“Alevi Çalıştayı”ndan beklentiler neler

“Alevi Çalıştayı”ndan beklentiler neler

Kürt sorunu, Ermeni tartışmaları... Şimdi de alevilik sorunu. Başbakanlık Alevi Çalıştay’ını yarın başlatıyor. Alevi Sorunu: "Ezber bozma zamanı"nda beklentiler...

Başbakanlık Alevi Açılımı Koordinasyonu Alevi Çalıştay’ını yarın başlatıyor. Çalıştay’da Alevi örgütleri çözüm önerilerini anlatacak

Uluslararası insan hakları örgütleri ve Avrupa Birliği’nin, Türkiye’ye yönelik eleştirilerinin odağında bulunan Alevi sorununa ilişkin girişimleri yedi aşamalı bir planda toplayan hükümet ilk adımı yarın “Alevi Çalıştayı”yla atacak.

35 örgüt katılacak

Başbakanlık Alevi Açılımı Koordinasyonu tarafından düzenlenen ve “Alevi Çalıştayı” adıyla yapılacak toplantıların yarın Ankara’da gerçekleştirilecek ilk ayağına 35 Alevi örgütü ve Başbakanlık Alevi Açılımı Koordinasyonu Başkanı Necdet Subaşı ile Devlet Bakanı Faruk Çelik katılıyor. Toplantıya davet edilen Alevi örgütleri arasında, Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF), Karacaahmet Dergâhı, Gazi Cemevi, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin (PSAKD) yanı sıra, Veli Dumrusoy, Kelime Ata, Nejdet Saraç gibi Alevi kanaat önderleri de yer alıyor. Çalıştayı Taraf’a değerlendiren ABF Genel Başkanı Ali Balkız, Koordinatör Necdet Subaşı’nın, “Çalıştay’a Nusayriler (Hatay Alevileri) ve Caferiler hariç tüm Aleviler katılıyor” şeklindeki açıklamalarının aksine, Çalıştay’daki Alevi temsilinin yeterli olmadığını söyledi. Balkız’ın değerlendirmeleri şöyle:

İnanç vergisi gelsin

“Burada şu talepleri dile getireceğiz: Zorunlu din dersinin kaldırılması, Alevi köylerine cami uygulamasından vazgeçilmesi, Cemevi ve kültür evlerine yasal statü verilmesi, Alevi dergâhlarının sahiplerine geri verilmesi. Örneğin, Cemevlerinin yasal statüye kavuşturulması için imar yasasında bir değişiklik yetiyor. Zorunlu din dersinin kaldırılması için anayasa değişikliğini işaret ediyoruz. Diyanet Başkanlığı yerine inanç vergisi getirilmesini istiyoruz. Devlet önce sormalı, ‘Hangi inanç için vergi vermek istiyorsun?’ Sonra da vergiler, o inanç mensuplarına ait kurumlara aktarılmalı.”
Balkız ayrıca Çalıştay’a Şahkulu Dergahı, Hacı Bektaş Derneği’nin, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu ve Avustralya’daki Alevi örgütlerinin davet edilemememesini de yanlış bulduğunu söyledi.

Hükümet ilk adımını atacağı “Alevi Çalıştayı”ndan beklentiler neler. İşte Berat ÖZİPEK'in kaleminden Alevi Sorunu ve ezber bozma zamanı!...

Star Gazetesi / Berat ÖZİPEK

Alevi Sorunu: Ezber bozma zamanı!

Çarşamba günü Alevi sorunu konusunda önemli bir buluşma var. Hükümet, Alevi dedeleri, sivil toplum örgütleri ve kanaat önderleriyle bir araya geliyor.

Açılımın koordinatörü olarak Dr. Necdet Subaşı görevlendirilmiş. İsabetli bir seçim bu... Subaşı, ezberleri olmayan, vizyon sahibi bir kişi... Öte yandan hiçbir Alevi örgütünün büyük-küçük diye ayrılmadan davet edilmiş olması ve onların bakan düzeyinde dinlenecek olması da önemli.

Aynı olumlu tutum Alevi çevrelerinde de var. Onlar da daha yapıcı görünüyorlar.

