2009 böyle geçti...
Bulunan silahlarla yaşanan şoklar, faili meçhullerle yüzleşmeler, millete komplo planları, suikastler, pusular, katliamlar, şehitler... İşte 2009 böyle geçti...
2009 yılı, Ergenekon'da dönüm noktası sayılabilecek gelişmelere sahne oldu. Yılın ilk aylarında örgütün silahlı kanadı deşifre edildi. 2003-2004 yıllarında hayata geçirilmek istenen Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz ve Eldiven darbe planlarına ilişkin yargılama süreci başladı.
Darbe planlarında ismi geçen dönemin kuvvet komutanları şüpheli olarak ifade verdi. Başörtüsü için yapıldığı iddia edilen Danıştay suikastı davası Ergenekon davası ile birleştirildi.
Yılın ilk haftası, 12 Haziran 2007'de başlayan Ergenekon soruşturması kapsamında önemli operasyonlar dizisiyle başladı. Örgütün silahlı kanadını oluşturduğu iddia edilen hücre yapılanmaları deşifre edildi. 7 Ocak 2009'da eşzamanlı operasyonda emekli paşalar Tuncer Kılınç, Kemal Yavuz, Erdal Şenel, eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz, emekli Özel Harekat Daire Başkan Vekili İbrahim Şahin gibi isimler gözaltına alındı. Eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun evi arandı. Hakkında gözaltı kararı çıkarılan İstek Vakfı Başkanı Bedrettin Dalan yurtdışına kaçtı. Gözaltı işlemlerinden sonra Şahin'de ele geçen krokiler doğrultusunda yapılan aramalarda Ankara Gölbaşı'nda el bombaları bulundu. Aynı tarihte Yarbay Mustafa Dönmez'in Sapanca'daki evinde 22 adet el bombası, mermiler bulundu. Dönmez'in ajandasında ele geçen kroki ile Ankara Zir Vadisi'nde yapılan kazılarda çok sayıda bomba çıkarıldı. 21 Nisan 2009'da İstanbul Poyrazköy'de İstek Vakfı'na ait arazilerde yapılan kazılarda cephanelik bulundu. Soruşturmanın başından beri ele geçen bütün cephanelikler Temmuz 2009'da tamamlanan üçüncü Ergenekon iddianamesinde yer aldı. Buna göre, 424 el bombası, 43 LAW silahı, 34 uçaksavar mermisi, 22 uzun namlulu silah, 175 tabanca ele geçirildiği resmi olarak kayda geçti. 2009 yılının ilk altı ayında ardı ardına operasyonlar yapıldı. 13 Nisan 2009'da 12 Haziran 2007'de başlayan dalgaların sonuncusu yaşandı. 2003-2004 yıllarındaki darbe planlarında ismi geçen Başkent Üniversitesi Rektörü Mehmet Haberal, eski rektörler Mustafa Yurtkuran, Fatih Hilmioğlu ve Ferit Bernay ile Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) üyeleri gözaltına alındı.
Operasyonlarla birlikte iki Ergenekon iddianamesi tamamlanarak mahkemelere gönderildi. 10 Mart 2009'da aralarında emekli orgeneraller Şener Eruygur, Hurşit Tolon, gazeteci Mustafa Balbay ve Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Osman Paksüt'ün eşi Ferda Paksüt'ün bulunduğu 56 sanıklı ikinci Ergenekon iddianamesi tamamlandı. 20 Temmuz 2009'da Ergenekon örgütünün silahlı hücre yapılanması olduğu iddia edilen kişilerin yer aldığı 52 sanıklı iddianame tamamlandı. Yine 20 Temmuz'da darbe iddianamesi sanıkları ilk kez hakim karşısına çıktı. Daha sonra ikinci ve üçüncü iddianameye ilişkin davalar birleştirilerek 7 Eylül 2009'da tek dosya üzerinden yargılamaya devam edildi. Bu tarihten itibaren Ergenekon iki ana dava olarak sürdü.
Suikast silahları şoke etti
Darbe ortamı oluşturmak için yapılacak eylemlerde kullanılacağı iddia edilen suikast silahları gün yüzüne çıktı. Ülkenin birçok yerinde kazılar yapıldı. Yüzlerce el bombası, Kalaşnikof ve silah, üçüncü Ergenekon iddianamesinde yer aldı. 11 Ocak 2009'da, eski Özel Harekat Daire Başkan Vekili İbrahim Şahin'in evinde bulunan bir kroki üzerine Ankara Gölbaşı'nda 20 ayrı nokta kazıldı. 2 LAW silahı, 10 el bombası, 10 sis bombası, TNT kalıpları, plastik patlayıcı, Uzi mermileri ile işaret fişekleri bulundu. El bombalarının seri numaralarının silindiği tespit edildi. Şahin'in evlerinde yapılan aramalarda da suikast silahı olarak bilinen 9 adet Glock ele geçirildi. 12 Ocak 2009'da Yarbay Dönmez'in Sapanca'daki evinde 22 el bombası ve mermiler bulundu. Dönmez'in ajandasındaki kroki doğrultusunda Ankara Zir Vadisi'nde yapılan kazılarda, 10 kilogram plastik patlayıcı, 15 savunma tipi el bombası, 10 taarruz tipi el bombası, 9 sis bombası 10 anti-tank mayını, 15 tüfek bombası, 800'den fazla G-3 piyade tüfeği mermisi, 500 Bixi mermisi ve çok sayıda aydınlatma fişeği ve Kalaşnikof mermisi ele geçirildi.
Faili meçhullerle yüzleşme
1980'li yılların sonuna doğru Güneydoğu kayıp hikayeleri ile tanıştı. İnsanların gözaltında kaybolduğu, gündüz vakti sokak ortasında Toros araçlara bindirilip kaçırıldığı, helikopterden atılarak öldürüldüğü, cesetlerin yol üstlerinde, tarlalarda tanınmaz halde bulunduğu bir süreç başladı. Bu karanlık yıllarda binlerce kişi hayatını kaybetti. Yakınları kayıplarının peşinden dahi gidemedi. Kayıp yakınları ve bazı sivil toplum örgütleri tarafından kayıp ve faili meçhul sayısı 17 bin olarak açıklanıyor. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı kayıtlarına göre, 1988'den 2009'a kadar 20 yıllık sürede 9 bin 719 terör içerikli dosya, faili meçhul kaldı. Faili meçhuller en çok 1992-94 yılları arasında yaşandı. Üç yılda toplam 4 bin 521 faili meçhul kayıtlara geçti. Ergenekon soruşturması kapsamında bölge halkının çok yakından tanıdığı Levent Ersöz, Veli Küçük, Atilla Uğur, Mustafa Levent Göktaş gibi isimlerin tutuklanması insanların devlete güven duymasını sağladı. Ocak 2009'da Güneydoğu'daki kayıplarla ilgili Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı bünyesinde soruşturma dosyası açıldı. Ardından Ergenekon savcıları ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı sürece müdahil oldu. Özel yetkili Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında pek çok yerde kazı çalışmaları yapıldı.
Bir JİTEM itirafçısının tarifi doğrultusunda 14 yıl önce Silopi'den kaçırılan Hasan Ergül'ün cesedi Elazığ'da bulundu. Kayıp yakınları ve tanık başvuruları üzerine aralarında Kayseri İl Jandarma Alay Komutanı Cemal Temizöz ve eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ'ın aralarında bulunduğu zanlılar Mart 2009'da düzenlenen operasyonun ardından tutuklanarak cezaevine konuldu. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davada tutuklu yargılanan Temizöz hakkında 9 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis talep ediliyor.
Poyrazköy'den kafes çıktı
3 Şubat 2009 tarihinde köylüler tarafından yapılan bir ihbar üzerine Kaynarca köyünde kazı çalışmaları yapıldı. Burada bir ağacın altına gömülü patlayıcı madde ve ateşleyici bulundu. 29 Şubat 2009'da gelen bir başka ihbarda bu mühimmatın Ergenekon tutuklusu emekli Albay Levent Göktaş'a ait olduğu iddia edildi. 14 Nisan 2009 tarihinde ihbarları değerlendiren emniyet, Bedrettin Dalan'a ait İstek Vakfı arazisinde kazılara başladı. Bir hafta süren kazılarda çok sayıda askerî mühimmat bulundu. 7 Haziran'da Makine Kimya Endüstrisi (MKE), silahların TSK'ya ait olduğuna dair rapor yayımladı. Savcılar, Levent Bektaş'a ait bir film CD'sinin içerisinde gizlenmiş 'Kafes Operasyonu Eylem Planı' başlıklı dokümanı açığa çıkardı. 19 Kasım 2009 tarihinde Taraf gazetesinin manşetten duyurduğu plan, AK Parti hükümetini Batı dünyasında etkisiz kılmayı, bu nedenle de gayrimüslim azınlıklara yönelik korkutma faaliyetlerini içeriyordu. Kafes Planı'nda ayrıca Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda yer aldığı iddia edilen cunta da deşifre edildi.
Amirallere suikast hazırlığı
18 Temmuz 2009 tarihinde İstanbul ve Kocaeli'nde eşzamanlı yapılan operasyonla, Gölcük Donanma Komutanlığı'nda görev yapan 3 teğmen gözaltına alındı. Evlerindeki aramalarda bir mermi içine gizlenmiş planlar, dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Metin Ataç ve Donanma Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit'e suikastı işaret ediyordu. Ayrıca evde, 500 gram kadar TNT patlayıcı, bir miktar uyuşturucu ve ÇYDD'li kızlarla çekilen görüntüler ele geçirildi.
Millete Komplo'nun ıslak imzası bulundu
12 Haziran 2009 tarihinde Taraf gazetesindeki haberle, Albay Dursun Çiçek imzalı olduğu öne sürülen 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı' gündeme taşındı. "AKP ve Gülen'i bitirme planı" olarak adlandırılan eylem planı, 'düşman unsurlar' olarak saptadığı AK Parti ve Fethullah Gülen Hareketi'ni bitirmek için operasyon düzenlemeyi hedefliyordu. Buna göre, AK Parti içerisinde bölünme meydana getirmek ve Ergenekon davasını gündemden düşürmek öncelikli hedefti. Öte yandan, Gülen cemaatine ait evlere silah yerleştirilerek "Fethullahçı Silahlı Terör Örgütü" (FTSÖ) oluşturulmaya çalışılacak ve bu soruşturmanın askerî mahkemede yapılması için girişimde bulunulacaktı. 'Kara propaganda' olarak adlandırılan gayri nizami harp yöntemlerini içeren belgenin fotokopi olduğu ve altındaki imzanın 'ıslak imza' olmadığı yönünde açıklamalar yapılırken, 26 Haziran 2009'da basın toplantısı düzenleyen Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, belgenin bir 'kâğıt parçası' olduğunu savundu.
Ancak kısa bir süre sonra belgenin 'ıslak imzalı' orijinal nüshası da ortaya çıktı.
KORSAN KARARNAME, HSYK'YI YIPRATTI
13 TEMMUZ: Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuru-lu'ndaki tayin listesine son dakikada müdahale edildi. Üye Ali Suat Ertosun, Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılarla davaya bakan 2 hâkimin yerlerinin değiştirilmesini istedi. Ertosun ayrıca KCK operasyonu ile faili meçhul cinayetleri araştıran savcıların görevden alınmasını teklif etti. Bunun üzerine görüşmeler kilitlendi. Yaz kararnamesi, ertelendi. Kriz 21 gün sonra sona erdi. Ergenekon, KCK ve faili meçhul soruşturmaları yürüten savcılar ile davaya bakan mahkemenin hâkimleri yerlerini korudu.
Kritik operasyon: KCK
14 NİSAN: Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK), Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Nisan 2009'da yaptığı operasyonla gündeme geldi. 2 yıllık bir hazırlık evresine dayanan soruşturma çerçevesinde ele geçirilen belgelere göre KCK, Suriye, İran, Irak ve Türkiye'de yapılanmış yasama, yargı ve yürütme organları olan konfederal bir yapı. Sistemin en tepesinde Abdullah Öcalan bulunuyor. Yasamanın başında Zübeyir Aydar, yürütmenin başında Murat Karayılan, yargının başında İranlı bir eski yargıç bulunuyor. KCK, Türkiye Meclisi (TM), il meclisleri ve ilçe meclisleri adı altında örgütlenmiş bir yapı. TM'nin başında bir dönem Genelkurmay içinde bazı paşalarla irtibatı deşifre olan PKK'nın eski cezaevleri sorumlusu Sabri Ok var. Nisan 2009'da yapılan operasyonda örgütün Türkiye yapılanmasının tepe kadroları alındı. Daha sonraki süreçte 4 operasyon daha yapıldı.
EMİNAĞAOĞLU'NUN İSMİNİ ÇİZDİLER
15 KASIM: Ergenekon soruşturmasını hedef alan siyasî çıkışlarıyla gündemden düşmeyen Ömer Faruk Eminağaoğlu, Yargıçlar ve Savcılar Birliği'nin (YARSAV) 13 kişilik yönetim kurulu listesine seçilemedi. Bunun üzerine seçimi iptal ettirmeye çalıştı. Danıştay eski Başsavcısı Tansel Çölaşan da Divan Kurulu'na baskı yaptı. Ancak bu girişimler sonuç vermedi.
Çukurca'da hain pusu: 6 şehit
27 MAYIS: PKK, askere yönelik hain pusularından birini 27 Mayıs'ta kurdu. Hakkari'nin Çukurca ilçesi Kavşak ile Uzundere bölgeleri arasında bulunan Hantepe mevkiinde operasyona giden askerlerin geçişi esnasında mayın patladı. Patlamada 6 asker şehit olurken 8 asker de yaralandı. Patlamadan birkaç ay sonra internete düşen telefon konuşmalarında Hakkari Tümen Komutanı Tümgeneral G.K.'nin, Çukurca Tugay Komutanı Tuğgeneral Z.E.'ye "Bu mayınlar bizim." dediği ortaya çıktı.
Bilge köyünde katliam: 44 ölÜ
4 MAYIS: Türkiye, 4 Mayıs akşamı Mardin'in Mazıdağı ilçesine 40 kilometre uzaklıktaki Bilge köyünde meydana gelen katliamla sarsıldı. Köyün eski muhtarı Cemil Çelebi'nin kızı Sevgi Çelebi (25) ile Habip Arı'nın (27) nişan töreninin yapıldığı eve gelen Çelebi ailesinden 4 silahlı kişi evdekileri mermi yağmuruna tuttu. Baskında 7'si çocuk 44 kişi öldürülürken, 2'si çocuk 3 kişi yaralandı.
Reşadiye'de 7 şehit
7 ARALIK: Anayasa Mahkemesi'nin DTP'nin kapatılması istemini görüşmesinden birkaç gün önce 7 Aralık'ta Tokat'ın Reşadiye ilçesinden gelen terörist saldırı haberi Türkiye'yi yasa boğdu. 7 asker şehit oldu, 3 asker yaralandı. Terör örgütü PKK, olayın üzerinden 3 gün geçtikten sonra saldırıyı üstlendi.
Katsayı 5 aylığına eşitlenebildi
21 TEMMUZ: YÖK, meslek liselerinin 10 yıldır devam eden farklı katsayı mağduriyetini 21 Temmuz 2009'da giderdi. Üniversiteye yerleştirmede genel lise ve meslek lisesi ayrımını kaldıran ve katsayıları eşitleyen YÖK'ün kararına İstanbul Barosu dava açtı. Baronun talebini kabul eden Danıştay, eşitliğin eşitler arasında olacağını, meslek liseleri ile genel liselerin eşit olmadığını savunarak yürütmeyi durdurma kararı verdi. YÖK, Danıştay 8. Dairesi'nin kararına itiraz ederken, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu itirazı reddetti. Kurul ret gerekçesinde 'katsayıların eşitlenemeyeceğini, ancak 'ölçülü ve dengeli olarak' değiştirilebileceğini belirtti. Bunun üzerine YÖK, 17 Aralık'ta 5 ay önce kaldırdığı farklı katsayı sistemine geri döndü. Son duruma göre alanında bir fakülte tercih edecek öğrencilerin ortaöğretim başarı puanları 0.15, alanı dışında tercih yapacakların puanları ise 0.13 katsayı ile çarpılacak. Bu katsayılar meslek liseleri ile genel liseler arasında 10 puan ve yaklaşık 8 soru farkı anlamına geliyor.
4 askerin şehit olmasına sebep olan teğmene sadece 9 yıl
7 AĞUSTOS: Elazığ'ın Karakoçan ilçesi Koçyiğitler Piyade Taburu'nda askerliğini yapan İbrahim Öztürk'ün devriye görevi yaparken elindeki el bombasının patlaması sonucu 4 asker şehit oldu, dört asker yaralandı. Taraf Gazetesi olayı 10 gün sonra 17 Ağustos'ta kamuoyunun gündemine taşıdı. Haberde olayın, bir teğmenin nöbette uyuyan askerin eline ceza için verdiği pimi çekilmiş bombanın patlaması sonucu meydana geldiği belirtildi. Büyük yankı uyandıran haberden sonra olaya sebep olduğu iddia edilen Teğmen Mehmet Tümer'e askeri mahkemedeki yargılama sonucu 9 yıl 2 ay hapis cezası verildi. Ceza kamuoyu vicdanını tatmin etmedi.
İstanbul'u yüzyılın felaketi vurdu
9 EYLÜL: İstanbul 9 Eylül günü Marmara Depremi'nden sonra en büyük felaketini yaşadı. Son 80 yılın en fazla yağışını alan megakent, sular altında kaldı. 31 kişi sel sularına kapılarak yaşamını yitirdi. Bu felaket dere yatağına inşa edilen kaçak yapıları yıkım sürecini başlattı. Ekim ayında ilk kazma vuruldu.