Ramazan KERPETEN
İSVEÇ’İN ‘TÖRE CİNAYETLERİ’NE KARŞI DURUŞU
Adına “Töre Cinayeti” denilen bir barbarlık var. Bir babanın, bir kardeşin kendi öz evladına, kardeşine yapamayacağı hunharlıkların adı…! Cahiliye dönemi Arapları arasında kızlarını diri diri gömmek ne ise, bu Töre Cinayeti meselesi de öyle..
İsveçliler bu cinayetin psikolojik ve sosyolojik temellerini araştırıyor. Hatta geçtiğimiz yıllarda bir belediyenin yetkililerine bu konuda bir Türkiye gezisinde rehberlik yapmıştım. Meselenin dinî boyutunu merak ediyorlardı, onları İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı ile görüştürdüm. Hem saygın bir akademisyen, hem de dinî alanda yetkili ve otorite olan Sayın Çağrıcı; böyle bir cinayetin kesinlikle tasvip edilemeyeceğini ve Kur’an’da da bunun yerinde olamayacağını delilleriyle ortaya koydu.
Bu konuda akademik çalışmaları merak ediyorlardı, bu konuda araştırma yapan ve tez olarak öğrencilerine ödev veren öğretim görevlileriyle konuşturduk onları…
O belediyedeki yetkililer; bu ‘Töre’ adı verilen cinayetlerin dinle bir alakasının olmadığına kanaat getirdiler. Bu, bazı kültürler içerisinde neşet eden ve kadını meta olarak gören yanlış bir zihniyetin ürünleriydi. Fakat bütün Avrupa meseleyi böyle görebiliyor mu?
Bunun doğru anlaşılması ve anlatılması, biz gurbetçilere düşüyor…
İSVEÇ’TE TÖRE CİNAYETİ GÜNÜ
Töre cinayetiyle hayatını kaybeden Fadime Şahindal’in ölüm yıl dönümü münasebetiyle geçtiğimiz günlerde (21 Ocak’ta) İsveç genelinde protestolar düzenlendi. 2002 yılında hayatını kaybeden Şahindal için Stockholm’ün merkezindeki Sergelstorg meydanında bir araya gelen kalabalıklar, sloganlar atarak ‘Töre Cinayetleri’ni protesto ettiler.
Mitingde konuşma yapan, “Pela ile Fadime’yi Hiçbir Zaman Unutmayın Federasyonu” Başkanı Sara Muhammed: “Dünyada aynı şartlarda yaşayan milyonlarca kıza desteğimizi vermek istiyoruz” dedi. Başkan Sara ayrıca: “İsveç hükümetinden, bu sorunu AB seviyesine taşımasını istiyoruz. Birçok gencin bu tür barbar hareketlere maruz kalmasının durdurulmasını istiyoruz.” şeklinde konuştu.
Akşamki gösterilerde, töre baskısının sadece genç kızlara değil, erkek çocuklarına da uygulandığı vurgulandı. Stockholm’deki mitingdeki konuşmacılar arasında Folk (Liberal- Halk) Parti’den Brigitta Ohlsson, gazeteci yazar Dilsa Demirbağ Sten ve Humanist Derneği’nden Rebecca Hybinette yer aldı. Stockholm haricinde, Vesterås, Uppsala gibi başka şehirlerde de benzer protestolar düzenlendi.
BABALARI TARAFINDAN KATLEDİLEN İKİ KIZ SEMBOL OLDU
1975 Türkiye doğumlu ve Kürt, Alevi asıllı Fadime Şahindal, 2002 yılının 21 Ocak tarihinde ailesi tarafından İsveç’in kuzeyindeki Uppsala şehrinde vurularak öldürülmüştü. Ertesi gün Fadime’nin babası polise gelerek suçunu itiraf etmişti. Fakat daha sonradan ifadesini geri çekmiş ve suçlamaları da reddetmişti. Buna rağmen katil baba ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı. Cinayet öncesinde Fadime’nin ağabeyi de, onu sürekli dövmesinden dolayı hapis cezasına çarptırılmıştı.
Fadime’nin, Patrik isimli İsveçli bir gençle evlenmek istemesi ve ailesinin buna karşı çıkması üzerine olaylar başlamıştı. Bunun üzerine Fadime sığınma evlerine sığınmış ve kendisine gizli bir kimlik verilmişti. Adresi; ailesi ve yakınlarından gizli tutulan Fadime, devlet tarafından koruma altına alınmıştı.
Fadime Şahindal, durumunu medyaya anlatınca kamuoyunda büyük yankı bulmuştu. Ölümünden kısa bir süre önce de İsveç Meclisi’nde bir konuşma yapmış olan Fadime, politikacılara; “Bu tür töre baskısına uğrayan kızlara ihanet etmemeleri” çağrısında bulunmuştu. Daha sonra ailesi onun adresini bulmuş ve babası evinin zilini çalmış, Fadime kapıyı açınca da onu kafasından, alnından vurmuştu.
Töre cinayetlerinin İsveç’teki bir başka sembolü ise Pela Atroshi idi. Kuzey Irak’tan göç etmiş Kürt asıllı bir kız olan Pela’ya, onunla evlenmek isteyen bazı yakınları “İsveçli bir gençle konuştuğu” iddiasında bulunmuş ve kızın ailesi de Pela’yı Irak’a götürüp 24 Haziran 1999’da evlerinde infaz etmişlerdi. Bu töre cinayetinden sonra Pela’nın kız kardeşince yazılan “Pela’ya Töre Cinayeti” isimli kitap bu alanda başvuru kitabı halinde gelmişti.
İsveç’te bu şekilde başka kızlar da öldürülmeye başlayınca, hükümet tarafından İsveç’in bütün belediyelerine töre cinayetine dair bilgilendirici kitaplar dağıtıldı.
Töre cinayeti tehdidi altındaki kızlara sığınma hakkı verebilme durumunu araştırmak ve incelemek için İsveç Göçmen Dairesi, Irak’ın Kürdistan bölgesine yakın bir zamanda ziyaret düzenlemeyi planlıyor.
İsveç, bu konuda hassas. Meseleyi bir insan hakları ve de can güvenliği açısından ele alıyor. Bizim ise, bunların ötesinde daha birçok hassasiyetlerimiz var; Vicdan, insaf, ahiret, kul hakkı, din bağlamında…
Sabah Gazetesi’nde bugün (02 Şubat 2010) manşetten bir Töre Cinayeti haberi vardı. Diyarbakır’da yaşanmış bu iç karartıcı olay… Bu ve buna benzer hadiselerin gerek Türkiye’de, gerekse İsveç gibi başka memleketlerde bir daha yaşanmaması dilek ve ümitleriyle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.