Arakanlı Müslümanlar feryat ediyor!

Arakanlı Müslümanlar feryat ediyor!

Arakan'da yaşayan Müslümanlar büyük baskı ve şiddet altında hayat mücadelesi veriyor

Müslümanları soykırımla bitirmeye niyetli olan Budist çeteler, şu ana kadar sayısı tespit edilemeyen binlerce Müslümanı insanlık dışı yöntemlerle katletti.

Bunun adı: Sistematik Soykırım

Dünyanın sessiz bakışları arasında Myanmar'ın batısındaki Arakan bölgesinde Rohingya Müslümanlarına yönelik vahşet, dehşet verici boyutlara ulaştı. Genç kızlar tecavüze uğrarken, camiler ve evler içlerindeki kadın, çocuk ve yaşlılarla ateşe veriliyor. Binlerce müslümanın zorla göç ettirildiği ülkede, küçük çocuklar elleri bağlanıp nehre atılıyor. Arakan'da sadece bir günde bine yakın insan vahşi yöntemlerle katlediliyor.

Bizden başka müslüman var mı?

Arakan'da Müslüman köylerine elektrik verilmiyor, Müslümanların cep telefonu kullanması yasak, kullananlara 6 ay hapis cezası var. Erkekler yakalanmamak için dağlara kaçıyor. Kadınlar tecavüze uğramamak için denize atlıyor.

Arakanlı Müslümanlar feryat ediyor: Bizden başka Müslüman var mı, varsa acımızı hissederdi.

"Müslüman kanı ucuz"

Katliamlar Arakan'da yıllardan beri devam ediyor. Dünya seyirci kalıyor çünkü Müslüman kanı ucuz ve sahipsiz. Bu olayların temel nedeni Müslümanların temel merkezli birlik ve beraberlik içerisinde olmamasıdır. Dağınık yapının caydırıcılığı yok. İslam Konferansı, Arap Birliği gibi birlikler kağıt üzerinde var. Türkiye'den sivil toplum kuruluşlarından zaman zaman yardım gidiyor ama yetmiyor.

Güneydoğu Asya ülkesinde Budist çetelerce katledilen Müslümanlar şimdi de ülkelerinden sürgün edilmek isteniyor. Müslümanlar diri diri yakılarak katlediliyor, evlerinden ediliyor. İnsani Yardım Vakfı'nın (İHH) raporuna göre son olaylarda binden fazla Müslüman öldü, 90 binden fazla Müslüman evsiz kaldı. Ülkede Müslüman nüfusun yoğun olarak bulunduğu Arakan bölgesinde her gün tecavüzler, ev yakmalar, toplu sürgünler ve katliamlar gerçekleştiriliyor.

Myanmar'da onlarca yıldır askeri cunta tarafından kışkırtılan Budist çeteler 'Rohingya' adı ile bilinen Müslümanların üzerine salınıyor. Evleri yakılan, tecavüz edilen ve adeta kaçmaya zorlanan Müslümanlar tekneler ile okyanusu aşıp özellikle Bangladeş ve çevre ülkelere kaçmaya çalışıyor. Durumu daha da trajik hale getiren nokta ise Bangladeş'in haziran ayından bu yana ülkeye sığınan mültecileri kabul etmiyor ve ülkede bulunan mültecileri de geri göndermeye başlıyor.
Eski cunta lideri Müslümanların desteğini almıştı

Öte yandan Nisan ayındaki seçimler öncesi, "Katliamlar duracak. Bütün etnik unsurlar barış içinde yaşayacak" diyen ve bu sözüyle Müslümanların da desteğini alıp seçimleri kazanan eski cunta lideri, yeni Devlet Başkanı Thein Sein, verdiği sözden dönüp 'Müslümanları, isteyen ülkeye gönderebiliriz ' diyerek Arakan'daki 4 milyona yakın insanın sürgün edileceği mesajı verdi. Eğer İslam dünyası harekete geçmez ve Thein Sein'in onay verdiği katliam durdurulmazsa, Güneydoğu Asya ülkesi Burma'daki Müslüman nüfus adeta 'tarih' olacak.

Uluslararası camia sessiz

Katliama tepkiler artarken uluslararası camia olaylara kayıtsız kalıyor. Birleşmiş Milletler yaşananları endişe ile karşıladığını belirtirken uluslararası af örgütü yöneticilerin iki grup arasındaki çatışma gibi yansıttığı olayların asıl kurbanının Rohingyalı Müslümanlar olduğunu açıkladı. Açıklamada olayın kurbanları olmalarına rağmen yüzlerce Müslüman'ın gözaltına alındığı bildirildi.

Müslümanlar diğer yandan da gıda sıkıntısı çekiyor. Yeterli gıdanın olmadığı Arakan'da Müslümanların evlerinden çıkıp alışveriş yapmalarına izin verilmiyor. Uluslararası kuruluşlardan gönderilen yardımlar Müslümanların eline ulaşmıyor.

Müslüman dünyasında birlik beraberlik yok

Milli Gazete Yazarı Mustafa Özcan: Katliamlar Arakan'da yıllardan beri devam ediyor. Dünya seyirci kalıyor çünkü müslüman kanı ucuz ve sahipsiz. Bu olayların temel nedeni Müslümanların temel merkezli birlik ve beraberlik içerisinde olmamasıdır. Dağınık yapının caydırıcılığı yok. İslam Konferansı, Arap Birliği gibi birlikler kağıt üzerinde var. Türkiyeden sivil toplum kuruluşlarından zaman zaman yardım gidiyor ama yetmiyor.

Bugün dünyada en kötü mülteci kampı Arakan'dır. Ben gittim gördüm. O kadar kötü şartlarda yaşıyorlar ki anlatmak mümkün değil. Tabiri caizse hayvan bağlasanız durmaz. İçler acısı bir durum. Müslümanlar katliamdan kaçıp Bangladeş'e sığınmak istiyor ama Bangladeş de fazla mülteci istemiyor. Bangladeş'te mülteci kampına gittiğiniz zaman mültecileri saklıyorlar oraya kontrollü bir şekilde götürüyorlar. Bangladeş Burma'dan toprak kiralayıp orayı değerlendirmek istiyor. Burma'nın kendisine muhtaç olduğunu görüyor. Burma kapalı bir ülke olduğu için dünyaya sesini duyuramıyor. Dünya siyasi iradesi çok düşük. Uzun yıllardan beri askeri cuntanın sözü geçiyor. Batı mültecilere değil Burma'daki muhaliflere sahip çıkıyor. Arakan'da gıda sıkıntısı da var. Nehirden elde ettikleri ürünlerle geçinmeye çalışıyorlar. Ancak gıda ihtiyaçlarını karşılamaları mümkün değil.

'Yardım gönderilecek'

İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu da, Myanmar'daki Müslümanlara yönelik şiddet olaylarının önüne geçmek insan hakları örgütleriyle temasa geçeceklerini söyledi. Mısır'ın başkenti Kahire'de Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'yle bir görüşme yapan İhsanoğlu, Müslüman ülkelerde yaşanan sıkıntıların ve Myanmar'da Müslümanlara yönelik şiddet olaylarını ele aldıklarını belirtti. İslam İşbirliği Teşkilatı'nın Myanmar'daki sivil toplum kuruluşları ve bütün uluslararası insan hakları örgütleriyle temasa geçeceğini dile getiren İhsanoğlu, Myanmar'ın Arakan bölgesindeki Müslümanlara yardım gönderileceğini söyledi.

Hamaney: Batının 'insan hakları' yalan!

İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney, ''Batılı ülkelerin insan hakları savunuculuğu iddialarının yalan olduğunun Myanmar'da Müslümanlara yönelik katliamlar karşısındaki sessizlikleriyle bir kez daha ortaya çıktığını'' söyledi. Ayetullah Hamaney, Kur'an-ı Kerim hafızları ve hocalarını kabulde yaptığı konuşmada Myanmar'da Müslümanlara karşı uygulanan şiddet eylemlerine değindi. Hamaney, ''Batılı ülkelerin, Myanmar'da binlerce Müslüman'ın katledilmesi karşısında sessiz kalmaları onların ahlak ve insan hakları savunuluğu iddialarının yalan olduğunun bariz örneğidir'' diye konuştu. İnsanların, ''ahlak ve maneviyatten uzak maddiyatçı Batı kültürü tarafından sömürüldüğünü'' belirten Hamaney, ''Batı kültürü, geçmiş asırlarda da her nereye ayak bastıysa neticesi fesat ve sömürü olmuştur'' ifadesini kullandı.

İran da, Myanmar'daki Rohingya Müslümanlarına yönelik şiddetin durdurulması için Birleşmiş Milletler'i harekete geçmeye çağırdı. İran devlet televizyonu, Myanmar'da Müslümanlara yönelik şiddet olaylarına ve katliama son verilmesi için İran yönetiminin uluslararası toplum, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve BM nezdinde girişimlerini sürdürdüğünü duyurdu.

MİLLİGAZETE

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.