9. Yargı Paketi'ni çok yakından takip ediyoruz
"(Kobani davası kararı) Bu davadaki kararların hiçbirisini hukuki kararlar olarak değerlendirmiyoruz"-
TBMM (AA) - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Kobani davası kararına ilişkin, "Bu davadaki kararların hiçbirisini hukuki kararlar olarak değerlendirmiyoruz." dedi.
Özel, CHP TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 31 Mart'ta çok zorlu bir seçimin geride bırakıldığını belirterek, "Çok doğru adaylar uzun yıllar sonra büyük bir teveccüh ile karşılandılar. 47 yıl sonra partimiz birinci parti olurken Türkiye coğrafyasının dört bir yanında çok önemli görevler üstlendik." ifadesini kullandı.
21 Mayıs'ın, Çerkes Sürgünü'nün 160. yılı olduğunu hatırlatan Özel, Çarlık Rusyası'nda 1,5 milyondan fazla Çerkes'in soykırım ve sürgün mağduru olduğunu anımsattı. Anadolu coğrafyasının çok sayıda Çerkes'e ev sahipliği yaptığına dikkati çeken Özel, Çerkesler'in acılarını paylaştıklarını dile getirdi.
Özel, bu hafta sonunun cumhuriyet tarihinin en uzun soluklu hak arama mücadelesine dönüşen cumartesi annelerinin bininci eylem haftası olduğunu vurgulayarak, bu eylemlerin dünya siyasi tarihinin de en uzun süren periyodik eylemlerinden birisi olduğunu belirtti.
Ailelerin, 27 Mayıs 1995'ten beri her cumartesi günü İstanbul'da Galatasaray Lisesi'nin önünde, hayatta olup olmadığını bilmedikleri yakınları için toplandıklarını ifade eden Özel, 13 Mart 1999'da orantısız bir müdahale sonrası eylemlere ara verildiğini, 31 Ocak 2009'da eylemlerin tekrar başladığını söyledi.
Özel, son haftalarda belli sayıdaki cumartesi annesinin meydana ulaşmasına izin verildiğini, ancak etrafına utanç bariyeri çekildiğini vurguladı.
Cumartesi annelerinin kendisini ziyaret ettiklerini, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'tan da randevu talep ettiklerini ve bu konuda aracılık ettiklerini anlatan Özel, "Sayın Ali Yerlikaya'dan talepleri vardı. Sayın Bakan randevuyu vereceğini söyledi ve bu hafta hepimiz cumartesi annelerinin bininci haftasında Türkiye'yi utandıracak değil biraz olsun hep birlikte normalleşmenin, hak aramanın aslında anayasal bir hakkın bu kadar da kutsal bir hakkın kullanımına şahitlik etmek istiyoruz. CHP milletvekili, örgütü yöneticileri her hafta olduğu gibi orada olacak ve yoğun bir katılımla destek vereceğiz. Sizin döneminizde de olsa geçmiş dönemde de olsa bu hak aramaya kapıları, mekanları, caddeleri kapıyorsanız o bütün hukuksuzluklara sahip çıkıyorsunuz demektir. O yüzden buradan çağrımız cumartesi annelerinin etrafındaki utanç bariyerlerini kaldırın. Hak arama mücadelesinin önünde durmayın." görüşünü paylaştı.
- "Hukuki kararlar olarak değerlendirmiyoruz"
Özgür Özel, geçen hafta Türkiye'nin siyasetini ve yargısını uzun süredir işgal eden bir siyasi davanın karar duruşmanın olduğunu anımsatarak, 10 kişiye yakın bir milletvekili heyetiyle Kobani davasının karar duruşmasını takip ettiklerini hatırlattı.
Halkların Demokratik Partisi'nin eski eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da yargılandığı davada hukuki değil siyasi kararların verildiğini öne süren Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Davanın iddianamesi uzun yıllar siyasilerin kürsüden savcılara dikte ettirmesi sonucunda yazılmıştır. Olaylar yaşandıktan beş yıl sonra dava açıldı ve 6-8 Ekim olayları. O olaylarda hayatını kaybeden 16 yaşındaki evladımız Yasin Börü'nün öldürülmesinden sorumlu tutuluyorlardı. Yargılama yapıldı bitti. Ne Demirtaş, ne bir başkası, ne bir siyasetçi Yasin Börü'nün ölümüyle bağlantılı bulunmadı. Hiçbirisi insanların hayatını kaybetmesine söz konusu olan o süreçle ilgili ceza almadılar. Attıkları tweetlerden ve başka zamanlarda kullandıkları ifadelerden dolayı ceza aldılar. Kararı veren hakim cezaları verdiği yerde yükü sırtından attı. Demirtaş, Yüksekdağ ve bazılarına da çok ağır cezalar verdiler. Bu cezalar aslında Erdoğan'ın siyasi adreslemesiyle uyumlu. Biz bu davanın hukuki olmadığını hep söyledik. Siyasi olduğunu ifade ettik, etmeye de devam edeceğiz. Ben, Sayın Başak Demirtaş'ı, Yüksekdağ'ın eşini Sedat Şenoğlu'nu aradım. Bu kararları nasıl yorumladığımızı ve dayanışma duygularımızı ifade ettim. Bu davadaki kararların hiçbirisini hukuki kararlar olarak değerlendirmiyoruz."
- "Bu dört soruyu cevaplayın, benim dört soruya bakarız"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, partisinin grup toplantısında, Kobani davasına ilişkin yaptığı konuşmaya değinen Özel, şunları kaydetti:
"Bana dört tane anormal soru sormuş. Ben ona saat sormayınca o bana soru sormuş. 4 tane soruyu okumaya utanırım. Sorular, CHP'nin ülkenin kurucu partisinin CHP gibi Türkiye İttifakı diyen bir partinin genel başkanına sorulacak sorular değil. Ben bu soruların kime sorulacağını biliyorum da ben bu seviyeye inmek istemiyorum.
Soruların içerisinde 'Kürdistan kurulsun mu ne diyorsun? Böyle şeyler var. Sayın Bahçeli, dönmüş bunları prompterdan okumuş. Ben o promptera bunları kimin yazdığını biliyorum. O meşhur, ikili var ya MHP örgütünün illallah dediği ikili. Gerçek MHP'lilerin tüylerini diken diken yapan ikili. MHP'de metinleri yazan gece bir elinde telefon bir elinde bardak tweetler atan o birisiyle 'Meclis'in uzman çavuşuyum' deyip de uzman çavuşa bile verdiği sözleri tutmayan o birisi var ya o ikisi dört tane soru yazmışlar promptera. Sayın Bahçeli'ye 'oku bakalım Özgür Özel cevap versin'. Ben o dört soruyu okumam da Sayın Bahçeli, size bu soruları yazan o arsız metin yazarları var ya şu dört soruya cevap versinler bakalım. Bu iki kişinin isimleri Sinan Ateş cinayeti iddianamesine nasıl ve kimler tarafından iddianameden ayıklanmıştır? Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yapmış bir ismin sokak ortasında ölümünden sonra kimse tweet atmayacak, cenazeye gitmeyecek, taziye bildirmeyecek diyen hangi ikisidir? İran Cumhurbaşkanının ölümünün üzerindeki sis perdesi aralanmalıdır diye bugün promptera yazanlar, Sinan Ateş davasının üzerine sis çöktürürken bu ikisinin bu sisteki payı nedir? Yoksa bu sisin kendisi bizatihi bu ikisi midir? Bu dört soruyu cevaplayın, benim dört soruya bakarız. Sayı Bahçeli, CHP bir siyasi davaya 'siyasi' diyor diye normalleşmeye bir şey olmaz ama Türkiye normalleşecekse sokak ortası cinayetlerine kimse sahip çıkmayacak. Türkiye normalleşecekse hiçbir siyasinin böylesi bir durumda sorgulanmasının, yargılanmasının önünde kimse kalkan olmayacak. Türkiye normalleşecekse, MHP normal bir siyasi çizgide kalacaksa bu ayıptan MHP de kurtulacak, Türkiye de kurtulacak."
- "9. Yargı Paketi'ni çok yakından takip ediyoruz"
Özgür Özel, AK Parti'nin, her yeni yargı paketiyle yargıdaki sorunlar yumağını biraz daha büyüttüğünü öne sürerek, çok umutlarla getirilen yargı paketlerinin yeni yasaklara, yeni hak aramanın önündeki engellere dönüştüğünü ve yeni şeytanlar yarattığını savundu.
9. Yargı Paketi'ni çok yakından takip ettiklerini dile getiren Özel, şöyle devam etti:
"Taslakta çok mahsurlu noktalar var. Örneğin, İstanbul Sözleşmesi'nden çıkarken hepimizin gurur duyduğu kadına şiddetin önündeki ayrımcılığın önündeki en büyük engel olan AK Parti iktidarı döneminde şüphesiz yaptıkları en iyi iş ve parlamentonun hep birlikte oy vererek yürürlüğe aldığı İstanbul Sözleşmesi'nden, birtakım tuhaf yapıların, kadın düşmanlarının, Medeni Kanun'dan bile rahatsız olanların, 'kadın erkek eşit değildir', 'mirastan bile pay verilmemelidir' diyen örümcek kafalıların gönlünü yapacağım diye kadına karşı şiddet uygulayanların şikayetlerini dinleyip bir gecede İstanbul Sözleşmesi'nden çıktılar. Sonra yaptıklarını savunmaya başladılar. İstanbul Sözleşmesi'nin önemi yok. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun var. Son derece caydırıcı bir kanun. Şimdi o kanunun en önemli maddelerinden birisi kadına şiddet uygulayanların uzaklaştırılması, kurala uymuyorsa zorlama hapsine çaptırılmasına itiraz yolu açıyorlar. Alınan kararın başka mahkemeden bozdurulmasını sağlamaya çalışıyorlar."
(Sürecek)
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.