Adli Tıp'tan kan donduran rapor
"Hayata Dönüş" İddianamesi'nde yer alan otopsi raporu kan donduruyor
Şükran ÖZÇAKMAK / AHT
İstanbul Bayrampaşa Cezaevi’nde 10 yıl önce yapılan ve 16 saat süren “Hayata Dönüş” adı verilen operasyonla ilgili olarak 39 asker hakkında hazırlanan iddianamede, mahkûmların yaralarının bıçakla genişletilerek insanlık dışı bir muamelenin de yapıldığı iddiasına yer veriliyor. İddianamede, ölenlerin üzerindeki ateşli silah yaralarının giriş deliklerinin kesilerek genişletildiğinin raporla belirlendiği anlatılıyor.
Aralık 2000’de cezaevlerindeki isyanı bastırmak için girişilen “Hayata Dönüş Operasyonu”nda, İstanbul Bayrampaşa Cezaevi’nde 12 tutuklu ve hükümlüyü kasten öldürdükleri, 29’unu da yaraladıkları iddiasıyla 10 yıl sonra hazırlanan iddianamede, ölenlerin üzerindeki ateşli silah yaralarının giriş deliklerinin kesilmek suretiyle genişletildiği bilgisine yer verildi. Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kabul ettiği iddianameye göre; operasyonda ölen tutukluMurat Ördekçi, Mustafa Yılmaz ve Cengiz Çalıkoparan’ın otopsi raporu bulguları için ek rapor alındı. Bu ek raporlara da, “ateşli silah yaralarının genişletilmesiyle ölenlere işkence yapılıp yapılmadığı hususunun değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, işlemin ölmeden önce ya da sonra yapılmış olmasınınmümkün olduğu” ifadesine yer verildi. Ancak iddianamede, ateşli silah yarasının üzerinin kimveya kimler tarafından, hangi amaçla kesilerek genişletildiği bilgisine yer verilmediği, soruların yanıtının da aranmadığı dikkat çekti.
‘ERKEN MÜDAHALE İLE ÖLMEYEBİLİRLERDİ’
Operasyonun sabah saat 05.00 sıralarında başladığı, 21.30’da da sona
erdiği belirtilen iddianamede, 16.5 saat süren operasyon sırasında cezaevinde çıkan çatışmada ölenlerin ölüm nedenleri “iç kanama, aşırı kanama, dumandan zehirlenme ve yanık” olarak sıralandı. Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesi’nin otopsi raporuna dayandırılarak yer verilen ölüm nedenleri, erken müdahale edilmesi halinde ölümlerin önüne geçilebileceğinin bir göstergesi gibi. İddianamede yer alan bilgilere göre ölüm nedenleri şöyle:
‘PROTESTO İÇİN KENDİLERİNİ YAKTILAR’ İDDİASI
İddianamede, kasten öldürmek ve öldürmeye teşebbüs iddiasıyla 39 jandarma er için 41 kez müebbet hapis istemiyle dava açılmış olmasına rağmen, jandarma görevlilerinin operasyon planına, operasyonu yapma şekline, orantısız güç kullanılıp kullanılmadığı bilgisine yer verilmedi. Ancak savcı, “Bir kısım ifadelerle, ölü muayene ve otopsi raporları ile doğrulandığı üzere, Fırat Tavuk ve Aşur Korkmaz’ın, arkadaşlarını cesaretlendirmek ve görevlilere direnmek, operasyonu protesto için kendilerini yakarak görevlilerin bulunduğu havalandırma boşluğuna saldıkları ve bu şekilde yanarak öldükleri yolunda delil bulunmaktadır” hükmüne varıyor.
'ÖLENLERİ HAVALANDIRMA BOŞLUĞUNA ÇIKARDILAR’
Tutuklu ve hükümlülerin operasyon sırasında görevlilere karşı da silah kullandıkları belirtilen iddianamede, operasyon sırasında yapılanlar da yine
kesin hükümle şöyle anlatıldı: “Tutuklu ve hükümlülerin görevlilere
direndikleri, dolap ve benzeri eşyaları kapı arkasına yığarak barikat
oluşturdukları, yaralanan arkadaşlarına ilk yardım uygulayıp tedaviye çalıştıkları, ölenleri havalandırma boşluğuna çıkardıkları, direnci kırmaya yönelik gaz bombalarının etkisinden havlu kullanılarak değil de elbiseler ve battaniyeleri ıslatarak önlem aldıkları, önceden tedbir olarak hazırladıkları düzenekleri göz maskesi olarak kullandıkları, mutfak tüplerini kullanarak alev makineleri yaptıkları, elektrikli ısıtıcıların tellerini ve plastik eşyaları kullanarak yay ve oklar yapıp görevlilere karşı silah olarak kullandıkları, molotofkokteyli ve benzeri bomba etkisi düzenekler oluşturup görevlilere direnmede kullandıkları sabittir.”
ÖLDÜRÜCÜ ATIŞ
21 Aralık 2000 tarihinde tutulan tutanak üzerinden, silahlarla ilgili yorum yapan savcılık, uzak mesafeden ve dışarıdan atıldığı belirlenen tek kurşunun öldürücü etkisi olduğunu da ifade etti.
Adli Tıp Uzmanlarının Görüşü:
Kanıtlar ortadan kaldırılmak mı istendi?
Adli Tıp Uzmanları, ateşli silah yaralarının giriş deliklerinin kesilerek genişletilmesi nedenlerinin ancak bilimsel bir çalışmayla ortaya çıkabileceğini belirtirken, bunun kasıtlı yapılması halinde, “Kanıtları yok etmek, kurşunların hangi silahtan çıktığının ortaya çıkmasını engellemek, işkence yapmak, atış mesafesine dair kanıtları yok etmek” amacını taşıyacağını belirttiler.
Bayrampaşa İçin Adalet Grubu görüşü
‘Göstermelik iddianame’ Bayrampaşa İçin Adalet Grubu’ndan yapılan açıklama ise şöyle:
“İddianame, dosyada bulunan kesin raporlara rağmen operasyonu yapanları değil, tutuklu ve hükümlüleri suçlamak niyetiyle hazırlanmıştır. Savcının
‘silah kullanma yetkilerinin aşılıp aşılmadığı, orantılı veya aşırı güç
kullanımının olup olmadığı yönündeki iddia ve delillerin takdir ve değerlendirmesi yargılama sonucuna göre mahkemeye ait olmak üzere’
şeklindeki anlatımı, iddianamenin zorunlu olarak ama isteksiz yapıldığını göstermekte. Dava dosyasında bulunan 55 mağdur sayısı 41’e düşmüş,
iddianamede müştekilerin ve mağdurların beyanlarına yer verilmemiştir. Dosyada bulunan bilgilerin dikkate alınmaması, operasyonun erlere yükletilmesi, Tabur komutanlarına, birlik komutanlarına dava açılmaması, davanın göstermelik olarak açıldığının göstergesidir.”
Dönemin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk:
‘Operasyonlarda devletin egemenliği sağlandı’
“Hayata Dönüş Operasyonları” nın yapıldığı dönemin Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, ölüm oruçlarını durdurmak için her yolun denendiğini ancak çabaların sonuçsuz kalmasıyla genel arama yapma kararı aldıklarını belirterek, “Silahla karşılık veren terör örgütleri, maalesef çatışmanın çıkmasına neden oldular. Operasyon sonrası cezaevlerinde devletin egemenliği sağlandı, cezaevleri evrensel standartlara uygun hale getirildi” diyen Türk, iddianameyle ilgili olarak da, “İddianamenin kabulü, iddiaların kabulü anlamına gelmez” ifadesini kullandı.
Nasıl öldüler?
Mustafa Yılmaz:
Ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı iç organ ve büyük damar delinmesinden gelişen iç kanama sonucu öldüğü, 4 adet ateşli silah yarasından sadece birinin tek başına öldürücü nitelikte olduğu, ateşli silah yarası kenarının genişletildiği, atış mesafesi tayininin yapılmadığı.
Murat Ördekçi:
Ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı sekrom kırığı ile büyük damar yaralamasından gelişen kanama sonucu öldüğü, giriş deliğinin genişletildiği, atışın yakın atış mesafesinden yapıldığı.
Cengiz Çalıkoparan:
Damar delinmesinden gelişen dış kanama sonucu öldüğü, 3 ateşli silah
yarasından birisinin tek başına öldürücü nitelikte olduğu, giriş deliklerinin
kenarından kesilmek suretiyle genişletildiği, atışın uzak atış mesafesinden yapıldığı.
Fırat Tavuk:
Vücudunun yüzde 90’ının yanık olup ateşli silah mermi çekirdeği
yaralanmasına bağlı iç kanama sonucu öldüğü, silah yarasının tek
başına öldürücü nitelikte olduğu, atış mesafesi tayininin
yapılamadığı
Ali Ateş:
Ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı iç organ ve büyük damar delinmesinden gelişen iç kanama sonucu öldüğü, ateşli silah yarasının tek başına öldürücü nitelikte ve atışın uzak mesafeden yapıldığı, diğer yaraların parça tesiriyle oluşmuş olmasının mümkün olmadığı.
DUMANDAN ZEHİRLENENLER
Aşur Korkmaz, Gülser Tuzcu, Özlem Ercan, Seyhan Doğan, Nilüfer Alcan, Yazgülü Gülder, Şefinur Tezgel’in yanık, duman soluması ve karbon monoksit zehirlenmesine bağlı öldükleri tespit edilmiştir
MAĞDURLARIN AVUKATLARI NE DEDİ?
"YASAK SİLAH KULLANILDI"
Mağdur avukatlarının görüşleri ise şöyle:
Avukat Oya Aslan: “Ümraniye Operasyon Davası’nda ifade veren bir jandarma görevlisi, ‘Bize ilk kez orada kullandığımız T 90 silahı verildi’ demişti. Bu da, kullanılması yasak olan silahın ilk kez deneme amaçlı burada kullanıldığı, delilleri yok etmek için mermi çekirdeğinin de ortadan kaldırıldığını doğuruluyor.”
Av. Ömer Kavili: “Cesetler adli tıpa getirilmeden önce, ‘yaralarına kesici bir aletle müdahale edildiği ve doku kaybı oluştuğu’ ibaresine yer veriliyordu. Adli tıpa gelmeden önce cesetten bir parça koparılmış. Mermi çıkarıldığını tahmin ediyoruz. Mermi ele geçirilseydi, o silahın nasıl bir silah olduğu ortaya çıkacaktı. Adli tıp raporu, o iddiayı güçlendiriyor. 10 yıldır deliller toplanmamıştır. 10 yıldır adalet sistemiyle alay edilmiştir.”
Av. Güçlü Sevimli: “Operasyondan hemen sonra o kişilerin vücudunda mermi
çekirdekleri vardı, büyük bir ihtimalle delilleri karatmak için mermi
çekirdeğini çıkardılar. Bunu da, hangi silahtan çıktığının anlaşılmaması için,
o silahın kimin tarafından kullanıldığının tespit edilmemesi için yaptılar.”
ÖLENLERİN İSİMLERİ: Mustafa Yılmaz, Murat Ördekçi, Cengiz
Çalıkoparan, Fırat Tavuk, Ali Ateş, Aşur Korkmaz, Gülser Tuzcu, Özlem
Ercan, Seyhan Doğan, Nilüfer Alcan, Yazgülü Gülder ve Şefinur Tezgel