Ahmet Hakan'dan son dakika golü!

Ahmet Hakan'dan son dakika golü!

Ahmet Hakan da bugün Umre gezisinin yazı dizisini bitirdi. Ama öyle bir bitirdi ki yeniden başlattı dersek yeridir...

Ahmet Hakan da Ertuğrul Özkök gibi bugün Umre gezisinin yazı dizisini bitirdi. Ama öyle bir bitirdi ki yeniden başlattı dersek yeridir. Hakan Umre'de yaşadıkları bir olayı anlatmış. Yetinmemiş olay anını ölümsüzleştiren fortoğraf karesini de paylaşmış. Evet aynen görüldüğü gibi Özkök, çölde bir devenin üstünde, Hakan da devenin ipini tutmuş durumda. Devenin üstündeki sarı çiçekler ve Ahmet Hakan'ın başındaki kefiye ise sahneyi daha bir unutulmaz kılıyor. Özellikle devenin çiçekli hali bize Pakistan otobüslerini anımsattı. Neyse bilen bilir zaten.

Peki Ahmet Hakan bize bu güzelliği neden yaptı. İki ihtimal var...

Birincisi:

"Yazı dizizi bitiyor, konuyu gündemde tutmak i.in bir son dakika golü patlatırsak da da gide bu tren..."

İkincisi:

"şöyle daha etli butlu, daha dişe dokunur, daha sarakaya gelir, daha muazzam bir malzeme sunalım da çarşı karışsın, şenlik çıksın... Maksat: Mavraya mütevazı bir katkı..."

Biz ikincisinin doğru olduğunu düşünüyoruz. Hakan da öyle diyor zaten...Neyse peki bu resmin aslı astarı nedir, Özkök'ü o çiçekli devenin üstünde görme sebebimiz ne?

"İşte Türk matbuat tarihine geçecek olan “Cemel Vakası”nın çarpıcı fotoğrafı...

Bu elektrikli, gerilimli, en az 20 makale ve 15 internet sitesi haberini hak eden fotoğrafın öyküsü şudur:

* * *

Medine’de Peygamber’in Veda Hutbesi’ni verdiği alana geliyoruz.

Alan, sarıçiçeklerle süslenmiş develer ve devecilerle dolu...

Deveyle gezintinin yarım saati 10 riyal...

Özkök’le bana “yolu Sultanahmet’e düşmüş İngiliz turist muamelesi” çeken deveciler, bir anda etrafımızı sarıyorlar...

Hücum altındayız.

Meydan “Tefaddal ya hacı...” sesleriyle inliyor...

Ertuğrul Özkök’le birbirimize “Hangimiz deveye binecek?” bakışı fırlatıyoruz...

İslam tarihinin ünlü hilekârı Amr İbni As tavrı koyan Özkök, hemen şu teklifte bulunuyor:

“Yazı tura atalım, kaybeden deveye binsin... Kazanan devenin ipini tutsun...”

Daha ben teklifin ne olduğunu anlamadan Ertuğrul Özkök, devecilerin şaşkın bakışları altında cebindeki parayı yukarı fırlatıyor...

Ve bingo!

Ertuğrul Özkök kaybederek, deveye binmeye hak kazanıyor.

Allah cümlemize böyle kaybetmeler ihsan eylesin...

* * *

Tam bu sırada deveciler, kendilerinden beklenmeyecek bir atakla hem Özkök’ün, hem de benim başıma geleneksel Arap başlığı “kefiye”yi koymasınlar mı? Aman Tanrım!

Şu andan itibaren her ikimiz de feci şekilde oryantalistiz...

“Ne kadar da turistik” deyip Venedik’te gondola binmeyi bile reddetmiş bir adam olarak ben, durumdan feci şekilde rahatsız iken...

Ertuğrul Özkök, kaybetmenin derin hazzı ve heyecanı içinde, deve üstünde oryantalistliğinin keyfini çıkarıyor.

Özkök’ün gezi boyunca “Lawrence of Arabia”ya en yaklaştığı anlar...

* * *

Zavallı ben...

Önce elimdeki devenin ipine bakıyorum...

Ardından da devenin üstünde keyiften dört köşe olmuş Ertuğrul Özkök’e...

Aldatılmış olmanın insanda yol açtığı acımasızlıkla, devenin üstünde lunapark çocuğu gibi eğlenceye dalmış olan Özkök’e doğru bağırıyorum:

“Ertuğrul Bey... Hatırlatmak isterim: Burası Veda Hutbesi’nin verildiği alan... Veda, veda...”

Ve işte planım tutuyor.

“Veda” kelimesini duyan Özkök’ün yüzü asılıyor, morali bozuluyor ve deveden iniyor."

GAZETECİLER.COM