Arınç o habere böyle tepki gösterdi
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, yerel bir gazetenin hakkında yazdıklarına sert tepki gösterdi. Arınç, "Bana çakılmaz arkadaş, ayağını denk al" dedi.
Bülent Arınç, Türkiye Muhtarlar Birliği Dernekleri Federasyonu'nca Yıldırım Spor Kompleksi'nde düzenlenen istişare toplantısında, yaz saati uygulamasının başladığını, saatlerin ileri alındığını hatırlattı.
Bu konuda kanun teklifi olacağını, kabul edilmesi durumunda bundan sonra yaz saati uygulamasının değişmeden devam edeceğini ifade eden Arınç, ''Bununla ilgili bazı teknik çalışmalar var. Altı ayda bir geri al, ileri al, bundan kurtulmuş olacağız. Türkiye'nin hemen hemen boylam itibarıyla bütününü kapsayacak çalışma var. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız konu üzerinde çalışıyor. Bugün başlayan yaz saati uygulaması eğer bir kanun değiştirirsek kalıcı olacak hayırlısıyla'' diye konuştu.
Arınç, muhtarların bazı istek ve talepleri olduğunu belirterek, onlara hızla cevap vermek için de Bursa'yı yönetenlerin toplantıya katıldığını, talepleri dinlediğini söyledi.
Türkiye Muhtarlar Birliği Dernekleri Federasyonu Başkanı Bekir Kahyaoğlu'nun muhtarların genel taleplerini anlattığını belirten Arınç, şöyle konuştu:
''10 maddeye yaklaşan talep listesi var. Diğer dernek başkanlarının da benzer talepleri oldu. Demokratik ülkede yaşıyoruz. Hukuk devletiyiz. Muhtarlar çok önemli bir görevi yerine getiriyor. Demokrasiyi bir bütün kabul edersek bunun çekirdeğini muhtarlar oluşturuyor. Çünkü toplumda ve sosyal hayatımızda, idari hayatımızda muhtarların görevleri, fonksiyonları, temsil ettikleri misyon, gerçekten halkla iç içe, karşı karşıya, el ele bir görev yapıyorlar. Geçmişten bu yana zor şartlar altında çalışıyorlar, adeta bir külfet olarak bakıldı. Çok eskiden hatırlarım, köylerde muhtarlık yapacak insan bulunmazdı, talip olunmazdı. Hiçbir talep yerine getirilmez, siyasetçiler, valilikler, kırsal kalkınmayla ilgili birimler, 'imkanımız yok, elimizden bu kadar geliyor, kusura bakmayın, yol istiyorsunuz yapamıyoruz, suyunuz eksik getiremiyoruz' dedikleri için muhtarlar 'madem işler olmayacaksa bu külfeti niye çekeyim' diye düşünürlerdi.''
Arınç, özellikle son 10 yıldır ülkedeki istikrarlı yönetimin muhtarlara şahsiyet kazandırdığını, devlet yöneticilerinin çeşitli imkanlar ve itibar sağlayarak muhtarları artık başları dik gezen insanlar konumuna getirdiğini bildirdi.
Muhtarların kendinden emin, özgüven kazanmış bir şekilde belediye başkanlarından, başbakan ve yardımcısından talepte bulunabildiğini söyleyen Arınç, belediye başkanlarının muhtarlıklar için birimler, konutlar yaparak, bilgisayar, araç ve gereç temin ederek çalışmalar yaptığını belirtti.
Arınç, ''Yıldırım Belediye Başkanı Özgen Keskin, Belediyeler Kanunu'nun 6. maddesini değiştirerek maddi yardım ve desteğin de konulması halinde belediyelerin bunu karşılayabileceğini ifade etti.
Bunun karşılığı kanunda 6. madde değil 9. maddedir. Elbette güzel taleptir. Yasal bir kılıfa uydurulması bakımından Özgen Keskin'in bu ikazını dikkate alacağımızın bilinmesini istiyorum'' dedi.
-Köy Kanunu-
Köy Kanunu'nu değiştirme gayretleri bulunduğunu kaydeden Arınç, şöyle devam etti:
''Geçtiğimiz yasama döneminde Köy Kanunu Taslağı hazırlandı, üzerinde çalışmalar yapıldı. Bu çalışmalar da sonuçlanmak üzere. Ancak seçimler araya girdi ve seçimlerden sonra yapılması gereken pek çok işler oldu. Öncelik başka kanunlara geldi. Köy Kanunu Tasarısı üzerinde henüz mecliste görüşmeler başlamadı. 442 sayılı kanun, eskimiş bir kanun. Eski düzenlemeler içeriyor, yetersiz kalıyor. Güncel, çağdaş olması, yeni talepleri karşılaması lazım. Köyün ekonomik, sosyal, kültürel yapısında da değişmeler oldu. Bu değişime uygun da yeni bir kanun ihtiyacı var. Köylere görevleriyle orantılı gelir kaynaklarının temin edilmesi, kırsal kalkınma ve gelişmenin sağlanması, köyler nüfusunun sürekli azalması nedeniyle meydana gelen ölçek sorununun ortadan kaldırılması gibi amaçlarla 1924'e dayanan 442 sayılı kanunun değiştirilmesi ve güncellenmesi ihtiyaç haline geldi.''
Arınç, bu konudaki çalışmaların 2010'da başladığını belirterek, tasarıda köy kuruluşlarının yetki ve görevlerinin yeniden tanımlanması, personel istihdamı, köy gelirleri ve bütçenin uygulanması, köylerin mali denetimi, muhtarlık ödeneği veya maaşı gibi hususların düzenleneceğini bildirdi.
-''O kadar görevleri var ki adeta bir bakan gibi''-
İhtiyar heyeti yerine meclis tabirini koyma düşüncesi bulunduğunu ifade eden Arınç, ''Muhtar, köy tüzel kişiliğinin başıdır. Köyün hak ve menfaatlerini korur, bütçeye ilişkin işlemleri yürütür, personel görevlendirir, kolluk kuvvetlerine yardımcı olur. Maşallah o kadar görevleri var ki adeta bir bakan gibi'' dedi.
Meclis üyeliğinin sona ermesi, meclisin feshi gibi bütün hükümlerin düzenleneceğini belirten Arınç, ''Köylerde yıllık veya kısmi sözleşmeyle iş kanunu hükümlerine göre personel istihdamı öngörülüyor. Maşallah köylerimiz bundan sonra yıllık veya kısmi zamanlı sözleşmeyle mühendis, mimar, veteriner, teknisyen, köy katibi, işçi bile çalıştırabilecek. Ben de emekli olursam herhalde bir köyde muhtarlığa aday olabilirim'' diye konuştu.
Muhtarların sosyal güvenlik primlerinin il özel idarelerince doğrudan Sosyal Güvenlik Kurumu'na yatırılması, maaşların belirlenmesinde esas olan katsayılarının artırılması gibi düzenlemeler de yapılacağını kaydeden Arınç, şunları söyledi:
''Kurban olduğum Allah verdikçe veriyor. Bunların hepsini Köy Kanunu içinde çıkaracağız. Gençlik çağlarımda köy ile şehir nüfusu neredeyse eşitti. Giderek köy nüfusları azaldı. Şu andaki rakamlar maalesef Türkiye nüfusunun yüzde 15'inin köylerde yaşadığı söylüyor. Ülkemizin köy nüfusu 12 milyon civarındadır. Ülkemizin köy nüfusu, yanımızdaki komşu Avrupa ülkelerinin pek çoğundan fazladır. Yunanistan ve Belçika'nın 10 milyon, Avusturya, Bulgaristan ve Finlandiya'nın sırasıyla 5, 7 ve 8 milyondur. Köy nüfusumuz itibarıyla pek çok ülkenin tam nüfusundan bile fazlayız.''
-KÖYDES Projesi-
Arınç, cumhuriyet tarihinin en önemli, başarılı projesinin KÖYDES olduğunu belirterek, bu proje kapsamında çok başarılı işler yapıldığını söyledi.
KÖYDES'in köyleri yaşanılan bir merkez haline getirdiğini ifade eden Arınç, yol ve içme suyu konusunda çok az sıkıntı kaldığını bildirdi.
Şehirlerden köylere dönüş olacak kadar, beldelerin ''köyler bizi geçti beldeleri unutmayın'' dediği kadar projenin başarılı olduğunu belirten Arınç, ''Köylerimiz buna layıktır. İnşallah bu hizmetler devam edecektir. Kırsal kesime bu desteklerin sağlanması konusunda gayretli çalışmalar yapılmıştır'' dedi.
Mahalle muhtarlarının ise Belediye Kanunu içinde hüküm altına alındığını söyleyen Arınç, şöyle devam etti:
''Burada da değişiklikler yapılacak. Hükümete geldikten sonra yerel yönetimlerle ilgili çok önemli kanunlar çıkardık. Bu kanunlardan çatı kanun Merkezi Yönetim Kanunu'dur. Bu kanunu o zamanki Cumhurbaşkanı Sezer veto etmişti. Mecliste anayasal engel nedeniyle bunun görüşülemeyeceği kanaatiyle çatıyı bıraktık, aşağıda duvarları ve odaları yapmaya gayret ettik. İl Özel İdareleri Kanunu, Büyükşehir Belediyeleri Kanunu, belediye gelirlerini artıran kanunu çıkardık. Üzerinde sadece teras katı kaldı ama her şeyiyle tamamladığımız bir yapılanmanın içine girdik. 16 büyük şehirimiz var. Yeni 13 ili de büyükşehir belediyesi yapmak üzere 29 belediyeyi büyükşehir belediyesi olarak hizmete 2 yıl sonra yapılacak seçimlerde sokmuş olacağız.''
Arınç, muhtarların önemli görev yerine getirdiğini belirterek, ''Bugün geldiğimiz her noktaya sizlerin desteğinizle geldiğimizi de biliyoruz. Hakkınızı teslim etmemiz lazım. Muhtarların hükümetimize borcu yok, hükümetimizin muhtarlara borcu var. Bunu böyle bilesiniz. Muhtarlarımıza açık çek veriyoruz'' dedi.
-Yerel bir gazetenin haberi-
Bülent Arınç, bugün yerel bir gazetede çıkan haberle ilgili olarak da şunları söyledi:
''Münteşir bir gazete, yayınlanan bir gazete kocaman patlak gibi gözlerle bir başlık atmış bugün, 'Başbakan geliyor mu gelmiyor mu -'diye, içinden geçeni yazmış, 'gelmiyor' demiş. Ayıp denilen bir şey var. Bursa'daki konuşmalarımda, il kongrelerimizle sorular sorulduğu zaman birileri Başbakan'ın Bursa'ya gelmeyeceğini, aslında gönlünden geçen gelmemesi gerektiğini söylemeye çalışıyor. Biz siyasetçiyiz arkadaşlar, bu kongre yapılır. Başbakanımız Allah izin ve imkan verirse söz verdiği gibi gelir. Diyelim ki gelmedi ben gelirim. Diyelim ki ben de gelemedim bu kongre gelenlerle yapılır. Sen ne demek istiyorsun arkadaş- İçindekini böyle başlığına çıkarma, ayıp oluyor sonra. Senin içinden geçeni ben biliyorum. Çünkü sen eski günlerin özlemi içindesin. Sen istiyorsun ki 'Bursa'da eskiden bazı yanlışlıklar yapılmıştı. Ah ne de güzel olmuştu. Nereden çıktı bu adam, doğru dürüst kongre yapmaya çalışıyor' diye bana çakmaya çalışıyorsun. Bana çakılmaz arkadaş, ayağını denk al. Sonra 22 Nisan'dan sonra seninle daha rahat konuşuruz. Bu kongre Allah'ın izniyle coşkuyla yapılacak, başarıyla sonuçlanacak ve bunun sonucunu bütün Bursa ayakta alkışlayacak.''
Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Bursa'ya gelme planları olduğunu ancak annesinin vefatı nedeniyle gerçekleşmediğini belirterek, ''Allah onun annesine de bizim annelerimize de rahmet etsin. Sonra gelecekti rahatsızlandı, gelemedi. Hepimiz insanız bin türlü mazeret çıkabilir'' dedi.
Bugünden ajandasına ''30 Haziran'da Özgen Keskin'in oğlunun düğünü var, inşallah giderim'' diye yazdığını ancak gelecekte ne olacağını bilemeyeceğini ifade eden Arınç, ''30 Haziran'a çıkar mıyım çıkamaz mıyım bilmiyorum ki. Hükümet beni göreve gönderir mi göndermez mi bilemem ki. Başbakanımız 22 Nisan'daki kongre için 'yazın ben kongreye geleceğim' dedi.
22 Nisan'a 22 gün, 25 gün, 30 gün var. O gün ne olacağını bilemem. Allah dilerse ve isterse başbakanımız kongreye gelir, bütün Bursa'yı kucaklar, selam verir, gider. Allah izin vermezse kim gelirse gelir Bursa kongresini yapar'' diye konuştu.
Toplantıya, Bursa Valisi Şahabattin Harput, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, AK Parti İl Başkanı Sedat Yalçın ve muhtarlar katıldı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.