Anadilde Eğitim ve Demokratik Özerklik

Anadilde Eğitim ve Demokratik Özerklik

Türkiyeli Araplar'da iki dilde eğitim tartışmasına katıldıalr ve çözüm önerilerini sundular.

Son günlerde tartışmaya açılan demokratik özerklik ve anadilde eğitim konuları, toplumda beklenenin üstünde bir ilgi gördü. Son MGK bildirisiyle de bu konu devletin zirvesinde ciddi bir şekilde yer aldı. Sayın Cumhurbaşkanı’nın, Sayın Başbakan’ın, tüm siyasi parti Genel Başkanlarının ve bir çok siyasetçi ve düşünürün konu üzerinde açıklamalar yapmaları da konunun ne kadar hassas olduğunu gösteriyor.

Ana dilde eğitim, bir insan hakları gerçeği olarak karşımızda dururken bu konuda ciddi adımların atılmasının yolunun demokrasimizin daha da güçlenmesinden geçtiğine inanıyoruz. İnsanların ana dillerini korkmadan, özgürce konuşabilmeleri, geliştirebilmeleri ve eğitim kademelerinde eğitim-öğretim dili olarak kullanabilmeleri en temel insani haktır ve Türkiye’nin de zenginliği olarak görülmelidir.

Bu noktada anadilde eğitim ve konuşma özgürlüğünün önündeki tüm engellerin toplumsal dokuya zarar vermeden, yapıcı çalışmalarla kaldırılması gerekir. Son yıllarda bu yönde atılan adımlar  bizlerde büyük bir memnuniyet uyandırmaktadır. Bu sürece iyi niyetle katkılar sunmak ta toplumsal barış açısından tüm vatandaşların görevi olmalıdır. Burada iyi niyet ve samimiyet son derece önemlidir.

Yine tartışmaya açılan Demokratik özerklik taleplerinin yurdun büyük bölümünde Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşayan farklı etnik guruplar üzerinde de olumsuz bir etki bıraktığını ve demokratik açılımların sekteye uğraması tehlikesi ile karşı karşıya kaldığımızın da bilinmesi gerekir.

Türkiye gerçekleri ile bağdaşmayan demokratik özerklik projesi, sorunlara yapıcı bir çözüm getirme yerine sorunları içinden çıkılamaz boyuta taşımaktadır. Nihayetinde Türkiye’nin hemen her bölgesinde iç içe geçmiş farklı etnik kökene sahip vatandaşlar yaşamaktadır. Bahse konu özerklik projesi ile amaçlanan kitle farklı etnik kimlikler mi, bölge mi yoksa parti mi?

Türkiye’deki farklı etnik kimlikler bu projenin neresinde?

 Sadece bir partinin gündeminde olan ve yine siyaset kurgularını yapılandırdıkları Kürt etnik kimliğine sahip geniş halk kesimince dahi kabul görmeyen böyle bir proje sunulurken toplumun hassasiyetlerinin daha iyi hesap edilmesi gerekmez miydi?

Bunun gibi sonu belirsiz onlarca soruyu içerisinde barındıran böylesi bir projenin değil bölgeye, Türkiye’ye huzur getirmeyeceği; zaten kangrenleşmiş sorunların üzerine yeni sorunları ekleyeceği de görülüyor.

Hal böyle iken demokratik açılımlara iyi niyetle katkı sunmak, farklılıklarımızla birlikte, hiçbir etnik ve kültürel gurubu incitmeden toplumsal barışa giden bu süreci iyi yönetmek zorundayız.

Şükrü KIRBOĞA

ARAPDER Başkanı

Etiketler :