Ali Akel’in İşten Çıkarılmasına Protesto
25 Mayıs günü yazdığı yazıdan dolayı Yeni Şafak gazetesindeki işine son verilen Ali Akel’e destek verdi.
Yeni Şafak Gazetesi Yöneticilerine,
30 Mayıs 2012
Çeşitli medya organlarında gazeteniz yazarlarından Ali Akel’in Uludere hadisesi üzerine kaleme aldığı yazılarının ardından, Yeni Şafak’tan uzaklaştırıldığına ilişkin iddialar yer almıştır. Şüphesiz basın-yayın alanında faaliyet yürüten her kurum kiminle çalışıp, kiminle çalışmayacağına kendisi karar verir. Çalışanları ve yazarlarıyla ilişkisini kendi çalışma prensipleri doğrultusunda belirleme hakkına sahip olduğu gibi, okuyucuların-izleyicilerin kanaatlerini değerlendirme yetkisi de yine basın-yayın organlarının kendisine aittir.
Mamafih tam 16 yıldır çalıştığı gazetede çeşitli kademelerde görev yapmış ve uzunca bir süredir köşe yazarı olarak düşüncelerini, yorumlarını gazete okuyucularıyla paylaşan bir çalışanını aniden ve gerekçesiz olarak işten uzaklaştırmanın sorumlu ve iyi niyetli bir basın-yayın organına yakışmadığı kanaatimizi de sizlere iletmek isteriz. Bu tavrın öncelikle okuyuculara bir haksızlık oluşturduğunu düşünürüz.
Öte yandan söz konusu işten uzaklaştırma fiilinin Ali Akel’in Uludere hadisesi üzerine Başbakan’a yönelttiği eleştirilerden dolayı gerçekleşmiş olması iddiasını ise çok daha vahim ve üzücü bir gelişme olarak değerlendirmekteyiz. Tam beş aydır vicdan sızlatan bir yaraya dönüşen Uludere hadisesi pek çok boyutuyla tartışılmaya devam ederken ve üstelik gazetenizde de pek çok köşe yazarı bu vahim olay üzerine sürekli olarak görüşlerini okuyucularla paylaşırken, konuya ilişkin değerlendirmelerinden ötürü Ali Akel’in işine son verildiği iddiasını, doğrusu bir an önce cevaplandırılması gereken bir itham olarak görüyoruz.
Ali Akel’in Uludere konusuna ilişkin olarak Başbakan’ın tutumunu sorgulayan-eleştiren değerlendirmelerini İslami duyarlılık sahibi geniş bir kesimin hissiyatını, kırgınlık ve kızgınlığını yansıtan adalet ve vicdan ölçüleri temelinde ortaya konulmuş çok haklı tespitler olarak gördük, okuduk. Müslümanların gerektiğinde kendilerine yakın gördükleri yetki sahiplerine karşı da uyarıcı-eleştirel bir yaklaşım geliştirebileceklerine dair güzel bir örneklik sunduğunu düşündük.
Güç ve iktidar sahiplerinin eleştirilmesi-sorgulanması cezalandırılmayı değil, bilakis teşvik edilmeyi hak eden tutumlardır. Eleştirilmek-sorgulanmak her ne kadar kendilerini öfkelendirse de aslında en çok ihtiyaç hissettikleri şey, çoğu kez güç ve iktidar sahiplerinin aldıkları en anlamlı hediyedir. Hakkı söylemek, gerektiğinde egemenleri kızdırma pahasına adaletten yana şahitlik ise Müslümanlar olarak temel görevimizdir. Ve ne yazık ki, bu tür şahitliklerin az yapıldığı bir coğrafyada yaşamaktayız. Özcesi bu tür haklı ve adilane tutumların cesaret kırıcı tavırlarla gölgelenmemesi dileğimizdir!
Rıdvan Kaya
Özgür-Der Genel Başkanı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.