Alevi Sorununda çözüm mümkün; çünkü gündemdeki talepler, Aleviler onları dile getirmeseydiler bile insan hakları açısından meşruluk taşıyor.

Çalıştay’a katılacak Alevi önderlerinden Ali Balkız’ın belirttiğine göre Aleviler şu somut taleplerde bulunacaklar: ‘Zorunlu din dersinin kaldırılması, Alevi köylerine cami uygulamasından vazgeçilmesi, Cemevi ve kültür evlerine yasal statü verilmesi, Alevi dergáhlarının sahiplerine geri verilmesi... Cemevlerinin yasal statüye kavuşturulması için imar yasasında bir değişiklik... Diyanet Başkanlığı yerine inanç vergisi getirilmesi...’ (Taraf, 1 Haziran).

Görüldüğü gibi taleplerin çoğunluğu kolayca yerine getirilebilecek cinsten...

Elbette Alevi Sorunu bunlardan ibaret değil. Nihai çözüm, aslında bütün inanç gruplarının sorunlarını çözecek bir hukuki ve siyasi düzenlemeden geçiyor.

Bu düzenleme ise, devletin dinler ve inançlar karşısında tam tarafsızlığının sağlanmasını, Diyanet’in kaldırılmasını ve dini eğitim, ibadet ve ayinlerin serbest bırakılmasını, her inanç grubunun din görevlilerini kendisinin seçmesini ve din hizmetlerinin yararlananlarca finanse edilmesini ve inancın propagandasını içeriyor.

Bunlar ise kısa vadede, ciddi bir gerilim riskini göze almadan gerçekleştirilebilir görünmüyor. Örneğin Sünni ve Alevi Dergahlarının legalleşmesi, tekke ve türbeleri yasa dışı hale getiren ‘devrim yasaları’nın kaldırılmasını gerektiriyor. Ama, din ve vicdan özgürlüğünü bütün inanç grupları için birlikte sağlayacak bir düzenleme için çalışırken, aynı anda ‘cemevi’ düzenlemesiyle, en azından Alevi Dergahlarının legalleştirilmesi mümkün.

Kritik bir aşamadayız. Tabii ki bu süreçte çözümün önünde bir dizi engel de yok değil.

Sahip oldukları ayrıcalıklı konumu, bölünmüş toplumsal grupların birbirlerine çarpıştırılmasına borçlu olan ‘düzenin sahipleri, çözümsüzlüğün devamı için süreci sabote etmeye çalışacak...

Hem Hükümetin hem de Alevilerin içindeki bazı unsurlar, devletçi veya mezhepçi reflekslerle aynı rolü oynayacak...

Alevilerden de şimdiye kadar hasım belledikleri insanlarla çözüm yolunda yürümektense, önyargılarına teslim olup çözümsüzlükten yana çaba sarf edenler olacak...

CHP çözümle tabanının erimesini istemeyecek...

Kısacası Alevi Sorununda da, tıpkı Kürt Sorununda olduğu gibi, ‘iyiler’ ve ‘kötüler’ arasında bir mücadele olacak.

İşte bu noktada sivil toplumun süreci mercek altına alması, her kesimden çözüm isteyenlerin süreci ciddi bir biçimde izlemeleri ve hem Hükümetin, hem de Alevi temsilcilerinin hatalarını düzeltmesi büyük önem taşıyor. Bu sürece barışçı ve adaletli kimliğiyle tanınmış isimlerin müdahil olmaları ve tökezleyeni elinden tutup kaldırmaları mutlaka gerekli.

Bu çözüme müdahil olanlar dürüst ve yürekli biçimde elini taşın altına koyarlarsa, tarihe ‘barışın kurucuları’ olarak geçecekler ve isimlerini hep birlikte altın harflerle yazdıracaklar. Eğer kolayı seçip, ilk sorunda kendi güvenli surlarının gerisine ricat ederlerse, küskünlük ve acı üreten bir sorunu çocuklarına miras bırakacaklar.

Gelin alışılmış kötülüğe bu kez teslim olmayalım.

Biz yaşarken çözülsün bu sorun. Biz çözelim.

Bir ezber bozulsun, diğer ezberlerin bozulmasının da yolu açılsın...

Haydi biraz cesaret!..

Etiketler :