Altın neden yükseliyor?
Altın fiyatları yılbaşından bu yana yaklaşık yüzde 25 yükseldi. Bir zamanların 'ölü yatırımı' altın neden yükseliyor? Analistler yorumladı...
Kriz öncesinde tarihi rekorlar kıran değerli metal fiyatları, kısa bir düşüş döneminin ardından yeniden yükseliş eğilimine girdi. Hindistan Merkez Bankası'nın IMF'den 200 ton altın almasıyla birlikte zirve yapan altın fiyatları yeniden gündemde. Metal fiyatlarındaki bu artış 'yeni balon' tartışmalarını da beraberinde getirdi. Peki, 1,100 doları zorlayan altının ons fiyatı bu seviyeyi aşarak 1,500 dolara çıkabilecek mi?
Altın fiyatları yılbaşından bu yana yaklaşık yüzde 25 yükseldi. Küresel kriz sürecinde altın fiyatlarında düşüş görülürken fiyatlar mart-eylül döneminde en yüksek 980 doları gördü ve dalgalı seyir izledi. Teknik analizlere göre, altında yukarı yönlü ilk hedef 1080'di. Şimdi bu seviye aşıldı. Analistler geçen hafta içinde IMF'nin Hindistan'a altın satmasıyla 1100 dolara yaklaşarak rekor kıran fiyatlar için bir sonraki hedef 1160. Ancak Çin Merkez Bankası altın almayacağını ima ederse, bu destek seviyesinin zayıflayacağı ve altının gerileyeceği, belirtiliyor. Fakat aksi yönde Çin'in dolar rezervlerini bir miktar azaltarak altın alacağını belirtmesinin ise fiyatı kolaylıkla 1160'a yükselteceği ifade ediliyor. Daha uzun vadeli hedef ise önümüzdeki altı ay içinde 1350-1500 dolar. Hindistan'ın ardından Çin'in de altın rezervlerini güçlendirmek istemesi, diğer merkez bankalarını da harekete geçirebilir. Bu da doğal olarak bireysel talebin daha da artmasına neden olabilir.
Peki, uzunca bir süredir suskunluğunu koruyan altın fiyatları neden dolayı birdenbire tırmanış eğilimi içerisine girdi? Hindistan'ın 200 ton altın satın alması bu etkiyi oluşturacak nitelikte bir gelişme miydi? Normalde IMF ya da merkez bankaları altın satarsa bu, fiyatları aşağı çekici bir gelişme olarak algılanır. Bu nedenle Avrupa'daki merkez bankaları piyasaları rahatsız etmemek için 1999'dan bu yana satacakları altına üst sınır getiren bir anlaşma yapıyorlar. IMF'nin altın satacağı haberi de geçmişte fiyatları aşağı çekici etki yapmıştı. O halde bu defa ne oldu da ters yönde etki yaptı?
Son 7 yıldır yükseliş eğilimi var
Altın fiyatında geçmiş rekor 1980 yılında fiyatın ons başına 850 dolara varması ile elde edilmişti. Altında son dönemde en düşük fiyat da 2001 yılında 255 dolar ons başına olarak gerçekleşmişti. 2002 yılına kadar olan dönemde 150-280 dolar arasında dolaşan altının ons fiyatı 2002 yılı başında 280 dolar civarındaydı. Aslında altının ons fiyatındaki yükseliş son 7 yıldır dikkat çekici boyutta gerçekleşiyor.
İlginçtir, tarihsel olarak altın talebinin kabaca yüzde 85 kadarı mücevher için veya küçük bir miktarda da olsa ticari kullanım, elektronik ve tıbbi kullanım için gerçekleşiyor. Sadece yüzde 15 kadarı altın biriktirenler ve kısa vadeli spekülatörler tarafından talep ediliyor.
Temelde altın alanlar hem Türkiye ve hem de dünyada çoğu kırsal kesimde oturan, düşük gelirli ve bono, tahvil, hisse senedi gibi yatırım araçlarına uzak olan kişiler. Bu kişilerin birçoğunu altının değerinin yükseleceği şeklinde nedeni bilinmeyen bir inanç altın almaya sevk ediyor, kendilerine sorarsanız da enflasyona karşı bir koruma aracı olarak aldıklarını söylüyorlar. Spekülatörler devreye girdiğinde ise kısa vadede arz, talebe yetişemiyor ve fiyat zıplıyor.
Çin'in talebini karşılayacak külçe altın bulunamaz!
Analistler, dolardan kaçma çabası içine giren Hindistan'ın altın satın alması ve Çin'in de satın alacağı beklentisinin altın fiyatlarını yükselttiğini savunuyor. Ekonomist Servet Yıldırım, bu görüşe katılmıyor: "Görünürdeki bir diğer neden de Hindistan'ı diğer merkez bankalarının izleyeceğiydi. Yani başta Asya'dakiler olmak üzere birçok merkez bankasının döviz rezervlerini çeşitlendirmek için portföylerinde altına daha fazla yer verecekleri gibi bir endişe ortaya çıktı. Bu merkez bankalarının özelliği yüksek rezervlere sahip olmaları. O kadar fazla rezervleri var ki; mesela sırf Çin iki trilyon doların üzerindeki rezervinin tamamıyla altın almaya karar verse yeryüzünde Çin'in talebini karşılayacak kadar külçe altın bulunamaz. Ancak merkez bankalarının altına hücum edeceği gibi geniş çaplı bir eğilim olmasını beklemiyorum. Şu ana kadar da bu yönde bir sinyal gelmedi. Dolayısıyla bu hikâyenin altı çok güçlü değil. Ama buna rağmen altındaki yükselişi açıklayacak daha başka ve elle tutulur gerekçeler yok değil."
Güvenin olmadığı yerde talep patlar
Yıldırım, altının güvenli liman olarak bilindiğinin altını çizerek, "Ne zaman bir yerde güven kaybolmuşsa orada altına yöneliş başlamıştır. Ve bir yılı aşkın bir süredir mali piyasalarda güven ortadan kayboldu. Bakmayın toparlanma hikâyelerine hâlâ güvenin tekrar tesis edildiğini söylemek mümkün değil. Düşünün ABD'de her hafta birkaç banka batıyor. Amerikan KOBİ'lerine finansman sağlayan en büyük kuruluş olan CIT iflasını istedi. Tam toparlandık derken yeni bir batış hikâyesi ve yeni dip tahminleri yapılıyor. Önceki tahminleri nedeniyle adı guruya çıkan Roubini 'varlık balonu'nun en geç bir yıl içinde patlayacağını öngördü. Nobel ödüllü Joseph Stiglizt, Amerikan ekonomisinin büyümesinin mucize olacağını düşünüyor. Bu ortamda güvenin yeniden oluşması çok zor. Ve bu hava altına yarıyor. Fiyatlar yukarı çıkmak için sadece bir neden arar. Bu defa neden, IMF'nin Hindistan'a yaptığı altın satışı oldu. Başka bir ortamda aynı satış nedeniyle altın fiyatının düşmeye başladığını görebilirdik." değerlendirmesinde bulunuyor.
1500 dolara gider mi?
İstanbul Altın Borsası Başkanı Osman Saraç da aynı düşüncede. "Dünyada 3000 tonluk altın arz ve talebi var. 200 ton önemlidir ama tek başına altın talebine etkide bulunmaz." diyor Saraç. Gelinen noktada altın 1100 dolara dayandı. Ancak kısa vadede kâr amaçlı satışlar görebiliriz. Özellikle yılsonunda defterlerini bağlayacak olan fonların kâr amaçlı satışlarıyla gerileme olsa bile bin doların altına inilmesi çok zor. Kısa süreli düzeltmenin ardından ise tekrar yukarı çıkış tahminleri daha ağırlıklı. Mesela Osman Saraç, "Kâr realizasyonları dışında gelecek bir yılda altının düşeceğini sanmıyorum" diyor ve 1500 dolar tahminini yapıyor. Emtialar üzerindeki boğa eğilimiyle tanınan yatırımcı Jim Rogers ise, rekor kıran altın fiyatlarının 10 yıl içinde 2 bin dolara ulaşacağını öne sürüyor. Analistler 1500 dolara giden yolda önce 1100 ve ardından 1200 doların deneneceğini düşünüyorlar. Saraç, "2009 sonuna kadar ve 2010 yılında genel olarak piyasalarda tüm metal fiyatlarında artış beklenmektedir" şeklinde konuşuyor. Saraç, altında büyük dalgalanmalar olması halinde ise yaşanacaklar için şunları aktarıyor:"Dünya para sistemindeki güvenin son unsuru, dayandığı son duvar, altın. O duvar da yıkılırsa dünyada para ortadan kalkar. Barter sistemi gelir, insanlık 2 bin yıl öncesine döner."
Fiyatları piyasa profesyonelleri yükseltti
Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk ise, altın fiyatlarının manşetlerden inmemesini 'hayra alamet' olarak görmüyor: "Yatırım araçları ne zaman manşetlere çıkarsa, ondan uzak durmak gerekir. Bunun geçmişte de birçok örnekleri yaşandı."
Petrolün varil fiyatının üç beş yıl içinde 38 dolardan 147 dolara kadar yükselmesini örnek gösteren Yıldırımtürk, "Fiyatı 140 dolar/varil seviyesine ulaştığında her gün basında çok yetkili ağızlardan petrol fiyatının kısa sürede 200 dolara hatta bazıları daha da abartarak 300 dolara çıkacağı yorumları yapıldı. Yerli yabancı birçok yatırımcı da bu yorumlara inanarak petrolde yüksek fiyatlardan pozisyon aldı. Geçen yıl finansal krizin şiddetlenmesi sırasında, petrol fiyatları hızla 100 dolara geriledi. Bu yılın başında petrol üretim maliyetinin biraz üzerinde 35 dolara kadar gerileyerek taban oluştu. Ancak petrolün varil fiyatının 200-300 dolara yükseleceği yorumunu yapanlar ortadan kayboldu." tespitinde bulunuyor.
Yıldırımtürk, "Şimdi de altında böyle bir tuzak kuruldu." yorumunda bulunarak, bir süredir altın fiyatının yükseleceğine yönelik yetkili ağızlardan açık artırma şeklinde çok değişik rakamların ifade edilmesini buna örnek gösteriyor. "Buna rağmen altında fizikî talep oldukça zayıf kaldı." ifadelerini kullanan Yıldırımtürk, şunları kaydediyor: "Altına beklenen miktarda alıcı gelmedikçe piyasa profesyonelleri fiyatı yükseltti. En son yapılan yorumda altının 2010 yılında 4 kat artarak 3.500 dolara çıkacağı ileri sürüldü. O günlerde altının onsu 940 dolardan 950 dolara yükseldi. Eylül-ekim ayındaki yükselişle beraber, yılbaşından bu yana altın fiyatı, dolar bazında yüzde 24 oranında tırmandı."
Gümüş fiyatlarındaki artış da dudak uçuklatıyor
Altının nedimesi' olarak nitelenen ve altın fiyatlarındaki çıkışa paralel olarak son haftalarda güçlenen gümüş fiyatlarındaki artış da dudak uçuklatıyor. 1 ons gümüş, geçen yıldan bu yana yüzde 109 artışla 17.70 dolara yükseldi. 2010 beklentisi ise 16.15 dolar. Dünyanın en büyük gümüş üreticilerinden Fresnillo da, 2010 yılının da gözde emtiası olması beklenen gümüşün ons fiyatının yılın geri kalanında 17-18 dolarda seyredeceğini öngörüyor. .Merrill Lynch'in global emtia araştırması, gümüş fiyatlarındaki rekor artışı birbiriyle kesişen faktörlere bağlıyor. Kuruma göre, gümüşteki ralli büyük oranda yatırımcı talebi tarafından belirlendi. New York emtia borsasındaki (Comex) işlem hacmi de bunu gösteriyor.
Gümüş, 2009 boyunca altından daha iyi getiri sağladı. Artan likidite ya da zayıflayan dolar gibi temel sebeplerden dolayı bu değerli metallerdeki pozisyonlarını artıran yatırımcılar etkili oldu. Gümüşün altından daha ucuz olması nedeniyle piyasa oyuncuları 'daha az pahalı' olan seçeneklere yöneldi. Bu arada, ekonomik durgunluk nedeniyle merkez bankaları likidite artırma eğiliminde. Bu aynı zamanda, bir takı olarak gümüşün cazibesini zor ekonomik koşullarda artırıyor.
Belirsizlik, varlık fiyat artışlarının sürdürülebilirliğiyle ilgili endişeleri de artırıyor. Bu da gümüş alıcılarını yeniden piyasaya çekiyor. Piyasadaki bazı temel göstergeler de metal arzı ve üretim talebi dâhil yıllardır iyi görünmüyor. Gümüş üretimi 2003'ten bu yana yükseliş trendini koruyor. Ancak sanayide gümüş kullanımının azalması nedeniyle bu yıl üretim dibe vurdu. Diğer değerli metallerden platin ve paladyumun 2009 için ortalama ons fiyatı sırasıyla 1.140 ve 240 dolar. 2010 tahmini ise sırasıyla 1.350 ve 300 dolar. Yani yüzde 18.4 ve 25 artış tahmin ediliyor.