3 SORUDA - NATO Vilnius Zirvesi
NATO’nun kolektif savunma maddesinin müttefiklerinin güvenliği ve refahı için önemi, Ukrayna-Rusya savaşı ile Kıta Avrupası'nda sıcak bir savaşın yaşandığı süreçte bir kez daha vurgulandı
Prof. Dr. Aylin Ünver Noi, NATO Vilnius Zirvesi'nin önemli noktalarını AA Analiz için 3 soruda kaleme aldı.
- Zirvenin gündemi neydi?
Ukrayna-Rusya savaşı Vilnius Zirvesi'nin temel gündem maddelerinden biriydi. Rusya tehdidinin artarak devam ettiği bu süreçte NATO'nun caydırıcılığını ve savunmasını yeni savunma planı ile güçlendirmek, yeni "NATO-Ukrayna Konseyi" ile siyasi bağlarını güncelleyecekleri ve askeri kuvvetlerine verecekleri desteklerle Ukrayna'yı NATO üyeliğine yakınlaştırarak daha güçlü kılmak önemli gündem konuları olarak yerlerini korudu. Askeri tehditler dışında terörizm, Çin’in zorlayıcı politikaları, enerji güvenliği, siber güvenlik, iklim değişikliği ve yeni teknolojiler olmak üzere daha geniş güvenlik sorunları da bu zirvede ele alınan konular oldu. Bu tehditlerle mücadele adına müttefiklerini daha dayanıklı kılma ve birlikte mücadele etme, üzerinde durulan meselelerdi. Tabii İsveç’in NATO üyesi olması yönünde adımlar atılmasını sağlamak ve dünyadaki NATO değerlerini paylaşan diğer ortaklarla işbirliğini derinleştirmek yine bu zirvede gündeme alınan konular oldu.
Her zirvede olduğu gibi bu zirvenin de önemli gündem maddelerinden birisi yeni bir savunma yatırım sözü ve tabii ki savunmaya yapılacak yatırım oldu. 2014'ten bu yana her Amerika Birleşik Devletleri (ABD) başkanının gündeme getirdiği, üyelerin kendi Gayri Safi Yurtiçi Hasılalarından (GSYİH) yıllık olarak NATO’ya yaptıkları savunma bütçesi katkılarını yüzde 2’den daha fazla yapma taahhütlerini yerine getirmesi, müttefik devletlerden bekleniyordu. Bu konuda önceden pek çok eleştiri yapılıyordu. Fakat, Ukrayna-Rusya savaşı sonrasında birçok NATO müttefiki Avrupa devletinin bu hedefe ulaşması, hatta aşması ve ayrıca Almanya gibi tarihsel olarak bu konuda adım atmaya istekli olmayan bir devletin bile savunma bütçesi için 100 milyar avro çıkaracağını duyurarak F-35 alacağını açıklaması, yıllardır bu konuda istenilen yere Rusya sayesinde ulaşıldığını gösteriyor. Ukrayna-Rusya savaşı müttefiklere NATO’nun kolektif savunmadaki önemini hatırlattı ve savunma güçlerini artıracak adımların ne kadar gerekli olduğunu gösterdi. NATO’nun kolektif savunma maddesinin müttefiklerinin güvenliği ve refahı için önemi, Ukrayna-Rusya savaşı ile Kıta Avrupası'nda sıcak bir savaşın yaşandığı süreçte bir kez daha vurgulandı.
- Kritik konular nelerdi?
Ukrayna’nın kendisini Rusya’ya karşı savunabilmesi için hem mühimmat sağlanması hem de Ukraynalı askerlerin eğitilmesinde özellikle dördüncü nesil uçakların kullanılması gündeme alınan kritik konulardan oldu. Yine Ukrayna ile ilgili bir başka kritik gündem maddesi Ukrayna’nın NATO açık kapı politikası kapsamında değerlendirilmesi ve gelecekte üye olmasıydı. Bir diğer kritik konu ise İsveç’in olası NATO üyeliğiydi. Bu zirve öncesinde NATO, Türkiye’nin İsveç’in üyeliğini kabul etmesiyle İskandinavya genişlemesini tamamlamak istiyordu. Bunu gerçekleştirmek adına Türkiye, İsveç, Finlandiya ve NATO arasında zirve öncesinde pek çok resmi toplantı yapıldı. Zirvede ele alınan kritik konulardan biri olan İsveç’in üyeliği meselesindeyse Türkiye, İsveç’in NATO üyeliğinin oylanması için protokolün TBMM’ye gönderileceği kararını açıklayarak süreci bir sonraki aşamaya taşıdı. Nisan ayında Türkiye’nin istediği koşulları yerine getiren Finlandiya, NATO üyesi olmuştu. Vilnius Zirvesi Finlandiya’nın üye olarak katıldığı ilk NATO zirvesi oldu. Ayrıca bu zirveye Avustralya, Yeni Zelanda, Japonya, Güney Kore ve Avrupa Birliği (AB) de katıldı. NATO hem Avrupa’daki hem de Hint-Pasifik’teki ortakları ile işbirliğini geliştireceğini böylece göstermiş oldu.
Ukrayna’ya verilecek destek ve İsveç’in üyeliğinde ilerleme dışında NATO için önem arz eden kritik meselelerin başında müttefiklerinin savunmasına yapacağı katkılar geliyor. Yeni dönemde başlıca iki tehditten birisi olarak Avrupa-Atlantik bölgesine doğrudan tehdit olarak tanımlanan Rusya ile mücadelede yeni savunma planı yapılması ve savunma yatırımlarının artırılması bu zirvenin gündeminde olan en önemli meselelerden biri oldu. Diğer başlıca tehditse müttefiklerinin halklarının ve topraklarının güvenliğini tehdit eden terörizm oldu. Terörizmin her türü ile mücadele etmek adına karar alındı. "Terörle Mücadele Özel Koordinatörü" atama kararı da bu kararlardan birisi oldu.
- Olası gelecek senaryoları nelerdir?
NATO’nun her zirvede olduğu gibi müttefikleri arasındaki dayanışmanın güçlü ve birlik içinde olduğu mesajını vermesi önemliydi. Özellikle de Rusya’nın saldırgan politikalarına karşılık verilmek istenen cevap bu şekilde. Dolayısıyla bunu destekleyici senaryolar öncelikli olacak. Bunların başında Ukrayna’ya verilecek destek ve Ukrayna’yı NATO üyeliğine yakınlaştırmaya yönelik adımlar, İskandinavya genişlemesini İsveç’in üyeliği ile tamamlama ve bu konuda ilerleme sağlama süregelecek senaryolar olarak yerini koruyacak. Ancak, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin gündeme alınmasını arzu ettiği Ukrayna’nın üyeliği meselesi, toprak bütünlüğüyle egemenliği Ukrayna-Rusya savaşı nedeniyle sorunlu olduğu sürece NATO’nun yeni üye kabul standartlarına uygun olmadığı için pek mümkün görünmüyor. Üyelik olmasa da Ukrayna’yı NATO’ya daha yakın tutma adına bir paket bu zirvede sunuldu. 2008 Bükreş Zirvesi’nde olduğu gibi Ukrayna’nın NATO’ya üye olacağı yeniden teyit edilerek bu gerçekleştirildi. Kurulan NATO-Ukrayna Konseyi ve Ukrayna’yı NATO üyeliğine daha yakınlaştırma adına bu süreçte yapılacaklar bu konuda ne NATO’nun ne de Ukrayna’nın geri adım atmayacağını gösteriyor. NATO’nun yeni üyelerle genişlemesini gelecekte de devam ettireceğinin sinyali zirvede Gürcistan, Moldova ve Bosna-Hersek’in üye olabilmek için yapmaları gereken demokratik reformlar ve ordularını NATO standartlarına ulaştırmak için gereken modernizasyon hatırlatılarak verildi.
NATO, caydırıcılık ve savunma konusunda özellikle son yıllarda belli adımlar attı. Bunlardan en önemlisi NATO’nun doğu kanadında ve Baltık bölgesinde çokuluslu muharebe gruplarıyla askeri mevcudiyetini artırması oldu. Bu ileri mevcudiyetle amacı müttefiklerinin topraklarını ve halklarını herhangi saldırıya karşı korumak. Rusya’nın Ukrayna politikası bu şekilde devam ettiği ve Rusya, NATO müttefiklerinin güvenliğine ve Avrupa-Atlantik bölgesinin istikrarı ve barışına en önemli tehdit olarak görüldüğü sürece NATO’nun da caydırıcılık ve savunma adına attığı bu adımların süreceği bir senaryo ile karşı karşıya kalacağız. Keza bu zirvede alınan Soğuk Savaş’tan bu yana NATO tarafından hazırlanan en detaylı ve güçlü yeni savunma planı ve savunma yatırımını artırma kararları bu görüşü doğruluyor.
[Prof. Dr. Aylin Ünver Noi, Haliç Üniversitesi'nde öğretim üyesidir.]
*Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.