'Açılım tüm dünyayı etkiler'
Eski ABD Dışişleri Bakanı Powell, 'Demokratık Açılım'ın başarılı olacağına inandığını belirtirken "Eğer başarılı olursa sadece dünyanın bu kısmına değil, tamamına etki edecektir'' dedi.
Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD) tarafından düzenlenen ''Anneler Teröre Karşı'' konferansında bir konuşma yapan Powell, bir soru üzerine Türkiye'nin terörle mücadelesi ve yürütülen ''Demokratik Açılım'' sürecinin bölge açısından sonuçlarına ilişkin görüşlerini de aktardı.
Türkiye'nin bu konuda yıllardır yanında, PKK gibi terörist organizasyonların karşısında olduklarını ifade eden Powell, ''Hükümet'in yapmış olduğu şeyi destekliyorum. Sadece 'sert güç' kullanarak değil diğer yöntemleri, 'soft power' dediğimiz ılımlı yumuşak gücü de kullanarak bir yaklaşım belirledikleri için yanındayım'' dedi.
Bunun uzun zaman alacağını dile getiren Powell, Türk Hükümetine ve sürece katılan herkese destek verdiğini vurguladı.
Powell, ''Doğru araç kombinasyonları kullanılırsa başarılı olacağını düşünüyorum. Eğer başarılı olursa sadece dünyanın bu kısmına değil tamamına etki edecektir. Dünya çapında ekonomik durumu olumlu etkileyecektir. Kaynak dağılımı da bu şekilde etkilenecektir. Bu işin tarihi boyutu da var. Umalım ki başarılı olsun'' değerlendirmesinde bulundu.
Colin Powell, ''2003 yılında BM Güvenlik Konseyi toplantısında 'Irak'ta kitle imha silahları var' dediği'' hatırlatılarak yöneltilen bir soruyu cevaplandırırken o toplantıdan 3 ay önce istihbarat birimlerinin İngiltere ve diğer ülkelerden aldığı istihbaratla kendilerine Saddam Hüseyin'in kitle imha silahlarına sahip olduğundan kesinlikle emin olduklarını bildirdiklerini anlattı.
''Sonuçlarından emin olmadığı bu çatışmadan kaçınmayı çok istediğini'' ifade eden Powell, bunun akabinde düzenlenen kongrede Başkan ve diğer yetkililerle bu endişeyi paylaştıklarını dile getirdi.
Powell, ''Ama aslında istihbarat birimlerinin yanıldığını öğrendik. Kandırılmıştık ya da kendimizi kandırmıştık. Silahlar orada değildi. Bu sonuçtan her zaman pişmanlık duyuyorum. Bu bilgi yanlıştı, orada silah yoktu. Ve oradaki üs çatışma amaçlı değildi, ama bize söylenen bu şekilde. Böyle inanarak, istihbarat birimlerinin bize verdiği doğrultuda hareket ettik'' diye konuştu.
Colin Powell'ın konuşmasını AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdulkadir Aksu da dinledi. Aksu, Powell'ın ''Demokratik Açılım''a ilişkin değerlendirmesiyle ilgili görüşlerinin sorulması üzerine, ''Bu çok önemli. 'Doğru' diyorum. Çünkü gerçekten Demokratik Açılım sürecimiz Türkiye için önemli bir olay, umuyorum ki başarıya da ulaşacağız'' dedi.
Eski ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, ''Savaştan ve şiddetin her türünden nefret ediyorum'' dedi.
Powell, Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD) tarafından düzenlenen ''Anneler Teröre Karşı'' konferansında yaptığı konuşmada, Türkiye ile güçlü ilişkilere sahip olduklarını, NATO'daki görevi dolayısıyla Türk halkını yakından tanıma fırsatı bulduğunu anlattı.
Colin Powell, Türkiye ile ''Soğuk Savaş''ın ilk yıllarından itibaren kurdukları ilişkiler ve Sovyetler Birliği'nin yıkılmasıyla Avrasya bölgesinde hakimiyetin desteklenmesini sağladıklarını dile getirdi.
Türkiye ile Kore Savaşı'nda ve NATO'da beraber çalışıldığını söyleyen Powell, ''Müttefikiz ve aynı çabalar içinde çalışıyoruz'' şeklinde konuştu.
''Demir Perde''nin kalkmasına rağmen ülkelerin hala NATO'ya üye olmasının sebeplerine değinen Powell, NATO'nun gelecek garantisi ve daha demokratik bir dünyada yaşama garantisi verdiğini dile getirdi.
Türkiye ile anlaşmazlıkların da yaşandığını, 2003'te Irak Savaşı başladığında yaşanan uyuşmazlık ile Türkiye'nin demokrasinin egemen ve kendi tercihlerini yapan bir ülke olduğunu gördüğünü ifade eden Powell, ''Tüm hayal kırıklıklarına rağmen Türkiye ile ABD'yi bir arada tutan bağlar çok güçlüydü, dost kalacağımızı garanti ediyordu. Bütün hayal kırıklığına rağmen Türkiye ile dostluğumuz bozulmayacaktı'' diye konuştu.
ABD Başkanı Obama ve Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın Türkiye'nin aslında AB'ye dahil edilmesi gerektiğini düşündüğünü belirten Powell, ''Bir şekilde bunun gerçekleşeceğini umuyoruz'' dedi.
Powell, Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokolle bölgede son yıllarda yaşanan çatışmaların da çözüleceğini düşündüğünü ifad etti.
-SAVAŞTAN NEFRET EDİYORUM-
Asker kökenli birinin şiddet konusunda yorum yapmasının ilginç olabileceğini söyleyen Powell, asker olarak bir çok savaşa katıldığını ve yönettiğini, sonuçlarına ve toplumların nasıl zarar gördüğüne tanık olduğunu anlattı.
Powell, ''Bu sebeple savaştan ve şiddetin her türünden nefret ediyorum. Ben aslında savaşa karşı isteksiz bir generaldim, adım böyle anılmaya başlamıştı. Bu da hoşuma gitmişti'' dedi.
Kendisine 2003'te Davos'ta bir konferansta, Irak'ta beklenen krizde politik güç ve diplomasi kullanılmasının daha iyi olup olmadığının sorulduğunu anlatan Powell, savaşmak yerine yumuşak güç yani politika yoluyla sorunların çözülmesini tercih edeceğini söylediğini anlattı.
Powell, ''Ama her zaman ılımlı güç kullanmak mümkün değil. Geçmişe baktığımızda ABD ve Türkiye'nin de bağımsızlığını kazandıran aslında birebir savaş oldu. Yani sert güç kullanıldı. Avrupa'nın liberasyonunda da buna rastlandı. Hitler örneğinde de buna rastlandı'' ifadelerini kullandı.
ABD'nin Irak'a müdahalesinin ardından barışı getirmeyi amaçladığını ve ülkede barışı kurmaya, demokrasiyi getirmeye çalıştığını dile getiren Powell, bu ülkelerde egemenlik iddiasında olmadığını söyledi.
-''SAVAŞ SONUÇTA CEHENNEM DEMEKTİR''-
Savaş zamanlarında askerlerin de cinsel istismar, tecavüz, taciz gibi suçları işlediklerini anlatan Powell, ''Savaş sonuçta cehennem demektir'' değerlendirmesinde bulundu.
Şiddetin sadece terör ve savaşın ürünü olmadığını belirten Powell, ABD'de de yıllardır demokrasiyle yönetilmesine rağmen kadına yönelik şiddet vakalarının görüldüğünü anlattı.
Kadınların desteklenmesi ve öncelikle aileleri tarafından bu istismarlardan korunması, eğitim ve ekonomik düzeylerinin yükseltilmesi gerektiğini kaydeden Powell, ''Biz aslında kadınlara değil, bütün insanlara yapılan şiddete karşıyız'' dedi.
''Bütün çocuklar eşit doğar önemli olan çocukların nasıl yetiştirildiğidir'' diye konuşan Powell, çocukların yetişkinlere ihtiyaç duyduğunu, bunu bulamadıkları takdirde bu yetişkini sokakta bulacaklarına dikkati çekti.
Baba ve annenin bir arada olarak bu soruna çözüm üretmesi gerektiğini dile getiren Powell, şiddetin sadece savaşların ve terörün sonucu olmadığını, toplumu oluşturan insanların mevcut kurallara uymamasından kaynaklandığını söyledi.
Powell'a, konuşmasının ardından TİKAD Başkanı Nilüfer Bulut tarafından çini porselen tabak hediye edildi.
Türkiye'nin bu konuda yıllardır yanında, PKK gibi terörist organizasyonların karşısında olduklarını ifade eden Powell, ''Hükümet'in yapmış olduğu şeyi destekliyorum. Sadece 'sert güç' kullanarak değil diğer yöntemleri, 'soft power' dediğimiz ılımlı yumuşak gücü de kullanarak bir yaklaşım belirledikleri için yanındayım'' dedi.
Bunun uzun zaman alacağını dile getiren Powell, Türk Hükümetine ve sürece katılan herkese destek verdiğini vurguladı.
Powell, ''Doğru araç kombinasyonları kullanılırsa başarılı olacağını düşünüyorum. Eğer başarılı olursa sadece dünyanın bu kısmına değil tamamına etki edecektir. Dünya çapında ekonomik durumu olumlu etkileyecektir. Kaynak dağılımı da bu şekilde etkilenecektir. Bu işin tarihi boyutu da var. Umalım ki başarılı olsun'' değerlendirmesinde bulundu.
Colin Powell, ''2003 yılında BM Güvenlik Konseyi toplantısında 'Irak'ta kitle imha silahları var' dediği'' hatırlatılarak yöneltilen bir soruyu cevaplandırırken o toplantıdan 3 ay önce istihbarat birimlerinin İngiltere ve diğer ülkelerden aldığı istihbaratla kendilerine Saddam Hüseyin'in kitle imha silahlarına sahip olduğundan kesinlikle emin olduklarını bildirdiklerini anlattı.
''Sonuçlarından emin olmadığı bu çatışmadan kaçınmayı çok istediğini'' ifade eden Powell, bunun akabinde düzenlenen kongrede Başkan ve diğer yetkililerle bu endişeyi paylaştıklarını dile getirdi.
Powell, ''Ama aslında istihbarat birimlerinin yanıldığını öğrendik. Kandırılmıştık ya da kendimizi kandırmıştık. Silahlar orada değildi. Bu sonuçtan her zaman pişmanlık duyuyorum. Bu bilgi yanlıştı, orada silah yoktu. Ve oradaki üs çatışma amaçlı değildi, ama bize söylenen bu şekilde. Böyle inanarak, istihbarat birimlerinin bize verdiği doğrultuda hareket ettik'' diye konuştu.
Colin Powell'ın konuşmasını AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdulkadir Aksu da dinledi. Aksu, Powell'ın ''Demokratik Açılım''a ilişkin değerlendirmesiyle ilgili görüşlerinin sorulması üzerine, ''Bu çok önemli. 'Doğru' diyorum. Çünkü gerçekten Demokratik Açılım sürecimiz Türkiye için önemli bir olay, umuyorum ki başarıya da ulaşacağız'' dedi.
Eski ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, ''Savaştan ve şiddetin her türünden nefret ediyorum'' dedi.
Powell, Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD) tarafından düzenlenen ''Anneler Teröre Karşı'' konferansında yaptığı konuşmada, Türkiye ile güçlü ilişkilere sahip olduklarını, NATO'daki görevi dolayısıyla Türk halkını yakından tanıma fırsatı bulduğunu anlattı.
Colin Powell, Türkiye ile ''Soğuk Savaş''ın ilk yıllarından itibaren kurdukları ilişkiler ve Sovyetler Birliği'nin yıkılmasıyla Avrasya bölgesinde hakimiyetin desteklenmesini sağladıklarını dile getirdi.
Türkiye ile Kore Savaşı'nda ve NATO'da beraber çalışıldığını söyleyen Powell, ''Müttefikiz ve aynı çabalar içinde çalışıyoruz'' şeklinde konuştu.
''Demir Perde''nin kalkmasına rağmen ülkelerin hala NATO'ya üye olmasının sebeplerine değinen Powell, NATO'nun gelecek garantisi ve daha demokratik bir dünyada yaşama garantisi verdiğini dile getirdi.
Türkiye ile anlaşmazlıkların da yaşandığını, 2003'te Irak Savaşı başladığında yaşanan uyuşmazlık ile Türkiye'nin demokrasinin egemen ve kendi tercihlerini yapan bir ülke olduğunu gördüğünü ifade eden Powell, ''Tüm hayal kırıklıklarına rağmen Türkiye ile ABD'yi bir arada tutan bağlar çok güçlüydü, dost kalacağımızı garanti ediyordu. Bütün hayal kırıklığına rağmen Türkiye ile dostluğumuz bozulmayacaktı'' diye konuştu.
ABD Başkanı Obama ve Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın Türkiye'nin aslında AB'ye dahil edilmesi gerektiğini düşündüğünü belirten Powell, ''Bir şekilde bunun gerçekleşeceğini umuyoruz'' dedi.
Powell, Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokolle bölgede son yıllarda yaşanan çatışmaların da çözüleceğini düşündüğünü ifad etti.
-SAVAŞTAN NEFRET EDİYORUM-
Asker kökenli birinin şiddet konusunda yorum yapmasının ilginç olabileceğini söyleyen Powell, asker olarak bir çok savaşa katıldığını ve yönettiğini, sonuçlarına ve toplumların nasıl zarar gördüğüne tanık olduğunu anlattı.
Powell, ''Bu sebeple savaştan ve şiddetin her türünden nefret ediyorum. Ben aslında savaşa karşı isteksiz bir generaldim, adım böyle anılmaya başlamıştı. Bu da hoşuma gitmişti'' dedi.
Kendisine 2003'te Davos'ta bir konferansta, Irak'ta beklenen krizde politik güç ve diplomasi kullanılmasının daha iyi olup olmadığının sorulduğunu anlatan Powell, savaşmak yerine yumuşak güç yani politika yoluyla sorunların çözülmesini tercih edeceğini söylediğini anlattı.
Powell, ''Ama her zaman ılımlı güç kullanmak mümkün değil. Geçmişe baktığımızda ABD ve Türkiye'nin de bağımsızlığını kazandıran aslında birebir savaş oldu. Yani sert güç kullanıldı. Avrupa'nın liberasyonunda da buna rastlandı. Hitler örneğinde de buna rastlandı'' ifadelerini kullandı.
ABD'nin Irak'a müdahalesinin ardından barışı getirmeyi amaçladığını ve ülkede barışı kurmaya, demokrasiyi getirmeye çalıştığını dile getiren Powell, bu ülkelerde egemenlik iddiasında olmadığını söyledi.
-''SAVAŞ SONUÇTA CEHENNEM DEMEKTİR''-
Savaş zamanlarında askerlerin de cinsel istismar, tecavüz, taciz gibi suçları işlediklerini anlatan Powell, ''Savaş sonuçta cehennem demektir'' değerlendirmesinde bulundu.
Şiddetin sadece terör ve savaşın ürünü olmadığını belirten Powell, ABD'de de yıllardır demokrasiyle yönetilmesine rağmen kadına yönelik şiddet vakalarının görüldüğünü anlattı.
Kadınların desteklenmesi ve öncelikle aileleri tarafından bu istismarlardan korunması, eğitim ve ekonomik düzeylerinin yükseltilmesi gerektiğini kaydeden Powell, ''Biz aslında kadınlara değil, bütün insanlara yapılan şiddete karşıyız'' dedi.
''Bütün çocuklar eşit doğar önemli olan çocukların nasıl yetiştirildiğidir'' diye konuşan Powell, çocukların yetişkinlere ihtiyaç duyduğunu, bunu bulamadıkları takdirde bu yetişkini sokakta bulacaklarına dikkati çekti.
Baba ve annenin bir arada olarak bu soruna çözüm üretmesi gerektiğini dile getiren Powell, şiddetin sadece savaşların ve terörün sonucu olmadığını, toplumu oluşturan insanların mevcut kurallara uymamasından kaynaklandığını söyledi.
Powell'a, konuşmasının ardından TİKAD Başkanı Nilüfer Bulut tarafından çini porselen tabak hediye edildi.