Sayın Adalet Bakanı;
Değerli Sayıştaş Başkanı;
Yıldırım Beyazıt Üniversitesinin Sayın Rektörü;
Hukuk Fakültesinin Değerli Dekanı;
Kıymetli Akademisyenler;
Sevgili Öğrenciler;
Değerli Veliler ve Konuklar;

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün, zor bir eğitim olan hukuk eğitimine hak kazanıp ve yine sıkı bir  eğitim sürecini tamamlayarak mezuniyet sevinci yaşayacak olan öğrencilerimizi ve onlara her türlü maddi ve manevi desteği karşılık beklentisi olmaksızın fedakarca veren, sevinçlerini doyasıya paylaşan, üzüldüklerinde dünyaları yıkılan, Allahın kendilerine verdiği bir emanet olarak görüp emanetine sahip çıkan anne-babalarını gönülden tebrik ediyorum.

Eğitim ve öğretim hayatınızın bu en önemli dönüm noktasında sizlerle bir arada olmaktan, mezuniyet sevincinizi ve ailelerinizin gururunu paylaşmaktan mutluluk duyduğumu ifade etmek istiyorum. Mezuniyet sevincinizle birlikte sizlerde gördüğüm umut, azim ve inanç dolu ışık Türk yargısının geleceği adına beni umutlandırıyor.

Eğitim süreciniz boyunca, yetişmeniz, özgür bir ortamda hukuk mantığı, felsefesi ve bilgisi edinmeniz için üstün gayret sarfeden hocalarınızı, idarecilerinizi de tebrik ediyorum. Mezun olmakla akademik yetkinliğinizi kanıtlamış bulunuyorsunuz. Artık bugünden sonra gerçek hayatta, iş dünyasında mesleğinizi icra ederken daha zorlu koşullarla karşı karşıya kalacağınızın farkındasınız. Bu zorluklarla başa çıkmaya çalışırken akademik yetkinlik, tek başına yeterli olmayacaktır. Bunun yanında, ahlaki ve insani vasıflarınızla, iletişim yeteneğinizle, ailelerinizin desteğiyle toplumda, iş ve meslek hayatınızda saygın bir yer edineceğinize, içinden çıktığınız vefakar ve fedakar Türk Milletine ve insanlığa hizmet edeceğinize eminim.

Çok sevgili genç hukukçular;

Adalet; biz hukukçuların ulaşmaya çabaladığı nihai gayedir. Hacı Bektaş-ı Veli’nin dediği gibi, “Adalet her işte Hakkı bilmektir.”, ve yine Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin deyişiyle  ‘’Ağaçlara su vermek adalet, dikeni sulamak zulümdür. Adalet bir nimeti yerine koymaktır, her su çeken tohumu sulamak değil’’. Her türlü kişisel menfaat ve tercihin ötesinde bir tavırla ulvi bir değer olan adaleti temel gayemiz olarak konumlandırmalıyız. Adaletin gücüne inanarak; güçlünün ve gücün yanında değil haklının ve mazlumun savunucusu olmak durumundayız bir hukukçu olarak. Adalet ve hukuk zengin-fakir, güçlü-zayıf,  devlet-birey herkes için gerekli olan evrensel değerleri de içeren değerler bütünüdür. Adalete erişmenin yolu da Hukuk Devleti olmaktan geçer.  Hukuk devleti; çoğunluğun haklarını ve hukukunu gözeten değil, toplumun her kesiminin hukukunu koruyan yani çoğulcu bir yaklaşımı benimseyen, herkese eşit ve adil bir hukuk düzeni sunan devlettir.

Milletimizin köklü tarihi boyunca geliştirdiği değerlerle uyum içinde, vicdanınızın rehberliği eşliğinde, hakkaniyete dayalı bir anlayışla; her birinizin birer hakim, savcı veya avukat olarak Türk yargısına hizmet edeceğine, hukuk devletinin daha da güçlenmesi ve adaletin daima üstün tutulması için çalışacağına gönülden inanıyorum.

Unutmayın ki, adalet, toplumun ve devletin temelini oluşturmaktadır.  Adaletin sağlandığı bir toplumda toplumsal kalkınma ve refah gerçekleşecek, huzur ve güven ortamı oluşacaktır. Dolayısıyla sizler, uyuşmazlıkları çözdüğünüz veya çözümüne katkı sunduğunuz, böylece adaletin gerçekleşmesini sağladığınızda toplumsal barışa ve Türk toplumunun geleceğine katkıda bulunmuş olacaksınız.

Adaleti sağlamak için görev üstlenenlerin en bariz vasfı bağımsızlık ve tarafsızlık olmalıdır. Bağımsız ve tarafsız olmayanların adaletin sağlanmasına hizmet edemeyeceği unutulmamalıdır. Türkiye Cumhuriyetinin yaşadığı en karanlık günlerden biri olan 15 Temmuz 2016 günü gerçekleşen darbe girişimiyle sonuçlanan süreçte, bazı hakim ve savcıların bağımsızlığını ve tarafsızlığını kaybederek yargıyı bir araç olarak kullandıkları asla unutulmamalıdır. Bir ibret tablosu olarak hafızanıza kazınması gereken bu vahim süreç bağımsızlık ve tarafsızlığın önemini en açık bir şekilde göstermektedir.

Hiç kimse, tarafı olduğu davanın, bağımsız ve tarafsız olmayan, yeterli hukuk bilgisinden yoksun, önyargılı ve peşin hükümlü, içinde yaşadığı toplumun yapısını ve değerlerini bilmeyen bir yargıç tarafından çözümlenmesini istemez. Aynı şekilde hiç kimse, tarafı olduğu bir davanın böyle bir avukat tarafından takip edilmesini de istemez.

Bu itibarla, sizlere, kendinizi hem mesleki bilgi yönünden hem de genel kültür yönünden donanımlı bir şekilde yetiştirmenizi, içinde yaşadığınız çağı ve toplumu iyi tanımanızı, mensubu olduğunuz milletin değerlerinin bilincinde olmanızı, evrensel hukuki değerleri öğrenmiş olarak mesleği icra etmenizi tavsiye ediyorum.

Sevgili genç meslektaşlarım;

Sizleri hukuk ve adalet camiasının yeni mensupları olmanız hasebiyle kutluyor, bundan sonraki  yaşamınızda başarılarınızın devamını diliyorum.