabullenip, karşı cevap vermesi çok garip değil mi sizce? Herhalde, sanıyorum, mülakat sırasında bunu sormuşlar o da 'Ben Tel Aviv'in avukatı değilim. Avukat istiyorsanız filan kişiye bakın' demiş.''
-''HADİSE BİR İÇ POLİTİKA HADİSESİ DEĞİLDİR''-
Mesleğinin avukatlık olduğunu ve 25 yıl avukatlık yaptığını kaydeden Arınç, hem siyasi hem mesleki hayatında daha çok mağdurların, mazlumların, hak ve hukuku yenmiş insanların avukatlığını yaptığını söyledi. Başbakan Vekilliği yaptığı 31 Mayıs sabahından itibaren İsrail'in bu saldırıları karşısında ne söylediğinin çok açık ve seçik belli olduğunu ifade eden Arınç, bunları tekrarlamaya bile gerek duymadığını, bundan da hicap duyacağını belirtti.
Arınç, ''Dolayısıyla benim gibi bir insana, kendi üstündeki suçu atmak isterken, başkasına bir şey söyleme gayretinde olmasını sayın Genel Başkanın acemiliğine bağlıyorum, düşünmeden konuşmasına bağlıyorum. Türkiye'de Tel Aviv'in, İsrail hükümetinin bu saldırganlığı karşısında, buna sahip çıkacak bir tek kişi bulamazsınız. Kaldı ki sayın Genel Başkan olaydan sonra çok olumlu bir açıklama yapmış ve olaydan duyduğu üzüntüyü ifade etmiştir. Sayın Bahçeli de bunu söyledi. Diğer genel başkanlar da bunu söyledi. Hadise bir iç politika hadisesi değildir. Hepimizin yüreğini dağlayan bir hadisedir'' şeklinde konuştu.
-''TEL AVİV'İN AVUKATLIĞI''-
Arınç, bu yanlışlıkların CHP'de sadece Kılıçdaroğlu ile sınırlı olmadığını iddia ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
''Sayın Genel Başkanları Baykal da geçmişte her günkü konuşmalarında şu veya bu ithamla yargılanan insanların avukatlığına soyunmuştu. Türkiye'nin hiçbir meselesi yokmuş gibi, dünyada hiçbir gelişme olmuyormuş gibi, Amentu gibi her gün kürsüye çıktığında bir yerlere mesaj veriyordu. Çıkar amaçlı suç örgütlerin, meşru hükümeti devirmek isteyenleri, balyozlu, kafesli, oydu, buydu, bir takım planlarla yargılanan veya yargılanmakta olan kişilerin avukatlığını üstlendiğini ifade ediyordu. Bu avukatlık ona pahalıya mal oldu.
İnanıyorum ki Sayın Kılıçdaroğlu, bu yanlış düşüncesinde ısrar ederse ona da pahalıya mal olabilir. Tel Aviv'in avukatlığını yapacak insanlar yok içimizde. İnandıklarımızı çok açık ve seçik biçimde ortaya koyuyoruz. Böyle basit suçlamalarla, sadece çok laf konuşmak için ortaya atılan iddiaları ciddi bulmadığımızı da ifade ediyoruz. Çok yenisiniz, az konuşun, öz konuşun, doğru konuşun ve sağındaki, solundaki insanları suçlamayı bırakın'' diye konuştu.
-''BİZ BİR DEVLETİZ, DEVLET OLARAK NE YAPMAMIZ GEREKİYORSA BU SALDIRGANLIK KARŞISINDA EMİN OLUN ONLARI YAPACAĞIZ''
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''İsrail şu anda kara propaganda peşinde. Bütün haberleri propagandaya yöneliktir, kendi suçluluğunu örtbas etmeye yöneliktir, dünya kamuoyunun dikkatini başka yerlere çekmeye yöneliktir'' dedi.
Arınç, Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün 90. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla ''Basın-Yayın Hatıra Ormanına'' ağaç dikim törenin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin ''İsrail'in bir misilleme gemi göndermesi gündemde'' şeklindeki ifadesi üzerine Arınç, ''Hiç duymadım böyle bir şey'' dedi.
Arınç, ''İsrail ile ilişkiler konusunda yol haritasının belirlenip belirlenmediği'' yönündeki soruya da şu yanıtı verdi:
''Bu konuları hem canlı yayınlarda televizyonlarda, hele dün mesela iki saat süren bir mülakattı, fazlasıyla söyledim. Dışişleri Bakanımız ayrı ayrı konuşmalar yaptılar. Başbakanımız bu konu ile ilgili her şeyi söylüyorlar. Biz devleti yönetiyoruz, biz hükümetiz. Günübirlik laflarla, boş konuşmalarla ömrümüzü geçiremeyiz. Bu konuda ne gerekiyorsa yaptık, daha da ne gerekiyorsa yapmak için bütün çalışmalarımıza, bütün görüşmelerimize, incelemelerimize devam ediyoruz. Her gün önümüze mikrofon uzatıldığında 'şu yapılacak, bu yapılacak' diye konuşmak da doğru değil. Biz bir devletiz, devlet olarak ne yapmamız gerekiyorsa bu saldırganlık karşısında, emin olun onları yapacağız. Bunları günlük konuşmalarla değil, bir ciddiyet içerisinde düşünmemiz lazım.''
-''DOĞRULUĞU KONUSUNDA HEPİMİZİN DİKKATLİ OLMASI LAZIM''-
Başka bir gazetecinin ''Sayın Başbakan'ın Gazze'ye gitmesi söz konusu olabilir mi?'' sorusuna karşılık Arınç, ''Haberim yok'' dedi. ''İsrail gazetesinde bir haber çıkmıştı'' şeklindeki hatırlatma üzerine de Arınç, şunları söyledi:
''İsrail şu anda kara propaganda peşinde. Bütün haberleri propagandaya yöneliktir, kendi suçluluğunu örtbas etmeye yöneliktir, dünya kamuoyunun dikkatini başka yerlere çekmeye yöneliktir. Oradan gelecek hiç bir haberi bir filtreden geçirmeden, bir süzgece tabi tutmadan, ne siz ne biz, çok haklısınız böyle bir şey duyulunca elbette sorulacak ama, önce bunun doğruluğu konusunda hepimizin dikkatli olması lazım. Sayın Başbakan bu konuda ne yapılması gerekiyorsa geçmişte de yaptı, gitmek gerekiyorsa gitti, söylemek gerekiyorsa söyledi. Biz şimdi en üst düzey diplomasi ile bu yaranın sarılmasını istiyoruz ve bunu takip ediyoruz.''
Kaynak: