ABD'deki üniversitelerde Siyonizm baskısı
ABD’li profesörler Siyonizm’in akademik kurumları kontrol etmesine karşı mücadele veriyor. ABD yönetimi Tarık Ramazan'ın yasadışı olarak ülkeden sınırdışı etti.
Amerika’da önde gelen bir insan hakları grubu İsviçre’li Müslüman bir profesörün davasını temyize götürerek Barack Obama yönetimini Tarık Ramazan gibi yabancı âlimleri politik görüşlerinden dolayı ABD’ye almamakla suçladı.
Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği hükümetin Ramazan’ı sınırdışı etmesinin yasadışı olduğunu savundu ve Ramazan’ın ABD’nin dış politikasını eleştirmekten başka bir şey yapmadığını açıkladılar. ABD’li akademisyenler eğitim kurumlarında artan Siyonist kontrolün zararlı etkilerinden ve akademik özgürlüğü kısıtladığından endişe ediyorlar.
İnsan hakları örgütleri yeni ABD yönetimnden eski yönetimin zıttına bazı uygulamalar beklediklerinini açıklayarak başkan Obama’dan sadeve politik duruşlarını baz alarak yabancıların vize almasını engellemekten vazgeçmesini istediler.
76 insan hakları örgütünün oluşturduğu bir koalisyon Indiana’da Notre Dame Universitesinde görev alacak olan Tarık Ramazan’ın kendisine vize verilmemesi sebebiyle ülkeye gelememesini eleştirdi.
Grup Obama yönetimine yazdıkları mektupta bu tür uygulamalardan dolayı bir çok entelektüelin ABD üniversitrelerine giremediğini, bir çok konferans ve konuşma yapacak akademisyenin engellendiğini savundu.
Mektupta "Kendisine yasak konulan bu kişilerin çoğu sırf ABD dış politikasını yüksek sesle eleştirdiği için bu engellemelere maruz kaldı” denildi.
Tarık Ramazan’ın davası ABD genelinde akademik özgürlüğün altının oyulması ve bilim adamlarında yeni bir korku atmosferinin oluşmasına sebep olabilir.
Siyonizmin gücü
Amerikan profesörü Joel Kovel geçen ay Bard Koleji’ndeki 21 yıllık kariyerinden sonra görevini kaybeden ve mağdur olan son Siyonizm karşıtı akademisyen olmuştu.
Siyonizmi Yenmek isimli kitabın yazarı olan Kovel işten ayrılmasının temel nedeninin kendisinin Siyonizm hakkındaki düşünceleriyle Bard Koleji yönetiminin düşüncelerinin uyuşmaması olduğunu açıklamıştı.
Kovel El yaptığı açıklamada “Beni daha fazla orda tutmayacakları açıktı. Çünkü ben ABD’de siyonizme karşı eleştiri noktasında bütün sınırları aşmıştım” diye konuştu.
Çok sayıda bilim adamı Siyonist lobinin yarattığı korku atmosferinin dünyada İsrail’in yaptığı zulümlerin konuşulmasını ve ortaya konulmasını engellediğini düşünüyor.
California Devlet Üniversitesi Siyaset Bilimi dalı profesörü Esad Ebu Halil, Timetürk'e “İsrail’in işlediği savaş suçlarını destekleme konusunda oldukça özgürsünüz ama Filistinlilerin Gazze saldırılarında yaşadıklarına gelince bu özgürlük ortadan kalkıyor” açıklamasında bulundu.
"İsrail’in Siyonist dogmatik emellerini savunmak için genel olarak olumlu bir hava var" diyen Esad sözlerini şöyle sürdürdü “Ancak Filistin’i savunanlar için bu hiç de böyle değil. İnsanlar İsrail’in işlediği cürümlere odaklandıkları an okul idarelerine aşırı baskılar başlıyor ve bu sesler susturuluyor. ABD’de akademik özgürlük adil bir şekilde dağıtılmamış. Üniversite kampüslerinde çok adaletsiz bir sistem var.”
Chapman Üniversitesi'nde siyasal bilim ve uluslararası çalışmalar yapan Doç. Nubar Hovsepian, “Her ne kadar Siyonist loby üniversitelerde güçlü olsa da bu sıralarda iyice köşeye sıkıştırıldıkları söylenebilir." dedi
Hovsepian yaptığı açıklamada "İsrail lobisi ve Siyonistler entelektüel savaşı kaybediyor. Çünkü onlar Joel Kovel veya Norman Finkelstein gibi zayıf bağları olan kişileri vuruyorlar. Ve çok kirli bir siyaset ve manipülasyon uyguluyorlar.
Finkelstein, DePaul üniversitesinden Harvard hukuk profesörü Alan Dershowitz’in yaptığı bütün mücadelelere rağmen istifa etmek zorunda kaldı.
Finkelstein, DePaul üniveristesinin bütün standartlarına uyduğunu ancak bunun İsrail- Filistin çatışması üzerine yaptığı konuşmalar nedeniyle kendisine yönelik sürdürülen acımasız muhalefetle başa çıkmaya yetmediğini söyledi.
