"25 milyon turist rakamını geride bıraktık"
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Kültür Bakanlığı tarafından yaptırılan Noel Baba anıtının açılışını yaptı.
Aziz Nikolas Kilisesi'nin bahçesinde ilk heykel 1981 yılında dikilmişti. Ancak bu heykel yıkılarak yerine 2000 yılında Rusların katkılarıyla kilisenin bulunduğu meydanda yeni bir heykel yapılmış, bu heykel de 2005 yılında yerini Demre Belediyesi tarafından yapılan heykele bırakmıştı.
Heykel polemiğine son nokta Kültür Bakanlığı tarafından konuldu. Ankara Devlet Güzel Sanatlar Galerisi eski Müdürü Heykeltraş Necdet Can tarafından yapımı tamamlanan 4. Noel Baba heykeli, bugün Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay tarafından törenle açıldı. Noel Baba heykeli, daha önceki kürklü ve çizmeli noel babalardan farklı olarak gömlekli ve terlikli olmasıyla dikkat çekti. Noel Baba'nın Akdeniz iklimine uyarlandığı yeni heykelde, denizi temsilen bir de heykele gemi figürü eklendi. Noel babanın çocuk sevgisi ise omuzundaki ve elinden tutan iki çocukla anlatıldı.
Noel Baba heykeli için düzenlenen törende konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, anıtın hikayesini de anlattı. İlk Noel Baba anıtının kilisenin bahçesinde sevimli, kukuletalı bir Noel Baba şeklinde olduğunu hatırlatan Günay, şöyle konuştu: "Sonra onunla yetinilmedi, 2000'li yıllarda bir başka çalışma yapıldı. Bu meydana yapılan çalışma 300'lü yıllarda yaşamış, henüz dünyada sadece hıristiyanlık var, müslümanlık yok. Başka bir din çatışması yok. O dönemde, bu bölgede bir azizin, bir din adamının giyinebileceğinden çok daha resmi kılıkta, çok daha formel, sanki bir ayinden, törenden çıkmış gibi bir aziz heykeli buraya kondu."
O tarihte heykelin gerçeklerle bağdaşıp bağdaşmayacağı yolunda kendisinin de katıldığı tartışmalar yaşandığını anlatan Günay, sözlerine şöyle devam etti: "Sonra belediye başkanımız onu kaldırarak buraya herkesin bildiği bu İskandinavların, kuzey ülkelerinin, soğuk ülkelerin ortaya çıkardığı aslında Amerika'da bir içecek firmasının, coca colanın ortaya çıkardığı ve dünyanın öyle kabul ettiği Noel Baba heykelini koydu. Ben o zaman kendisine, birincisi olmadığı gibi ikincisinin de olmadığını söylemiştim.
Doğrusu neyse onu getirin koyalım dedi başkan. Ben de bununla ilgili arayışlarımı sürdürdüm. Daha sonraki dönem bu görevde nasip olunca hayalimizi gerçeğe dönüştürmeye çalıştık."
Bakan Günay, konuşmasında "Aziz Nikola denilen Santa Claius, Noel Baba denilen bu Demreli, Pataralı Akdenizli, Likyalı vatandaşın bizim topraklarımızın insanı" olduğunu söyledi. "Bu insanın Aralık ayının bu güneşinde, kürk giymesi, başına kürklü şapka takması, ayağına kürklü çizme giymesi mümkün mü? Bu Akdenizli bir kılık olabilir mi?" diye soran Günay, bunun soğuk ülke insanlarının bizim elimizden bir değeri alıp kendi kılıklarına sokma çabaları olduğunu söyledi. Günay, konuşmasına şöyle devam etti:
"Biz de dedik ki Akdenizliyse Noel Baba, Akdenizli kılığında olmalıdır. Ve 300'lü yıllarda din bu kadar formel hale gelmediği için bu bizden, esnaftan biri. Muhtemelen her mevsim ayağını denize sokuyordur. Ayağında muhtemelen çizme olmaz, sandalet olur. Belki diz altına kadar çıplak olabilir. Sırtında bir gocuk, kürk olmaz, tril tiril bir gömlek olabilir. Bu bizden biriyse, gemicilere yardım ettiyse. Sürekli bir ayağı denizdedir, çocuklara yardım ettiyse çevresi, yoksullar, çocuklarla doludur. O zaman bizden, Akdeniz'den, Likya'dan, Patara'dan, Kaştan sirdisi gibi bir aziz olmalıdır."
O tarihlerde, henüz sadece hıristiyanlık inancı, tek tanrılı din olarak dünyada sadece hıristiyanlık olduğunu anlatan Günay, şunları söyledi: "Bir Müslümanlık, hıristiyanlık çatışması, yarışması yok. Tıpkı Fatma anamız, Emine anamız gibi Havva anamız gibi aziz saydığımız Meryem anamızın oğluna inandığı için bu bizim için de azizdir. Biz bunların hiç birini birbirinden ayırmayız. Başka dinler ayırır. Hz. Muhammedin anası Amine anamızdır, Hz. Hüseyin'in anası Fatma anamızdır, Hz. İsa'nın anası Meryem anamızdır. İnsanlığın kaynağı Havva anamızdır. Yunus Emre'nin söylediği gibi sen kendine ne istersen, başkasına onu iste. 4 kitabın manası."
ANTALYA'NIN TURİZMDE YERİ ÇOK BAŞKA
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Türkiye'nin bütün tarihini, geçmişini, toprağın üstünde, altındaki bütün değerlerini ayrımsız biçimde, güneşin ayrımsız herkesi ısıttığı gibi sahip çıkmaya, geçmişten bırakılan değerlerin hepsini bizim saymaya, aynı güzellikte, aynı şefkatle, gelecek kuşaklara aktarmaya çalıştıklarını söyledi.
Dünyanın en güzel, en zengin, en bereketli toprakları üzerinde yaşadığımızı anlatan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, şöyle konuştu: "Bu zenginliğin değerini bildiğimiz takdirde, gelecek günlerimizin bugün yaşadığımızdan daha iyi olacağına inanıyoruz. Bu güzelim topraklarda, sadece Antalya bu yıl 9 milyonu aşkın ziyaretçisini karşıladı. Bizimle, turizmde sözde dünyada yarışan bazı ülkelere, örneğin Akdeniz çanağında Mısır'a giden ziyaretçi kadar ziyaretçi, sadece Antalya'ya geliyor demektir. Sadece Antalya'da dünyada önemli turizm ülkelerinden herhangi birine giden ziyaretçi kadar ziyaretçiyi ağırlıyor. Bizim gayretimiz gelen ziyaretçilerin ülkemize daha fazla gelir bırakması ve esnafımızın halkımızın hem istihdam, hem üretim, hem tüketim alanında çalışanların bu zenginlikten daha fazla yararlanmasını sağlamaya çalışmaktır. Tüm gayretimiz bu."
25 MİLYON TURİST REKORU
Türkiye olarak şu günlerde 25 milyon rakamını geride bıraktıklarını hatırlatan Günay, Kasım ayı sonu itibariyle 25 milyon 250 bin üzerine çıkıldığını 2008 yılını 26 milyon eşiklerinde bir yerde bu yerde kapatmış olacaklarını ifade etti. Beş yıl önce bu rakamın 12 milyon olduğunu anlatan Bakan Günay, şunları söyledi: "Beş yıl içinde Türkiye'ye gelen ziyaretçi sayısı ikiye katlandı. Şehirlerimizde buna uygun bir alt yapıya, tarihini, sokağını, yeme içme mekanlarını, ayağa kaldırarak buna hazır hale getirmeye çalışıyoruz. Türkiye'yi dünyanın vazgeçilmez, önemli, en prestijli, en saygın turizm ülkelerinden marka ülkelerinden birisi haline getirmek istiyoruz. Vazgeçilmez, marka değerinde turizm ülkesi olmak için de düne sahip çıkmak, kültüre, altyapıya sahip çıkmak, temiz bir mekan ve güleryüz kavramını turizmde ilke haline getirmek istiyoruz. Böyle bir turizm için çalışıyoruz."
Antalya'yı Türkiye turizminde çok önemsediğini anlatan Bakan Günay, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'nin bütününü turizm açısından çok şanslı, çok geleceği açık, ufku geniş görüyorum ama Antalya'yı elbette çok önemsiyorum. Olimpos'tan itibaren Fethiye'ye kadar olan bu bölgeyi de çok farklı bir turizm, doğayı tahrip etmeyen. Tarihi çok öne çıkaran prestijli, farklı bir turizm potansiyelinin merkezi olarak da görüyorum. "
Açılışın ardından vatandaşlarla sohbet eden Günay'a Zekiye Yüksel isimli emekli bir öğretmen kıyıların turizme peşkeş çekildiğini iddia ederek tepki gösterdi. Bakan Günay ise, "bırakın eski kafalılığı, buraları turizme kazandırıyoruz, peşkeş çekmiyoruz" karşılığını verdi.
Kaynak: