2011 Bütçesinde IMF izi!
Hükümetin halk nazarında IMF gölgesinde çıkmış gibi görünmeye çalıştığını bildiren Saadet partisi Genel Başkan yardımcısı Prof. Dr. Arif Ersoy, "2011 yılı Bütçesi de IMF ilkelerine göre hazırlanmıştır.
IMF Yol haritası takip edilmiştir. Bundan dolayı bu bütçe sermaye merkezli bir bütçedir. Bazı kurum ve kuruluşların harcamaları yeterince açık ve şeffaf değildir" dedi. Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (ESAM)'ın Çarşamba Konferansları'nda konuşan Arif Ersoy, '2011 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesinin İstihdam ve Paylaşım Açısından Değerlendirilmesi' konulu bir sunumda bulundu. Türkiye'nin ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ersoy, IMF kontrolünde ve gölgesinde bulunan hiçbir ekonominin iyi olamayacağına dikkat çekti. Milli değerlendirmelerle yapılabilecek bütçelerin ancak milli değerlere hizmet edebileceğini ve ülke ekonomisini halkının hayrına yönlendirebileceğini dile getiren Ersoy, Türkiye'nin 2011 yılı bütçesinin de IMF ilkelerine göre hazırlandığına dikkat çekerek, "Mevcut Hükümet, IMF ve Dünya Bankası ile doğrudan ilişkilerini azaltmış görünse de iktisat politikalarını IMF Başkanı Strauss Khan'ın ifadesiyle bu kurumların isteği doğrultunda sürdürmektedir. 2011 yılı Bütçesi de IMF ilkelerine göre hazırlanmıştır. IMF Yol haritası takip edilmiştir. Bundan dolayı bu bütçe sermaye merkezli bir bütçedir. Bazı kurum ve kuruluşların harcamaları yeterince açık ve şeffaf değildir. Denetim bazı kurumlarda üst kurulları devredilmiş ve TBMM adeta devre dışı bırakılmaya çalışılmıştır. Bundan önceki bütçelerde görüldüğü gibi 2011 yılı bütçesi de milli kaynakları harekete geçirecek üretken yatırımlara yeterince yer vermemekte; kaynaklarını büyük bir kısmı borç ve faiz düzenekleriyle ulusal ve uluslararası rantiyeye aktarılmaktadır. Bu bütçe, paylaşımdaki adaletsizliği azaltacağı yer de artıracaktır" şeklinde konuştu.
Hükümetin ve bazı medya kuruluşlarının Türkiye'nin 2008 yılı ekonomik krizini atlattığı yönündeki haberlerine dikkat çeken Prof. Dr. Arif Ersoy, 2011 yılı bütçesinin hiçbir iyi gelişmeyi sağlamayacağını bildirdi. 2010 yılının son çeyreğinde ülkemizin makroekonomik göstergeleri, Türkiye'nin bunalımı olumsuz etkilerini hala telafi etmediğini gösterdiğini söyleyen Ersoy, "Bu bütçede kitlelerin yoksullaştırılma sürecini durdurmayacaktır. Gelir dağılımındaki adaletsizlik artarak devam edecektir. Bu bütçe de ülke ekonomimizin dışa bağımlını artıracaktır. Ülke kaynaklarında yabancılarını payı artacaktır. Ülkemizde sosyal sorunlar giderek ağırlaşacaktır. Ülkemizde işsizlik, milli sorun olmaya devam etmektedir. Mevcut politikalar yeterli iş imkânı sağlayamamaktadır. Ekonomi büyümenin nimetinden geniş halk kitleleri yeterince
yararlanamayacaktır. Kamunun, özel sektör ve halkın borcu artacaktır. Borç düzeneğiyle milletimiz yoksullaştırılmaktadır. Yüksek dış ticaret ve cari işlemler açıkları ülkenin geleceğini tehdit etmeye devam etmekte, ülkemizde iktisadi gelişmeyi engelleyen ve paylaşımda adaletsizliğe yol açan yüksek faiz politikası uygulaması sürdürülmektedir. Gerçekçi olmayan bir kur politikası uygulanmaya devam edilmektedir. Bu kur politikası, üretimin ve ihracatın ithalata bağımlılığını artmaktadır. İç ve dış borç stoku ve faizleri milli kaynakların önemli bir bölümünü rantiyeciye aktaracaktır. Ülkenin borcu ve yabancı sermayenin karı artarken, kitlelerin yoksullaşma süreci devam edecektir. İstidam sorunu ancak kamu ve özel yatırımları artırılarak çözümlenebilir. Yatırımlar tasarruf hacmi büyütülerek gerçekleştirilir" diye konuştu.