300 milyar dolar kimin cebine gitti?
Başbakan Erdoğan, her konuşmasında 'Terörden nemalananlar var' diyor. Peki kim bunlar? 300 milyar dolar kimin cebine gitti? Sabah yazarı Emre Aköz terörün ekonomik boyutunu kaleme aldı.
Başbakan Erdoğan hele şükür "terörün" (ki "kısmi iç savaş" da denebilir) ekonomik boyutuna da değindi. Şöyle diyordu dün Konya'da:
"Terörden kim kazandı? Türk mü kazandı, Kürt mü, Alevi mi, Sünni mi?
Kim kazandı? Doğu mu, Batı mı kazandı, kim kazandı? "Kimin kazandığını ben sizlere söyleyeyim: Silah satan, mayın satan kazandı, uyuşturucu pazarlayan kazandı. Gençlerin kanıyla beslenenler kazandı, şehitleri, dağa çıkanları istismar edenler kazandı."
"Bakın 300 milyar dolar kaynağımız terör yüzünden heba oldu. Bu sorun zamanında çözülebilseydi bu imkânlarla Türkiye neleri başarabilirdi? Bu kaynaklarla ne kadar yol, okul, baraj yapılabilirdi?"
Bu konuşma için 'hele şükür' diyorum, çünkü sadece 'anneler ağlamasın' söylemiyle açılıma yeteri kadar meşruiyet sağlayamazsınız.
Siyasi propagandada elbette duygulara hitap etmek çok önemlidir. Ancak cüzdanlar da yabana atılmamalı.
Şimdiye dek terör piyasasından çıkar sağladıkları için, bundan sonra da kanlı piyasanın devam etmesini isteyenlerin maskesini düşürmek gerekir.
Bu piyasanın işleyiş biçimini anlatmaya çalışırken balon örneğini vermeyi çok severim.
İki yıl önce yazmıştım:
"Doğu ve Güneydoğu sınırında gözetleme yapmak için Türkiye zeplin satın alıyor. Radarından lazerine çeşitli izleme araçlarıyla donatılacak bu özel balonların tanesi 50 milyon dolar. İşletme gideri ise saatte 300 dolar.
Düşünsenize... Birileri bundan komisyon alacak... Birileri kullanacak... Birileri lojistiğini sağlayacak...
Balonun çevresinde bir ekonomik alan oluşacak.
Amaç ne? PKK'lıları izlemek. Peki, PKK olmazsa ne olur? Eyvah, gitti bizim 'ekonomi'! PKK olmalı ki o 'ekonomi' çalışsın." (Sabah, 13 Mart 2007)
Lafı bir çağrıyla bağlayalım:
Devletin kayıt tutma geleneği güçlüdür. Başbakan Erdoğan terör ekonomisinin bir dökümünü yaptırsa ne iyi olur:
25 yılda kimlere, kaç para ödendi?
Cefakâr vatandaş, "Ülkem için feda olsun" der ama paraların belli odaklara gittiği anlaşılırsa, seyredin gümbürtüyü!
GK Başkanı'nın tuhaf mantığı
Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ dün yine had bildirmeye çalıştı. Bakın ne demiş:
"Terör olaylarını, TSK ile ilişkilendirmeyi, PKK destekleyicileri ve PKK sempatizanları yapabilir. Ancak böyle ilişkilendirmeleri, bu amaca yönelik imalı konuşmaları siyasiler, akademisyenler ve medya mensupları yapamaz, yapmamalıdır. Türkiye Cumhuriyeti hukuk devletidir. Her şey, yasalara uygun olarak yürütülür. Ciddi hukuk devletinde imalı konuşmalara, dedikodulara yer yoktur."
O halde soralım:
Şemdinli'deki Umut Kitapevi'ne bomba konulması neydi? Bombacılardan biri için dönemin KKK Org. Yaşar Büyükanıt'ın "Tanırım iyi çocuktur" demesi neydi? Olaya bakan Van Savcısı'nın doğduğuna pişman edilmesi neydi?
Başbuğ'un, "TSK'nin gömülü silahı yoktur" ve "Bu silahlar ordunun değil" açıklamalarının ardından topraktan çıkan ve TSK malı silahlar neydi?
Eylem Planları neydi?
Başbuğ'un mantığına göre bu olaylar hukuk devletine uygun. Onun mantığına katılmayanlar da PKK sempatizanı. Mantıkla mıntıka karışmış galiba.