Terfi ve konuşma özgürlüğü
Hem AbuKhalil hem de Hovsepian genç öğretim üyeleri için açık konuşmak ve fikirlerini ifade etmenin çok zor olduğunu, bu sebeple bir çok genç öğretim üyesinin fikirlerini açıkça söyleyebilmek için terfi etmeyi beklediklerini söylediler.
Abu Khalil Siyonizm ve İsrail’i eleştirenlere uygulanan taktiğin sadece belirli profesörleri hedef almakla kalmadığını aynı zamanda kendilerine bütün ülkede sindirileceklerini ve hayatın onlara dar edileceği yönünde mesajlar da gönderildiğini belirtti.
Kolombiya Üniversitesi'nde yetki sahibi bir profesör olan Hamit Dabashi, sadece terfi olmayı bekleyen öğretim görevlilerinin değil, bir çok profesörün bile İsral’i eleştirdikleri zaman büyük bir tehlike içinde olduklarını, kişisel olarak hedef seçildiklerine ve konumlarının tehlikede olduğuna dikkat çekiyor.
Adaletsizlikle mücadele
Finkelstein veya Joseph Massad gibi bir çok akademisyen için hak mücadelesi ise neredeyse imkansız. Bu akademisyenler için İsrail’i eleştirdikleri veya Filistini savundukları sebebiyler işlkerinden atıldıklarını ispat etmek neredeyse imkansız.
Ama Kovel’e göre yaptıkları türden protestoların ve eleştirilerin her ne kadar rüzgarla savaşmak gibi olsa da önemlidir. O bütün dünyanın Siyonizm ile ve ABD’nin akademik kurumları ile alakalı ciddi sorunlardan haberdar olmasının ve bunların değiştirilmesi gerektiğinin bildinmesi gerektiğini söylüyor.
Dabashi, bu adaletsizliklerle mücadele etmenin bir yolunun olmadığını tek çözümün bütün profesörlerin yüksek sesle eleştrilerini dile getirmeleri olduğunu söylüyor. Siyonizm’e ve ABD dış politikasının uyguladığı zulümlere karşı konuşan herkese destek verdiklerini vurgulayan Dabashi, "ama savunmasızız. Bu savunmasız konumumuz susacağımız anlamına gelmez tam tersine daha yüksek sesle düşüncelerimizi açıklayacağız" diye konuştu.
Hovsepian ise, profesörlerin seslerini yükseltmeleri ve bir üslup oluşturmalarını başlıbaşına bir başarı olarak gördüklerini belirterek, "Evet, hepimiz saldırıya uğruyoruz. Fakat eğer bir insan adaleti savunmak istiyorsa mücadele etmelidir. Eskiden hiçbirimiz mücadele etmeyi bilmiyorduk. Şimdi ise bunu biliyoruz. Bu bir başarıdır”
Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği hükümetin Ramazan’ı sınırdışı etmesinin yasadışı olduğunu savundu ve Ramazan’ın ABD’nin dış politikasını eleştirmekten başka bir şey yapmadığını açıkladılar. ABD’li akademisyenler eğitim kurumlarında artan Siyonist kontrolün zararlı etkilerinden ve akademik özgürlüğü kısıtladığından endişe ediyorlar.
İnsan hakları örgütleri yeni ABD yönetimnden eski yönetimin zıttına bazı uygulamalar beklediklerinini açıklayarak başkan Obama’dan sadeve politik duruşlarını baz alarak yabancıların vize almasını engellemekten vazgeçmesini istediler.
76 insan hakları örgütünün oluşturduğu bir koalisyon Indiana’da Notre Dame Universitesinde görev alacak olan Tarık Ramazan’ın kendisine vize verilmemesi sebebiyle ülkeye gelememesini eleştirdi.
Grup Obama yönetimine yazdıkları mektupta bu tür uygulamalardan dolayı bir çok entelektüelin ABD üniversitrelerine giremediğini, bir çok konferans ve konuşma yapacak akademisyenin engellendiğini savundu.
Mektupta "Kendisine yasak konulan bu kişilerin çoğu sırf ABD dış politikasını yüksek sesle eleştirdiği için bu engellemelere maruz kaldı” denildi.
Tarık Ramazan’ın davası ABD genelinde akademik özgürlüğün altının oyulması ve bilim adamlarında yeni bir korku atmosferinin oluşmasına sebep olabilir.
Siyonizmin gücü
Amerikan profesörü Joel Kovel geçen ay Bard Koleji’ndeki 21 yıllık kariyerinden sonra görevini kaybeden ve mağdur olan son Siyonizm karşıtı akademisyen olmuştu.
Siyonizmi Yenmek isimli kitabın yazarı olan Kovel işten ayrılmasının temel nedeninin kendisinin Siyonizm hakkındaki düşünceleriyle Bard Koleji yönetiminin düşüncelerinin uyuşmaması olduğunu açıklamıştı.
Kovel El yaptığı açıklamada “Beni daha fazla orda tutmayacakları açıktı. Çünkü ben ABD’de siyonizme karşı eleştiri noktasında bütün sınırları aşmıştım” diye konuştu.
Çok sayıda bilim adamı Siyonist lobinin yarattığı korku atmosferinin dünyada İsrail’in yaptığı zulümlerin konuşulmasını ve ortaya konulmasını engellediğini düşünüyor.
California Devlet Üniversitesi Siyaset Bilimi dalı profesörü Esad Ebu Halil, Timetürk'e “İsrail’in işlediği savaş suçlarını destekleme konusunda oldukça özgürsünüz ama Filistinlilerin Gazze saldırılarında yaşadıklarına gelince bu özgürlük ortadan kalkıyor” açıklamasında bulundu.
"İsrail’in Siyonist dogmatik emellerini savunmak için genel olarak olumlu bir hava var" diyen Esad sözlerini şöyle sürdürdü “Ancak Filistin’i savunanlar için bu hiç de böyle değil. İnsanlar İsrail’in işlediği cürümlere odaklandıkları an okul idarelerine aşırı baskılar başlıyor ve bu sesler susturuluyor. ABD’de akademik özgürlük adil bir şekilde dağıtılmamış. Üniversite kampüslerinde çok adaletsiz bir sistem var.”
Chapman Üniversitesi'nde siyasal bilim ve uluslararası çalışmalar yapan Doç. Nubar Hovsepian, “Her ne kadar Siyonist loby üniversitelerde güçlü olsa da bu sıralarda iyice köşeye sıkıştırıldıkları söylenebilir." dedi
Hovsepian yaptığı açıklamada "İsrail lobisi ve Siyonistler entelektüel savaşı kaybediyor. Çünkü onlar Joel Kovel veya Norman Finkelstein gibi zayıf bağları olan kişileri vuruyorlar. Ve çok kirli bir siyaset ve manipülasyon uyguluyorlar.
Finkelstein, DePaul üniversitesinden Harvard hukuk profesörü Alan Dershowitz’in yaptığı bütün mücadelelere rağmen istifa etmek zorunda kaldı.
Finkelstein, DePaul üniveristesinin bütün standartlarına uyduğunu ancak bunun İsrail- Filistin çatışması üzerine yaptığı konuşmalar nedeniyle kendisine yönelik sürdürülen acımasız muhalefetle başa çıkmaya yetmediğini söyledi.
Terfi ve konuşma özgürlüğü
Hem AbuKhalil hem de Hovsepian genç öğretim üyeleri için açık konuşmak ve fikirlerini ifade etmenin çok zor olduğunu, bu sebeple bir çok genç öğretim üyesinin fikirlerini açıkça söyleyebilmek için terfi etmeyi beklediklerini söylediler.
Abu Khalil Siyonizm ve İsrail’i eleştirenlere uygulanan taktiğin sadece belirli profesörleri hedef almakla kalmadığını aynı zamanda kendilerine bütün ülkede sindirileceklerini ve hayatın onlara dar edileceği yönünde mesajlar da gönderildiğini belirtti.
Kolombiya Üniversitesi'nde yetki sahibi bir profesör olan Hamit Dabashi, sadece terfi olmayı bekleyen öğretim görevlilerinin değil, bir çok profesörün bile İsral’i eleştirdikleri zaman büyük bir tehlike içinde olduklarını, kişisel olarak hedef seçildiklerine ve konumlarının tehlikede olduğuna dikkat çekiyor.
Adaletsizlikle mücadele
Finkelstein veya Joseph Massad gibi bir çok akademisyen için hak mücadelesi ise neredeyse imkansız. Bu akademisyenler için İsrail’i eleştirdikleri veya Filistini savundukları sebebiyler işlkerinden atıldıklarını ispat etmek neredeyse imkansız.
Ama Kovel’e göre yaptıkları türden protestoların ve eleştirilerin her ne kadar rüzgarla savaşmak gibi olsa da önemlidir. O bütün dünyanın Siyonizm ile ve ABD’nin akademik kurumları ile alakalı ciddi sorunlardan haberdar olmasının ve bunların değiştirilmesi gerektiğinin bildinmesi gerektiğini söylüyor.
Dabashi, bu adaletsizliklerle mücadele etmenin bir yolunun olmadığını tek çözümün bütün profesörlerin yüksek sesle eleştrilerini dile getirmeleri olduğunu söylüyor. Siyonizm’e ve ABD dış politikasının uyguladığı zulümlere karşı konuşan herkese destek verdiklerini vurgulayan Dabashi, "ama savunmasızız. Bu savunmasız konumumuz susacağımız anlamına gelmez tam tersine daha yüksek sesle düşüncelerimizi açıklayacağız" diye konuştu.
Hovsepian ise, profesörlerin seslerini yükseltmeleri ve bir üslup oluşturmalarını başlıbaşına bir başarı olarak gördüklerini belirterek, "Evet, hepimiz saldırıya uğruyoruz. Fakat eğer bir insan adaleti savunmak istiyorsa mücadele etmelidir. Eskiden hiçbirimiz mücadele etmeyi bilmiyorduk. Şimdi ise bunu biliyoruz. Bu bir başarıdır”
Kaynak: