Akdeniz'de deniz intifadası
İHH Başkanı Yıldırım: 31 Mayıs'ta Akdeniz'de deniz intifadası olacak
Yıldız Teknik Üniversitesi 'İhya Hareketi' adlı öğrenci grubunun Yıldız Sarayı Hamidiye Camii'nde düzenlediği 'Zulüm Coğrafyaları ve Sorumluluklarımız' konulu söyleşiye katılan İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, İsrail'in Mavi Marmara baskınında ölenlerin yakınlarına ödemeyi düşündüğü tazminat ve özrün yeterli olmayacağını, önemli olan konunun Gazze'ye yönelik sürdürülen ambargonun kaldırılması olduğunu söyledi. İsrailli yetkililer ile askerlerin yargılanarak cezalandırılması gerektiğini dile getiren Yıldırım, 31 Mayıs'ta daha kapsamlı uluslararası bir filonun Gazze'ye insani yardım götürmek için hazırlık yaptığını ve bu tarihte Akdeniz'de bir deniz intifadasının yaşanacağını açıkladı.
İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, Yıldız Teknik Üniversiteli öğrencilerin düzenlediği 'Zulüm Coğrafyaları ve Sorumluluklarımız' konulu söyleşiye katıldı. Hamidiye Camii'nde düzenlenen etkinlikte konuşan Yıldırım, Mavi Marmara Gemisi'nde yaşananları anlattı.
İsrail ile Türkiye'nin ilişkilerinin hiçbir zaman eskisi gibi olamayacağını ve olmaması için gayret edeceklerini belirten Yıldırım, "Mavi Marmara'da kasten adam öldürülmüştür. Açık sularda İsrail askeri korsanlık yapmıştır, bu yargılanmalı, sorumlular hapse atılmalı. Tazminat, özür bunlar olur. Ama ambargo kalkmazsa Türkiye'nin ilişkileri de eskisi gibi olmaz, olmamalı, olmaması için de gayret edeceğiz. İsrail kendisine göre yanlış buldukça adam öldürüyor. İsrail'in yalnızlaştırılması lazım." dedi.
Öğrencilerin sorularını da yanıtlayan Yıldırım, "İsrail'den izin alınmalı mıydı?" yönündeki soruya, "Biz İsrail'den izin almak zorunda değiliz. Uluslararası hukuk orayı Filistin karasuları olarak görüyor. Biz gitmeden önce uluslar arası hukuk danışmanlarıyla oturduk konuştuk." şeklinde cevap verdi.
'DÜNYADA 3 GEMİ HİÇBİR ZAMAN UNUTULAMAZ'
Dünyada 3 tane gemi olduğunu ve bunların hiçbir zaman unutulamayacağının altını çizen Yıldırım şöyle konuştu: "Bunlardan ilki Nuh'un gemisi. Bütün insanlığın kurtuluşunu temsil eder. İkincisi Titanik. Cehaletin, servetin, azgınlığın temsilcisidir. Bir de özgürlüğün temsilcisi Mavi Marmara'dır. Bunu hiç kimse unutamaz. Biz kıyamete yakın bu ümmetin özgürlüğü için yanımıza 72 milletten insanlar alarak yola çıktık ve şehit verdik. O şehitler kralların sultanların tahtında otuyor şimdi."
'ÖZÜR VE TAZMİNATI BİZE SADAKA GİBİ VERMEYE ÇALIŞIYORLAR'
Yıldırım, çıkışta da basın mensuplarının sorularını yanıtladı. İsrail'in özür ve tazminat ödemeyi kabul edebileceği yönündeki duyumların aktarılması üzerine Yıldırım şöyle konuştu: "Şehit Aileleri ile birlikte bir basın toplantısı yaptık. İsrail'de yapılan yorumları okuyoruz. Özellikle özür dilenmesini istemiyor İsrail halkının bir kısmı. Ve İsrailli yöneticiler bunun yerine 'üzgünüz' kelimesini kullanacaklar. İkincisi de tazminat ödeme konusunda da İsrail'de çok tartışmalar var biliyorsunuz. Bu Siyonistler parayı çok sever. Ve diyorlar ki '50 ila 200 bin dolar arasında bir tazminat ödeyelim' çoğu da diyor ki 'bizim vergilerimizle mi ödeyeceksiniz?' Onun için özür ve tazminatı bize sadaka gibi vermeye çalışıyorlar. Halbuki bu gemiyle yola çıkanlar ambargoyu kaldırmak için yola çıktı. Bu ambargo kalkmalı, çünkü bu ambargoda mesela Mısır, İsrail, Filistin sultası arasında yapılan ambargo sözleşmesinde deniz yolu yok, maddeleştirilmemiş. Böyle bir yasak konulmamış. Birleşmiş Milletler bu suların Filistin karasuları olduğunu söylüyor. Şimdi İsrail, orada kanunsuz bir uygulama yapıyor ve geleni bırakmıyor ve vuruyor. Onun için bu ambargonun kaldırılması lazım. İkincisi mutlaka bu suçu işleyen insanlar Birleşmiş Milletler raporunda belirtildiği 'kasten adam öldürme' suçu işlemişlerdir. 8 tane suç daha var. Bir kere bunların cezalandırılması ve tutuklanması ve hapse atılması gerekiyor. Bu ne demektir Türkiye de bir kişi gider bir kişiyi öldürür, ona gider bir tazminat ödersin, ceza almaz bunun gibi bir şey. O zaman dünyadaki bütün hukuku çöpe atmanız gerekir. Türkiye kesinlikle böyle bir şeye vesile olmamalı. Çünkü Türkiye dünyadaki hukuğun sorgulanıp sorgulanmaması konusunda önemli bir dönemeç noktasında. Eğer dese ki 'burada bir korsanlık var, savaş suçu işlenmiş ve bu insanlar yargılanacak. Netenyahu emir verdi kabine onayladı askerler bu suçu işledi. Bunlar cezasını çekecek' derse Türkiye dünyada var olan hukuğun uygulanması ve ilerlemesi için bir nebze de olsa katkıda bulunmuş olacak. Öbür türlü dünyada kaos olur artık."
"Gazze'ye tekrar gitmeyi düşünüyor musunuz?" şeklindeki soruya Yıldırım, "Bütün dünyada hazırlıklar var, özellikle 31 Mayıs'ı seçmişler dünyadaki kuruluşlar. Mavi Marmara'ya olan saygıdan dolayı. Doğal olarak onlar bu işi yapınca buradaki şehit aileleri, gemiye binenler ve bir çok insan ve biz mutlaka gideceğiz. 'Gerçekten ambargonun kalkıp kalkmadığını gözlemleyeceğiz' diyorlar. 31 Mayıs'ta zannediyorum Akdeniz'de bir deniz intifadası olacak. Bir çok gemi orada olacak. Umarım İsrail akıllı davranır. Çünkü bu krizin büyümesi İsrail'in de işine gelmiyor. Canlı yayınlarda İsrail televizyonlarına 'Eğer izin verirseniz 3 günde gider yükümüzü boşaltır gideriz, dünyada da 3 gün, 4 gün gündem olur. Ama vurursanız, yıllarca gündem olur' dedik. İsrail'de krizi iyi yönetemeyen, aklı çok iyi kullanamayan yönetim kesimi var. Ve bunlar hem kendi halkına hem dünyaya zarar veriyorlar." diye cevapladı.
"31 Mayıs için hazırlık yapıyor musunuz? Türkiye kamuoyuna yönelik bir çağrınız var mı?' şeklindeki soruyu ise Yıldırım şöyle cevapladı: "Onu şimdi değil, görüşmelerimizi yapıyoruz. Önce bu 31 Mayıs'a karar veren kuruluşlar Türkiye'ye gelecekler, bize kimler olduğunu söyleyecekler, biz de ondan sonra tekrar onlarla görüşüp açıklamalarımızı yapacağız."
Kaynak: