28 Şubat sürüyor mu?
Evine misafirliğe gelen başörtülü akrabaları nedeniyle apartman yöneticisi tarafından işine son verilen kapıcıya bir darbe de Cumhuriyet Başsavcılığından geldi.
Başörtüsü mağduru kapıcıya bir darbe de savcılıktan
Geçtiğimiz yıl İzmir’de, ‘evine misafirliğe gelen başörtülü akrabaları’ nedeniyle apartman yöneticisi tarafından işine son verilen kapıcıya bir darbe de Cumhuriyet Başsavcılığından geldi. Kapıcının yönetici hakkında 122 ve 117. Maddenin ihlali gerekçesiyle suç duyurusunda bulunması üzerine soruşturma başlatan Başsavcılık, elde olan delilleri dikkate almadan ve 4 görgü tanığını dinlemeden ‘yargılanmayı gerektirir delil elde edilemediği’ gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.
ASLAN DEĞİRMENCİ’nin haberi
İzmir Konak ilçesi Yağhaneler semtindeki bir apartmanın yöneticisinin geçtiğimiz yıl evine misafirliğe gelen ‘başörtülü akrabaları’ nedeniyle işine son verdiği kapıcıya bir darbe de Cumhuriyet Başsavcılığından geldi. Kapıcının, yönetici hakkında 122 ve 117. Maddenin ihlali gerekçesiyle suç duyurusunda bulunması üzerine soruşturma başlatan Başsavcılık elde olan delilleri dikkate almadan ve 4 görgü tanığını dinlemeden ‘yargılanmayı gerektirir delil elde edilemediği’ gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.
Kapıcı tarafından sunulan 4 görgü tanığını dinlemeyen savcılığın, yönetici tarafından soruşturma dosyasına savunma kapsamında bildirdiği tek tanığın ise ifadesine başvurduğu ortaya çıktı.
Apartman yöneticisi Figen Tüzün hazırladığı, ‘kapıcılık hizmet yönetmeliği’ne başörtüsü yasağını da sokmuştu. Kendi hazırladığı yönetmeliğe başörtüsünü ‘siyasi simge’ olarak değerlendiren kadın yönetici, “Kendisi, eşi ve çocukları takke, şalvar, takunya, kötü terlikle dolaşamaz. Eşi ve kızları, siyasal simge haline gelen türban ve benzerlerini kullanamaz. Dinî inanç ve ibadetini herkesin gözü önünde yapamaz, işlerine mazeret olarak gösteremez” diyerek hizmetli Naki Seriner’in işine son vermişti. Seriner ise Mazlumder’den hukuki destek alarak “Türk Ceza Kanunu”nun “Ayrımcılık” suçunu düzenleyen 122. Maddesi ile “İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali”ni düzenleyen 117. Maddesinin ihlal edildiği gerekçesiyle, 12.06.2010 tarihinde, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştu. Yönetici tarafından hazırlanan ‘hizmet yönetmeliği’ ve 4 şahide rağmen ise Başsavcılık ‘yargılanmayı gerektirir delil elde edilemediği’ gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.
AVUKAT ERKAN: BELGE VE ŞAHİTLER DİKKATE ALINMADI
Mağdur hizmetlinin avukatlığını üstlenen MAZLUMDER hukukçularından Suphan Erkan, karara tepki gösterdi. Suç duyurusu dilekçelerinde ve müştekinin ifadesinde, 4 görgü tanığının bildirildiğini ancak bu taleplerinin dikkate alınmayarak şahitlerin dinlenmediğini söyledi. Erkan, “Bunun yanı sıra ayrımcı uygulamaya esas teşkil eden ve “Kendisi, eşi ve çocukları takke, şalvar, takunya, kötü terlikle dolaşamaz. Eşi ve kızları, siyasal simge haline gelen türban kullanamaz” ibaresini içeren “Öz-ter Apartman Kapıcılık Hizmeti Yönetmeliği” de suç duyurumuz ekinde soruşturma dosyasına sunulmuştur. Bu belge dikkate alınmamış ve şüphelinin soruşturma dosyasına savunma kapsamında bildirdiği tek tanık dinlenirken; müşteki taraf olarak dinlenmesini talep ettiğimiz tanıklardan hiçbiri dinlenmemiş ve delil yokluğundan bahisle görevli savcı tarafından takipsizlik kararı verilmiştir” dedi. Avukat Erkan sözlerini şu şekilde sürdürdü: Naki Seriner’in mağduriyetinin giderilmesini ve mevcut haliyle akim kalan yargısal sürecin sonuçlandırılmasını teminen Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yolunu kullanacağız.” YENİ AKİT