DIŞ HABERLER SERVİSİ

Suriye’nin Türkiye’ye 20 km uzaklıktaki Cisrüş-Şugur kasabasında günlerdir korkuyla beklenen askeri operasyon başladı. Dün sabah devlet televizyonunda, “Ordu birlikleri Cisrüş-Şugur ve çevresindeki köyleri kontrol altına almak ve silahlı çeteleri tutuklamak için görevlerine başladı” açıklamasının ardından onlarca tanklarla desteklenen birlikler Cisrüş-Şugur’un önündeki köyleri tek tek geçerek  kasabaya doğru ilerlemeye başladı. Devlet Başkanı Beşar Esad’ın acımasızlığı ile tanınan kardeşi Mahir’in yönetimindeki elit birlik olan 4. Tümen’in de aralarında bulunduğu askerlerin geldiği haberi Türkiye sınırına kitlesel bir kaçışa yol açtı.

‘Rastgele ateş ediyorlar’
Geride kalan az sayıda kişi, ordunun yolunu tıkamak için ellerine geçirdikleri araba lastikleriyle barikat oluşturarak ateş yaktı. Korku içinde bekleyen kasabalılar giderek yaklaşan ordunun adımlarını dakika dakika yabancı ajanslara aktardı. AFP’ye konuşan bir kasabalı askerlerin çevredeki köyleri bombaladığını, tarlaları ateşe verdiğini söyledi. Tankların Cisrüş-Şugur’a 12 km uzaklıktaki Sirmaniye köyüne girdiğini aktaran kasabalılar, makinalı tüfek sesleri duyduklarını anlattı. Ajanslar kasabalılarla bu noktadan sonra iletişime geçemezken, Hatay’da kalan 60 yaşındaki bir Suriyeli New York Times gazetesine, telefonla görüştüğü bir akrabasının saldırının başladığını söylediğini aktardı. Suriyeli, “Her türden zırhlı araçla donatılmış askerlerin rastgele ateş açtığını söyledi. Ordu, Sirmaniye’yi geçmiş ve birlikler önüne çıkan herkese ateş açıyor” dedi.

Kaddafi’yi örnek aldı
Beşar Esad hükümeti, operasyon öncesinde Libya lideri Muammer Kaddafi’nin sık sık başvurduğu bir yöntemi örnek alarak yabancı gazeteciler için gezi düzenledi. AP muhabirinin aktardıklarına göre, askerler kasabaya giden yolları kontrol altına alırken, gazetecilerin yerel halk ile konuşmalarına izin verildi. Dünkü protestolarda Şam’da 2, Deraa’da 2 kişi öldü.

3000
Türkiye’ye sığınan Suriyeli sayısı dün sabah itibariyle 3 bini geçti. Bu kişilerin arasında 4 de asker var.
 

GERGİNLİK ANKARA’YA TAŞINDI
MAZLUMDER üyeleri ile Türkiye’de yaşayan bazı Suriyeliler Ankara’nın Suriye elçiliği önünde toplandı. Esad yanlısı bir grup protestocuları uzaklaştırmaya çalışınca arbede yaşandı. Polis, biber gazı kullanarak kalabalığı dağıttı.
FOTOĞRAF: SERDAR ÖZSOY

Hama’da da onlar vardı
Adı bile Suriyelileri korkutmaya yeten 4. Tümen Suriye’nin en iyi eğitimli özel kuvveti. 4. Tümen, Hafız Esad’ın kardeşi Rıfat’ın komutanlığında 1966’da kuruldu. 1982’deki ‘Hama Katliamı’nı da 4. Tümen gerçekleştirdi. Bugün Beşar Esad’ın kardeşi Mahir’in komutanı olduğu 4. Tümen’in asli görevi Esad hükümetine karşı tehditleri ve darbe girişimlerini savuşturmak. Yine aynı görevi üstlenen Cumhuriyet Muhafızları başkent Şam’da, 4. Tümen ise başkent dışındaki askeri operasyonları yürütüyor. 4. Tümen’in 15 bin ila 25 bin askeri olduğu düşünülüyor. Özel kuvvetler, hem komandı hem de paraşüt eğitimi alıyor, T-72M ve saldırı helikopterleri gibi Suriye’nin en modern askeri teçhizatı ile donatılıyor. Askerlerin büyük çoğunluğu Esad ailesinin mensubu olduğu Alevilerden oluşuyor.
 

Kuşatma altındaki Deraa’da ilk gazeteci
Le Monde muhabiri Christian Clanet, Suriye isyanının kuşatma altındaki merkezi Deraa’ya giren ilk gazeteci oldu. Clanet, Deraa’yı şöyle anlattı:
“Al Balad ‘ölüm gettosu’ haline gelmiş. Askerler mahalleden çıkmaya çalışan herkese ateş ediyor. Elektrik, su ve telefon hatları kesik. Yaşamsal gıdalar tükenmiş. Her gün binlerce insan ‘Süt, Su’ diye bağırarak yürüyor, ancak silah sesleri hemen onları bastırıyor. Yakınlardaki köylerden gelenler askerlere zeytin dalları sallayarak kuşatmayı kırmaya çalıştı. Ancak askerler izin vermedi, o gün 200 kişi öldü. Yaralılara yardım etmek isteyen doktorlar infaz ediliyor.”