15 Temmuz Dijital hafıza projesi "Biz 81'iz", Hafıza 15 Temmuz Müzesi'nde yaşatılacak
KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Saliha Okur Gümrükçüoğlu:- "O geceye ait bir öfke var ama onun yanında çok büyük bir gurur var. Çünkü o gün tank, top, ölüm korkusu hiçbir şeyi dinlemeden sokağa çıkan insanların ülkesi burası"
İSTANBUL (AA) - KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Saliha Okur Gümrükçüoğlu, 15 Temmuz gecesine ait bir öfke ama onun yanında çok büyük bir de gurur olduğunu belirterek, "Çünkü o gün tank, top, ölüm korkusu hiçbir şeyi dinlemeden sokağa çıkan insanların ülkesi burası." dedi.
Kadın ve Demokrasi Derneğinin (KADEM) Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ortaklığıyla bir yıl önce hayata geçirdiği 15 Temmuz Dijital hafıza projesi "Biz 81'iz", Hafıza 15 Temmuz Müzesi'nde yaşatılmak üzere 15 Temmuz Derneği'ne devredildi.
Projenin Hafıza 15 Temmuz Müzesi'nde gerçekleştirilen devir törenine, KADEM Yönetim Kurulu Başkanı Gümrükçüoğlu, KADEM Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, 15 Temmuz Derneği Başkanı İsmail Hakkı Turunç, 15 Temmuz Derneği Yönetim Kurulu üyesi ve Şehit İlhan Varank'ın ablası Ayşe Arslantürk ile şehit yakınları ve gaziler katıldı.
Tören öncesi davetliler müzeyi gezdi, ardından 15 Temmuz tanıklıklarının anlatıldığı videolardan oluşan "Biz 81'iz" projesine gelen videolardan özel bir kesit gösterildi.
Törende konuşan Gümrükçüoğlu, bugün burada aslında gururu hissettiklerini belirterek, "Evet, o geceye ait bir öfke var ama onun yanında çok büyük bir gurur var. Çünkü o gün tank, top, ölüm korkusu hiçbir şeyi dinlemeden sokağa çıkan insanların ülkesi burası. Evet sadece Türkiye'de darbeler olmuyor, dünyanın pek çok yerinde oluyor. Türkiye'de çok daha fazla oluyor. Bir ritüel gibi yani her 10-15 yılda bir tekrarlanan bir hadise bu maalesef. Ama dediğimiz gibi biz 15 Temmuz'da vatanımıza canımız pahasına sahip çıktık." ifadelerini kullandı.
O gece yaşadıklarını da aktaran Gümrükçüoğlu, şöyle devam etti:
"Biz geçen sene böyle bir proje başlattık. Dedik ki yani 15 Temmuz Ankara Gölbaşı ya da İstanbul 15 Temmuz Köprüsünden ibaret değil. 81 ilde çok farklı hikayeler vardır. Bunları muhakkak kayda alalım. Çünkü gerçekten unutuyoruz, maalesef unutuyoruz. Bizden sonraki nesle çocuklarımıza, torunlarımıza bunu bırakalım. Bu bir sorumluluk dedik dernek olarak ve 81 ilde 5 bine yakın video geldi. Çok amatör videolar bunlar. O yüzden de bence çok kıymetli. Kendileri çektiler. Telefonlarını önlerine koydular, kadrajın önemi yok. Biz burada bir film ya da bir belgesel değil, o duyguyu yansıtmak istedik ve bunu da başardığımıza inanıyorum. Bugün burada o çok kıymetli arşivi, çok emin ellere 15 Temmuz Derneği'ne devrediyoruz. Burada yaşaması için, gelen misafirlerin de o hikayeleri tek tek, onların şahitliklerine şahit olmaları için burada bırakıyoruz. Ben Rabb'im bir daha bize böyle anlar yaşatmasın diye dua ediyorum. Bunun için de muhakkak ayık olmak, farkında olmak ve unutmamak gerekiyor."
- "O karanlık geceyi, tüm dünyaya anlatmayı önemli buluyorum"
KADEM Başkan Yardımcısı Sümeyye Erdoğan Bayraktar da 15 Temmuz'un darbeler tarihinde, milli irade ile engellenen ilk darbe girişimi olduğunu, sokağa inen halkın, bu cesareti Çanakkale'den, Milli Mücadele'den, yere düşmemiş bayraktan, şehitliklerin dipdiri ruhundan bulduğunu dile getirdi.
Bayraktar, geçen 5 sene içinde 15 Temmuz'un unutulmaması, bu büyük travmanın tarih sayfalarına adeta kazınması için çok çalıştıklarını belirterek, şunları kaydetti:
"KADEM olarak, bu konuda toplumsal hafızanın canlılığına büyük önem veriyoruz. Çünkü insanoğlu unutur, belli bir süre sonra geçmişi farklı şekillerde hatırlayabilir. O yüzden, geçmişi canlı tutmak, hafızamızın bulanıklaşmasını önlemek için titiz davranmalıyız. O geceki hain saldırı, bizim demokrasimize ve milli irademize olduğu kadar, bugüne dek dünyada gerçekleşmiş tüm özgürlük karşıtı saldırıların zeminini oluşturan zihniyetin bir devamıdır. Haliyle 15 Temmuz'a, sadece Türkiye özelinde değerlendirilebilecek bir hadise olarak bakmamalıyız. Faşist ve cuntacıların sebep olduğu zulüm, tarihi uzun bir tarihtir. Biz 15 Temmuz'u bu tarihe eklenmiş yeni sayfalar olarak görüyoruz. O karanlık geceyi, sınırlarımızın dışına çıkarmayı, bıkıp usanmadan tüm dünyaya anlatmayı bilhassa önemli buluyorum. Maalesef Türkiye, dünyada en çok darbe yapılan ülkeler arasında. Öyle ki darbeyi bekleyen, alkışlayan ve destekleyen bir düşünce yapısının yaşatıldığı çevreler olduğunu dahi görüyoruz. Eğer birinin, 'darbe ve ama, darbeye yol açan koşullar' gibi cümleler sarf ettiğini duyarsanız, bilin ki bu cümlelerin arkasında darbelere çanak tutan bir zihniyet vardır."
Milli iradenin dokunulmaz olduğunu vurgulayan Bayraktar, kendi dünya tasavvurundan başkasını kabullenemeyenlerin, millete üstten bakanların, darbelere her zaman haklı gerekçeler bulduğunu aktardı. Bayraktar, "Bu iki yüzlülüğü, maalesef sadece burnumuzun gibinde değil, sınır ötesinde de gördük. Demokrasi ve özgürlüklerin beşiği Batı dünyası, Türkiye'de ve Orta Doğu'daki tüm darbelere karşı sus pustur. O nedenle demokrasi ve tam bağımsızlığın ne olduğunu ancak bu kavramlara 'ama'sız, 'fakat'sız inanların anlatabileceğine yürekten inanıyorum." diye konuştu.
Bu tip odakların illüzyon sanatındaki maharetlerini, emelleri uğruna insanları nasıl kıyımdan geçirdiklerini ve nasıl canavarlaşabildiklerini anlatmayı, benzer olayların önüne geçebilmek için kaçınılmaz gördüklerini ifade eden Bayraktar, "Biz 81'iz" projesinin düşünsel altyapısında bu kabulün olduğunu vurguladı.
Bayraktar, şöyle devam etti:
"İstedik ki duymayan kalmasın. Henüz anlatılmamış, birçok hikaye gün yüzüne çıksın. 81 ilimizde, aynı anda yaşadığımız, o zifiri karanlık gecenin, nasıl aydınlığa kavuştuğunun kaydını tutalım istedik. Her ilimizden insan hikayeleri topladık. Haber bültenlerinde ve anma programlarındaki kronolojik anlatıdan ziyade, her bir insanın penceresinden görünen manzaranın detaylarına indik. Mesela, 'darbe oluyor' haberini alır almaz akıllara ilk ne gelmişti? Nabız nasıl atmıştı? Evladını sokağa gönderen anne, hangi duayı okumuştu? Asker kılığındaki hainlerin arasına dalan kadın, korkusunu nerede bırakmıştı? Sivillere ateş açan üniformalı eşkıyaların asker olmadığını, çocuklarına nasıl anlatmışlardı? Evden çıkarken, 'Dönmemek de var.' diyerek vedalaşanlar, bu büyük cesareti nasıl toplamışlardı? O geceyi sadece, İstanbul'da 15 Temmuz Şehitler Köprüsünde ya da Ankara'da Meclis'in ve Külliye'nin önünde olanlar değil, 81 ilimizdeki tüm vatandaşlarımız yaşadı. Sokağa çıkan, çıkmayan herkesin kalbi telaşla çarptı. Tüm insanların, bütün farklarını, vatan sevgisinin potasında erittiğini gördük. Kirli ideolojilerle birbirine kırdırmaya çalıştıkları bu halkın tüm farklılıklarını soyunup, bayrağa büründüğünü gördük. Kalbin direnişini, tankların karşısında hayatını siper edenleri gördük. Hepimiz sıradan bir vatandaşken, bağımsızlığımıza ve namusumuza yapılan saldırı karşısında devleşebildiğimizi gördük. O gece, sanki bütün çocuklar, gençler, kadınlar, erkekler, amcalar ve teyzeler tanklardan daha büyüktüler. İşte, bu parçaları bir araya getirmek için kurduğumuz web sitesi ve sosyal medya hesaplarında tüm bu hikayeleri bulabilirsiniz."
Bayraktar, bu dijital hafızayı 15 Temmuz Müzesi'nde korumak ve daha büyük kitlelere ulaşmasını sağlamak için 15 Temmuz Derneğine devrettiklerini sözlerine ekledi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.