Mahsun Kırmızıgül'ün New York'ta Beş Minare filmi köşe yazarları arasındaki polemik için malzeme olmaya başladı.

Ahmet Hakan film için üstüste yazılar yazdı ve beğenmediğini açıkça ilan etti. Ardından da köşesindeki sert yüklenmelerin iyi niyet taşıdığını aslında daha iyisinin yapılması için eleştirdiğini ileri sürdü.

Sabah yazarı Hıncal Uluç ise bugün köşesinde "Kim ne derse desin.. Ben New York'ta Beş Minare'yi sevdim.. Hatta bayıldım.." diyerek Ahmet Hakan'a inat Mahsun'u alkışladı.

"Mahsun bomba gibi film yapmış.. Vaktin nasıl geçtiğini anlamadım. Filmin bitmesini de istemedim.. Daha ne olsun?.
Einstein haklı.. Peşin hükümleri yıkmak, atomu parçalamaktan zor.. Dünyanın en yetenekli oyuncusu olsanız, mesleğe manken olarak başlamışsanız, sizden hayır gelmez.. Türkücüden de sinemacı olmaz.. Hele de doğulu bir arabesk türkücüyseniz, ağzınızla kuş tutsanız sizden bir şey olmaz..
İbrahim Tatlıses'te müthiş bir sinema ışığı vardı. Hayır, şarkıcı oyuncu diye değil.
Kamera arkasında.. Un ufak ettiler. O da sebat etmedi zaten. Parayı kolay kazandığı alanı seçti..
Mahsun öyle değil. Sinemada ısrarlı, inatçı ve kararlı.. Çok da iddialı filmler yapıyor, Mahsun kimliğinin çok dışında kalarak ve o kimliği filmlerinde hiç kullanmayarak.

"Yahu, hata arayacağına, otur keyfini çıkar.. Tatlı tatlı izle.. Sevmezsen çık git.." diyen Uluç, yazısının finalinde sinemasever okurlarına bir de çağrıda bulundu:

"New York'ta Beş Minare'ye mümkünse peşin hükümsüz gidin.. Hata bulma yarışına çıkmayın.. "Eureka.. Eureka" diye bağırarak kendinizi salonun dışına atacağınıza, belki biraz gülümseyin, koltuğunuza gömülün ve filmin tadını çıkarın..
Tadı çıkarılacak filmler, hele son zamanlarda pek kolay gelmiyor sinemalara çünkü.."