ABD'den İranlı Muhaliflarar açık destek

ABD'den İranlı Muhaliflarar açık destek

Tunus ve Mısır'ın ardfından İran'da da sular ısınmaya başladı. Tahran'da muhalifler sokaklara çıktı. ABD, sokağa çıkan muhaliflere ilk kez açıktan destek verdi. Destek dünya basınında geniş yer buldu.

ABD'nin 2009 yılındaki olaylarda İranlı protestocuların yanında görünmemeye çalışırken, Mısır ve Tunus'taki olayların ardından İran'daki göstericilere "açık destek" vermesiyle İranlı protestoculara yönelik söylemlerini değiştirmeye başladığı şeklinde yorumlanıyor.

Mısır'da büyük protestolarla gelen devrimin etkisiyle Tahran'da sokağa çıkan muhaliflerin gösterilerinin yasaklanması, ABD'de büyük tepki toplarken, Barack Obama yönetiminden gelen açıklamalar, ABD yönetiminin İran'daki protestolara yönelik önceki söylemlerinde değişikliğe gittiği değerlendirmelerine neden oldu.

"2009 yılındaki protestoların ABD desteğinde olduğunun gösterilmemesi için protestocuların yanında görünmemeye çalıştığı" belirtilen ABD'nin, Mısır ve Tunus'taki olayların ardından İran'daki protestoculara da "desteğini açık biçimde göstermeye başladığı" ifade ediliyor.

Bunun yanında, ABD yönetiminin İran'daki protestoları yakından takip ettiği ve son protestoların ivme kazanıp kazanmayacağını değerlendirmeye çalıştığı da kaydediliyor. ABD Dışişleri Bakanlığının Farsça Twitter sayfası açması da ABD'nin gelişmeleri daha yakından takip etmek ve İran halkıyla daha çok iletişime geçmek istediğini gösteriyor.

Nitekim, İran halkının da Mısır'dakiler gibi fikirlerini ve şikayetlerini ifade etme hakkına sahip olduğunu vurgulayan ABD Başkanı Barack Obama, İran'ı, protestoculara "silah, dayak ve tutuklama" ile karşılık verdiği şeklinde sert sözlerle eleştirmişti.

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton da Obama ile benzer olarak İran sokaklarında protestocuların Mısır'dakiler gibi aynı fırsatlara sahip olması gerektiğini söylemişti.

-"ABD İLK KEZ İRANLI PROTESTOCULARIN YANINDA YER ALDI"-

Washington Post gazetesi, Amerikan yönetiminin İran'daki protestoculara yönelik bu desteğinin bir değişime işaret ettiğini yazdı. Gazete, "ABD yönetiminin daha önce protestoculara desteğinin geri tepebileceğine yönelik endişeden dolayı, İranlı muhaliflere doğrudan destek vermekten kaçındığını" belirtti.

PBS televizyonu da ABD yönetiminin "ilk kez İran'da protestocuların tarafında yer aldığını" ifade ederek, "Obama yönetimi, Mısır ve Tunus'taki isyanlardan bu yana İran'a yönelik, artan bir şekilde sözünü sakınmadan konuşur hale geldi" ifadesini kullandı ve yönetimin İran'daki 2009 yılındaki protestolara yönelik kullandığı tona göre, söylemlerinde önemli değişim olduğu yorumunda bulundu.

-"İRAN'DAKİLERE DE MISIR'DAKİ PROTESTOLARA YAKLAŞTIĞI GİBİ İHTİYATLI YAKLAŞMALI"-

George Bush'un başkanlığı döneminde Dışişleri Bakanlığında İran ile ilişkilerle ilgili danışmanlık yapan Suzanne Maloney ise Mısır'daki olayların, "Batının olaylara müdahale ettiği algısının, rejim değişikliğine yardımdan çok engel olabildiğini gösterdiği" yorumunda bulunarak, ABD yönetiminin İran'daki protestolara da Mısır'daki yaklaşımı gibi ihtiyatlı yaklaşmasını tavsiye etti.

Brookings Enstitüsü uzmanlarından Shibley Telhami de kaleme aldığı yazıda, ABD'nin İran, Küba ve Kuzey Kore gibi ülkelerdeki rejimleri uluslararası siyasetten izole etmeye çalışmasının, bu rejimlerin ömürlerini uzatma ihtimali taşığını savundu. Telhami, birçok kişinin ABD'nin Ortadoğu'ya yönelik politikasında önceliğin demokrasinin ilerlemesi değil, petrolü kontrol etme ve İsrail'i koruma olduğu görüşünü taşıdığını, bölgede ABD'ye duyulan öfkenin kısmen "baskıcı rejimleri desteklemesinden" kaynaklandığını ifade etti.

Bölgede "hükümetlerin de muhaliflerinin gücünü sınırlamak için 'ABD emperyalizmi' korkusundan yararlandığını, İran rejiminin de on yıllardır bu korkuyu kullandığını" söyleyen Telhami, bu nedenle ABD'nin yıllardır tanımladığı stratejik önceliklerinin takibinin, Ortadoğu'da reform için doğal bir şekilde içten gelen eylemlerin yavaşlaması sonucunu doğurduğunu belirtti.

-"ABD'NİN UMUDU, YENİ DOMİNO TAŞININ İRAN OLMASI"-

Time dergisinde Tony Karon imzasıyla yayımlanan yazıda, "Obama yönetimi, İran'ın demokratik isyana yenik düşecek bir sonraki domino taşı olmasını ümit ederken, İran ise yeni domino taşının Körfez'de ABD'nin donanma üssünün bulunduğu Bahreyn olmasını tercih eder" ifadesi kullanıldı.

CNN'e konuşan Carnegie Endowment for International Peace uzmanı Karim Sadjadpour ise ABD her ne kadar sert şekilde tepki gösterse de İran'ın ABD'nin uzun vadeli müttefiki Mısır'ın aksine, ABD'nin baskısına karşı daha az kırılgan olduğunu söyledi.

Tunus ve Mısır'da yaşanan devrimlerin diğer Ortadoğu ülkelerini nasıl etkileyeceği soruları arasında, ABD'de ilk merak edilen ülkelerden biri İran... ABD, her ne kadar uzun yıllardır "düşmanı" olan İran'ın bölgede yeni oluşan dalgadan etkilenecek "bir sonraki domino taşı" olmasını istese de, İran'daki protestoların Mısır'dakiler kadar etkili olup olmayacağı konusunda temkinli öngörülerde bulunuluyor.

Time dergisinde çıkan yazıda, "İran'daki muhalif Yeşiller Hareketi'nin komşudaki demokratik isyanı bir işaret gibi alarak, kamu önünde yeniden belirmeye ve varlığını hissettirmeye çalıştığı" kaydedildi. Ancak, "İran'da, geniş çapta şiddet içermeyen bu protestoların Mısır'dan farklı olarak uluslararası serzenişlere kulak asmayan ve bunları bastırmak için güç kullanmak isteyen hükümet üzerinde sınırlı etki yarattığı" ifade edilen yazıda, hareketin amaçlarını tanımlama problemi yaşadığı yorumunda da bulunuldu.

Yazıda, "İran İslam Cumhuriyeti'nin siyasi elitlerini selamlayan Mir Hüseyin Musevi ve Mehdi Kerrubi gibi muhalif liderlerin, var olan sistemi kaldırmak yerine reformdan geçirmekten söz ettikleri" anımsatılarak, bunun "popüler, ama hareketin içindeki orta sınıftan birçok kişinin hayatını riske atabileceği kadar büyük bir amaç olmadığı" değerlendirmesinde bulunuldu. Yazıda, bu durumun muhalifler arasında ayrılık da yaratacağı ve yine İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın işine yarayacağı görüşü dile getirildi.

Time'ın yazısında, Mısır ve İran'ın siyasi kaderinde belirleyici rolü, geçim derdindeki sınıfın oynayabileceği belirtildi. Özellikle yaptırımlardan sonra hayat şartlarının zorlaşmasının işçi sınıfını rejime karşı sokaklara çıkmaya daha eğilimli hale getirebileceği ifade edilen yazıda, "o zaman Mısır'da olduğu gibi, İran'in siyasi hesaplarının değişebileceği" yorumunda bulunuldu.

Yazıda, "Obama yönetimi, İran'ın demokratik isyana yenik düşecek bir sonraki domino taşı olmasını ümit ederken, İran da yeni domino taşının Körfez'de ABD'nin donanma üssünün bulunduğu Bahreyn olmasını tercih eder" ifadesi kullanıldı.

-"İRAN'DAKİ DURUM DAHA DENGESİZ, ÖNGÖRÜLEMEZ VE TEHLİKELİ"-

Politico dergisinde, Abby Phillip imzalı yazıda da Obama'nin Ortadoğu'ya yönelik dış politikasına dair Mısır'dan sonra ikinci testin Tahran sokaklarında ortaya çıktığı yorumunda bulunuldu.

Mübarek'in aksine İran'ın ABD'nin düşmanı olduğu ve bunun ABD'nin konuya yönelik açıklamalarının etkisini azalttığı belirtilen yazıda, "Diplomatik ilişkilerin yokluğu, medya üzerindeki tam baskıyla birleştiğinde, İran'daki durumu daha dengesiz, öngörülemez ve hatta potansiyel olarak daha tehlikeli kılıyor" görüşü dile getirildi.

Yazıda, siyasi gözlemcilerin Ahmedinejad rejiminin muhalefetten gelen tehditlere hızlı bir şekilde karşılık vermeye hazırlandığı görüşünde olduğu belirtilerek, Mısır'da ortaya çıkan sürpriz duruma karşın İran'daki karışıklığın bir yıldan uzun süredir "iltihaplandığı" ifade edildi.

Derginin yazısında, ayrıca İran rejiminin 2009 seçimlerinden sonraki protestolar ve Mısır'da olanlardan ders aldığı, bunun hükümeti, karşıtlara yönelik "daha sistematik ve dizginlenemez sıkı tedbirler" almasına yönlendirmiş olabileceği kaydedildi.

-"İRAN'DAKİ PROTESTOLAR BUZ DAĞININ SADECE GÖRÜNEN KISMI"-

CNN'e konuşan Washington Enstitüsü uzmanı David Pollock, İran'daki protestoların devam edeceği öngörüsünde bulundu. Tahran'daki protestoların "buzdağının sadece görünen kısmı" olduğunu savunan Pollock, "Bu protestolar, muhalifler ile rejim arasında uzun süredir devam eden kedi-fare oyununun gölgesi olabilir" dedi. Pollock, bununla birlikte yakın zamanda bölgede başka bir hükümetin düşmesini öngörmediğini kaydetti.

Carnegie Endowment for International Peace uzmanı Karim Sadjadpour de aynı kanalda, İran'da yaşanan protestoların medyaya yönelik kısıtlamalar nedeniyle Mısır'da olduğu gibi dünya tarafından izlenemediğine dikkati çekti.

Bunun yanında İran'daki muhaliflerin liderleri olduğunu, ama açık ve ortak amaçları bulunmadığını ifade eden Sadjadpour, yaşlı muhalif liderlerin İslam Cumhuriyeti'nde reform isterken, gençlerin sistemin tamamen değişmesinden yana olduğu düşüncesini dile getirdi.

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :